"Türkiye’nin; ekonomisi, siyaseti ve her türlü sorunları konusunda söz söyleme hakları vardır."
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 1971 yılında İstanbul'da, sanayi ve hizmet kuruluşlarını temsil eden önde gelen gönüllü iş dünyası kuruluşu olarak Koç Holding Kurucusu Vehbi Koç başkanlığında Türkiye’nin ileri gelen iş insanları tarafından kurulan en önemli sivil toplum kuruluşudur.
KURUCU BABALARI VE SİYASİ TAVIRLARI
Kurucuları; Koç Holding Kurucusu Vehbi Koç başkanlığında, Yaşar Holding’ten Selçuk Yaşar, Tekfen’den Feyyaz Berker, Elektrometal’den Hikmet Erenyol, Eczacıbaşı Holding’ten Nefat F. Eczacıbaşı, Metaş’tan Reşat Özsaruhan, Otomobilcilik’ten Melih Özkat, Altınyıldız Mensucat’tan Osman Boyner, Sabancı Holding’ten Sakıp Sabancı, Güney Sanayi’den Ahmet Sapmaz, Çanakkale Seramikten İbrahim Bodur ve Elyaf Çimento’dan Muzaffer Gazioğlu’dur.
Bu holding yöneticilerinin ardılları da şimdilerde eskiden olduğu gibi, TÜSİAD’ı piyasa ekonomisi ilkelerine göre yönetmektedirler. Liberal siyaseti benimseyen, sosyal demokratlara mesafeli, laiklik ve Atatürk ilkelerine bağlı. AKP iktidara gelinceye kadar İslam eksenli siyasete de mesafeli duruyorlardı.
Günlük siyasete mesafeli gibi görünseler de ekonomik kararları yönlendirmede etkisiz oldukları söylenemez, görünüşte sanki "suya sabuna dokunmaz" gibi görünüyorlar.
Özal döneminde başlayan, iş insanları ve şirketlerini vergi ve kredi baskısı ile terbiye etme, AKP ile el koymaya kadar vardırıldı. İnanç ve milliyet temelli iş insanları dernekleri 1990’lı yıllardan sonra kurulmaya başlandı.
İSLAMCI VE MİLLİYETÇİ İŞ ADAMI DERNEKLERİ
1990’da Müstakil İş Adamları Derneği (MÜSİAD) kuruldu. Aslında "müstakil" kelimesi özellikle seçilmişti. Kurucu Genel Başkanı Erol Mehmet Yarar’a göre: "İsim babası Erbakan Hoca’ydı. Herkes tartışsa da MÜSİAD’ı benimsiyordu. 'Müslüman iş adamları' diyorlardı, 'müstakil iş adamları' diyorlardı. İkisi de güzel sıfat, ikisi de hoşumuza gidiyordu. Bizim neyi temsil ettiğimiz açık ve net bir şekilde belliydi.’’
Milliyetçiler durur mu? Onlar da Milliyetçi Sanayici İş Adamları Derneği (MİSİAD) kurdular. Aynı kısaltılmış ad ile yani MİSİAD kısaltması ile Memleketçi Sanayici Ve İş Adamları Derneği de var.
Gülen Cemaati yani FETÖ’cüler de İş Hayatı Dayanışma Derneği'ni (İŞHAD), 2005 yılında TUSKON’nu ve Hür Sanayici ve İş Adamları Derneği'ni (HÜRSİAD) kurmuşlardı.
GİAD son eki ile bütün illerde kurulan ‘’Genç İş Adamları Dernekleri’’ ve bunların bir üst kuruluşu olan Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) de benzer nitelikte derneklerdendir. Bu derneklerin tamamı son yıllarda iktidara yakın pozisyonlarına devam ediyorlar.
Aradım, taradım bir tane bile ‘’sosyal demokrat iş insanları derneğine’’ rastlamadım. Neyse biz güncel konu olan TÜSİAD soruşturmasına gelelim.
TÜSİAD’DAN TEPKİ, İKTİDARDAN SORUŞTURMA
TÜSİAD'ın 13 Şubat'ta toplanan Genel Kurulu'nda Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan kamuoyunda da tartışılan konularla ilgili konuşma yaptı. Arkasında Adalet Bakanı ve AKP yetkilileri hemen tepki koydular. Arkasından savcılık soruşturması başlatıldı.
