Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, depremzede 70 yaşındaki kanser hastası emekli öğretmen Suna Uğur ile konuştu. Emekli ama geçinemediğinden takı satarak para kazandığı standı, depremde alt üst oldu. FOX TV'nin Çalar Saat programında İlker Karagöz'ün yayınladığı haberdeki diyalog şöyleydi:
Suna Uğur: Hiç iyi değilim, kanser hastasıyım, ameliyatlıyım. Ben bunu nasıl temizleyeceğim?
- Fuat Oktay: Biz temizleriz
Suna Uğur: Ben bugüne kadar yardım almadım hiç… 70 yaşındayım, öğretmenim, hala çalışıyorum…
- Fuat Oktay: Sakin olun bütün her şeye rağmen. Bunu hep beraber yaşıyoruz. Biz takip edeceğiz tekrar. Tüm bu sorunlar bitene kadar buradayız.
Suna Uğur: Artık inanmak istiyorum.
Değerli okurlarım,
Fuat Oktay seçilmiş bir siyasetçi değil, Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanan cumhurbaşkanı yardımcısı. Fuat Oktay siyaset yapmaya başlıyor ve şunları söylüyor:
- "Biz, 1999 depreminden bugüne geldik. Orada, yaşadığımızı biliyorsunuz değil mi, ne yaşadık orada? Öğretmensiniz…
- Deprem olduktan 2 gün sonra devlet olayın ne olduğunu bile anlayamamıştı.
- Bugün ne yapıyoruz? Deprem ne zaman oldu? Cuma günü saat 14.51 değil mi? Biz ne zaman müdahil olduk? Dakikalar içinde.
- Şimdi odaklandığımız nokta afetler olmadan önce afetleri önleyelim istiyoruz. Yıllardır da buna uğraşıyoruz. Kentsel dönüşüm de bunun parçasıydı."
Deprem geçirmiş 70 yaşındaki emekli öğretmene 1999 depremini hatırlatarak İzmir Seferihisar depreminin mukayesesini yapıyor. Anlaşılan o ki amacı depremden de siyasi rant çıkarmak. Oktay bu fırsatçılığı yapıyor ama duymazdan geldiği içler acısı durumu için tek kelime söylemiyor.1999 depreminden söz ederek siyaseten gündemi değiştirmeye çalışıyor.
- Suna öğretmen diyor ki;
"Ben bugüne kadar yardım almadım hiç…"
Anlaşılan o ki, koronavirüs nedeniyle alamadığı yardımdan söz ediyor. 65 yaş üstü olan Suna öğretmen aylarca süren sokağa çıkma yasağı nedeniyle devletten tek kuruş yardım alamadığından söz ediyor.
Fuat Oktay anlamazlıktan geliyor…
- Suna öğretmen diyor ki;
"70 yaşındayım, öğretmenim, hala çalışıyorum…"
Emekli maaşı yetmeyen, emekliliğinin huzurunu yaşayamayan, hala ekmek parası için çalışan Suna öğretmen durumunu net şekilde ortaya koyuyor…
Fuat Oktay anlamazlıktan geliyor…
Değerli okurlarım,
Bu tablo gerek koronavirüs gerekse ekonomik krizin çok acı tablosudur.70 yaşındaki emekli öğretmeni çalışmaya muhtaç eden AKP zihniyeti, 18 yıldır bu tabloyu görmüyor, duymuyor… Tek adam rejiminin ülkenin sorunlarına çözüm olacağı yalanını Suna öğretmen cumhurbaşkanı yardımcısına öyle sakin anlattı ki bravo dedim.
İyi ki Erdoğan'a anlatmadı…
Suna öğretmenin karşısında Erdoğan olsaydı kim bilir nasıl kızar nasıl azarlardı?
Değerli okurlarım,
Şimdi Fuat Beyefendiye hatırlatayım.
İzmir Seferihisar depreminde Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in yaptığı açıklamaya göre 20 binada yıkım oldu. 1999 Marmara depreminde 35 yaşında olan belki de Amerika'da olan Fuat Bey; Resmi raporlara göre:
- 285 bin 211 konut hasar gördü,
- 42 bin 902 iş yeri hasar gördü,
- 133 bin 683 bina çöktü,
- 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti,
- 23 bin 781 kişi yaralandı,
- 505 kişi sakat kaldı…
Bu rakamlarla Seferihisar depremini mukayese etmek nasıl bir mantıktır?
Fuat Bey,
İstanbul'da 286 bin 551 riskli konut ve 42 bin 622 riskli iş yeri olmak üzere toplam 329 bin 173 riskli bağımsız birimi var.
Rant olan bölgelerde kentsel dönüşümün bir kısmı yapıldı, yapılıyor ama ya diğer rant olmayan bölgelerde kentsel dönüşüm ne durumda?
Değerli okurlarım,
9 Kasım 2011 tarihinde Van'da meydana gelen ve 40 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan 5,6 büyüklüğündeki depremin ardından dönemin AKP'li Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Hammurabi Kanunu'nu şöyle anımsattı:
- 229. madde: Bir inşaatçı her hangi bir kişi için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapan öldürülür.
- 230. madde: Eğer bina, ev sahibinin oğlunu öldürürse, inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.
- 231. madde: Yıkılan bina, sahibinin kölesini öldürürse, inşaatçı, evin sahibine köle için ödeme yapar.
- 232. madde: Binanın bir kısmı harap olursa, harap olan kısmın tümünü inşaatçı tazmin eder ve yıkılan binayı düzgün bir şekilde tekrar inşa eder.
- 233. madde: Bir kişi, başkası için bina yapıyorsa, bina henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı yıkılmışsa, inşaatı yapan kişi, kendi imkânlarıyla duvarı daha sağlam hale getirir.
Değerli okurlarım,
AKP iktidarı ekonomik krizden çıkış yolu bulamayınca vatandaştan para toplamak için "İmar Barışı" adı ile süslediği imar affı çıkardı.Tek bir yapıdan "depreme dayanıklılık raporu" istemeden tüm başvurulardan paraları topladı, "Yapı Kullanım Belgesi" verdi. İzmir'de yıkılan binaların da bu belgeleri olduğu açıklandı…
Kimi kime şikayet edeceğimizi de şaşırdık. Ama çözümün unsuru biliyoruz ki sandıktır, seçimdir vatandaşın iradesidir. Yolcudur Abbas bağlasan durmaz…
Kaynak Yeniçağ: Yolcudur Abbas bağlasan durmaz… - Orhan UĞUROĞLU