Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusu yapınca suçlu duruma düştüler.
Çünkü, Anayasa Mahkemesi kararına uymak zorunda olmalarına rağmen, Anayasayı çiğnedikleri için suç işlediler
İşte yok sayılarak çiğnenen Anayasa’nın 153. Maddesinin son fıkrası şöyle:
-“Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.”
Bu anayasal durumu yine hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu’na sordum.
Eminağaoğlu bu ucubenin kralı olan Yargıtay hukuksuzluğunun hukuki boyutunu şöyle anlattı:
“Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında soruşturma merci, Anayasa Mahkemesi…
Anayasa Mahkemesi soruşturma açarsa, yargılama merci de bu sefer Yüce Divan sıfatı ile aynı Anayasa Mahkemesi üyeleri.
Anayasa Mahkemesi’ne Yargıtay’dan bir yazı giderse Anayasa Mahkemesi ne mi yapmalı?
Evrensel hukuk kuralı şöyle:
-Konusu suç oluşturan emir, iş ve işlemler yerine getirilmez, yerine getiren olursa, yerine getirenler de suçlu duruma düşerler.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne 3. Ceza Dairesi’nden böyle bir yazı giderse, Anayasa Mahkemesi Başkanı yazıyı alıp bir kenara koyacak.
Bu yazının hukuken hiçbir anlamı yok.
Yani hukuken yok hükmünde.
Çünkü, sözde suçlanan 9 Anayasa Mahkemesi üyesi var.
Anayasa Mahkemesi toplam 15 kişiden oluşuyor ve en az 10 kişi ile toplanabiliyor.
Suçlanan 9 üye, kendileri hakkındaki işe bakamayınca geriye sadece 6 üye kalıyor.
Anayasa Mahkemesi bu durumda ne soruşturma yapabilir ne de Yüce Divan sıfatı ile yargılama yapabilir.
Bu hukuki durumu Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri bilmezler mi? Bal gibi bilirler.
Ancak hedefleri hukuki değil siyasi olunca ortaya da hukuki kriz değil siyasi kriz çıkıyor.
Bu durumda Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkındaki hukuki durumu da ortaya koyalım.
3’üncü Ceza Dairesi üyeleri için bu kez Anayasa Mahkemesi ‘görev suçu işlediler’ diye karar alabilir ve bu kararını Yargıtay’a tebliğ eder.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu şu gerekçe ile soruşturma açmalı:
Görevi kötüye kullanmak ve özgürlüğü kısıtlamak suçu…
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu Yargılanma kararı verirse, yargılama merci Yüce Divan.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyeleri, AYM’nin Yüce Divan’ı oluşturacak 9 üyesi ile aralarında kişisel husumet yarattılar ki bu durumda;
9 üyesi bu nedenle Yüce Divan’ın dışında kalınca, kalan 6 üye ile Yüce Divan toplanamayacak ve Yüce Divan görev yapamayacak.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin üyeleri kendilerini sorumsuz ve yargılanamaz duruma da soktular.
Büyük başarı…
3’üncü Ceza Dairesi’nin üyeleri için çok sayıda “kişisel suç işlediler” şikâyeti yapıldı, yapılmaya devam ediliyor.
Bu konuda soruşturma merci Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’dur.
Suçun nitelemesini Birinci Başkanlık Kurulu yapacak.
Kişisel suçun adı kuşkusuz şöyle; “Anayasayı ihlal suçu…”
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu yargılanma kararı verirse, bu sefer bu suçtan yargılama merci Yargıtay ilgili Ceza Dairesi olacak.”
Sordum: Anayasayı ihlal suçu nedir?
Eminağaoğlu dedi ki:
“Uymak zorunda oldukları Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamak suçtur.
Anayasanın 153. Maddesinin son fıkrasında hükme bağlanmasına rağmen AYM kararını uygulamamak açıkça anayasayı ilga etmektir.
Daha da ötesinde TBMM’ye adeta emir verip, yerel mahkemeye emir verip şu kararı aldılar:
‘AYM kararını uygulamayın, milletvekilliğini düşürün ve infaza devam edin…’
Öte yandan;
Anayasa Mahkemesi’ni kendileri yönünden Yüce Divan sıfatı ile görev yapamaz, hale getirerek kendilerini de yargılamaz kıldılar.
AYM’yi kendileri yönünden Yüce Divan yargılanmasını askıya aldılar.
Yargıtay üyeleri hakkında, disiplin soruşturması açılması da gerekir.
Bu konuda ise Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu yetkili.
Ceza vermeye Yüksek Disiplin Kurulu yetkili.
3. Ceza Dairesi üyeleri için görevden çekilmeye davet denilen ihraç cezası verilmesi gerekiyor.
Eğer Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu üyeleri bu görevleri yapmazsa, Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyelerinin işlediği suçları kendileri de işlemiş hale gelir.”
-Sordum: Yerel mahkeme de AYM kararını uygulamadı.
Eminağaoğlu dedi ki:
“Elbette yerel mahkeme de AYM kararını uygulamamakla, “görevi kötüye kullanmak ve özgürlüğü kısıtlamak suçunu” işledi.
Burada izin merci ise Hâkimler Savcılar Kurulu.
Yerel mahkeme yargıçları hakkında disiplin soruşturması açmak ve ceza vermek yetkisi de HSK’da.
Bu ceza ise kuşkusuz meslekten ihraç olmalıdır.
HSK görevini yapmazsa, bu suçları HSK da işlemiş olur.”