Konuşmalar özet olarak; herkesin bildiği endişeleri içeren, yani son yakın dönemde yaşanan tutuklamalara, ihraç edilen teğmenlere, Kartalkaya yangınına, İliç maden toprak kaymasına ve depremler ile küresel gelişmelere değinilen konuları içeriyordu.
Buna göre;
-Hukukun üstünlüğüne, enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmanın giderek zorlaştığına,
-Kurallar vardır ama uymayanların çok olduğu, yeterli denetimin olmadığı,
-Son zamanlardaki ölümlerin ana nedenlerinin sistem bozukluğu olduğu, sistemin kendi kendini düzeltme mekanizmasının olmasının gerektiği,
-Olayların sorumlularının görevden ayrılmaları ve hesap vermeleri, yerlerine yetkin kişilerin getirilmelerinin gerektiği,
-Muhalefet partilerine ait belediyelerdeki gözaltılar, menajer Ayşe Barım'ın tutuklanması ve çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını, tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini,
-Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomi programına destek veriliyor ise de her şeyin yolunda olduğunun söylenmeyeceği,
-Yeni yasal düzenlemelerle, kamu görevlilerinin Devlet Denetleme Kurulu tarafından görevden alınmasının ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) şirketlere kayyum olarak atanmasının mümkün hale geldiği,
-Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay olduğu,
-Kadın cinayetlerinin, çocuk tacizlerinin sonunun gelmediği,
-Tüm bu sorunların arkasında, "hukuka olan güvenin sarsılması" olduğu,
gibi çok haklı ve herkes tarafından bilinen ama çözüm üretilmeyen konulara değinilmiştir.
Türkiye’nin giderek ağırlaşan, toplumun tüm kesimleri tarafından dillendirilen, sanatçısı, yazarı çizeri ve siyasileri tarafından, ekonomik ve siyasi bedel; gözaltı, tutuklama, yıllarca hapis ve mahkemelerde süründürülme şeklinde bedel öderken, iş dünyasının en önemli sivil toplum kuruluşu olan TÜSİAD kurullarında görüşülmeyecek, eleştiri konusu edilmeyecek de nerede edilecek!
İktidarın kimi bakanları, yetkilileri, iktidarın her doğrusunu, yanlışını gözü kapalı olarak kabul eden, muhalif kesimleri vatan hainliği, terör yanlısı gibi gösterme hastalığına tutulmuş bir kısım besleme sözde basın mensubu ve adeta kraldan çok kralcı kesilen Sayın Bahçeli’nin de bilinen görüşlerini buraya almaya bile gerek görmüyorum!
TÜSİAD ELEŞTİRİYOR AMA YOL DA GÖSTERİYOR
TÜSİAD, mevcut uygulamaları eleştirmekle kalmayıp yeni politikalar önermek amacıyla hazırladığını belirttiği "Perspektif: 2025 Dönüşüm ve Gelecek için Yol Haritası & Öneriler" adlı bir kitapçığı da paylaştı. Kitapçıkta ekonomik kalkınmanın iki ana yapısal reforma bağlı olduğu belirtilerek;
-Bunlardan "ilki insana değer katan eğitim ve liyakat"
-İkincisiyse "hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı" olduğu, "bu iki reformun hakkıyla gerçekleştirilirse diğer tüm reformların kolaylıkla yapılabileceği"
-"Türkiye'de gelir dağılımı eşitsizliğinin temel sebepleri arasında yüksek enflasyon, sektörler arası dengesizlikler, kayıt dışı istihdam, dolaylı vergilerin ağırlığı, kadınların iş gücüne katılımındaki yetersizlik ve bölgesel kalkınma farkları olduğu" belirtiliyor.
TÜSİAD üyeleri, kamu kesimi hariç milli gelirin yarısını, enerji ithalatı hariç dış ticaretin yüzde 85’ni, kamu kesiminde çalışan amir, memur, kadrolu ve sözleşmeli işçiler hariç kayıtlı istihdamın yüzde 57’sini gerçekleştiriyor.
Kurumlar vergisinin de yüzde 50’sini ödüyor. Borç alanın emir aldığı gibi, vergi veren de hesap sorar! İş dünyasının en önde gelen mesleki sivil toplum kuruluşu olarak, AKP’nin atanmış bakanlarından, iktidardan beslenen kimi basın yayın kişi ve kuruluşlarından daha çok Türkiye’nin; ekonomisi, siyaseti ve her türlü sorunları konusunda söz söyleme hakları vardır.