“MADIMAK UTANÇ MÜZESİ OLANA KADAR MÜCADELENİZİ MÜCADELEMİZ OLARAK SÜRDÜRECEĞİZ”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 61. Ulusal 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinliklerinde yaptığı konuşmada, “Maalesef, ‘Cemevi cümbüş evi’ diyen, cem ile cümbüşü bir tutan bir anlayışın yönettiği bu ülkede cümbüşün yerinin Kültür Bakanlığı olduğu kabulüyle bir inancı Kültür Bakanlığına bağlayarak bu hakareti, bu hor görmeyi kurumsallaştıran anlayışa itiraz ediyoruz. Haklı itirazlarınızın yanınızdayız. Madımak utancı ile bu devlet hala yüzleşmemiştir. Madımak bir utanç müzesi olana kadar mücadelenizi mücadelemiz olarak hep birlikte sürdüreceğiz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 61. Ulusal 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinliklerine katıldı. Özel, “Bugün burada hem bu açılış konuşmalarını gerçekleştirip, partilerimizin, temsil ettiğimiz derneklerin, vakıfların meseleye bakış açılarını ortaya koyuyoruz. Ardından da bir ödül töreni gerçekleşecek. Bu törende akademi ödülünü alacak olan Sayın Meral Salman Yıkmış’ı, kültür sanat ödülünü alacak olan Sayın Kılavuz Bakır’ı, yaşayan insan hazinesi ödülüne layık görülen Sayın Adil Atalay’ı, bugün burada, bu ortamda ödül verecek olmaktan büyük bir onur duyduğum, gönül bağı ile ocağına bağlanmış, kinden kibirden uzak anlayışla, hünkarın felsefesine hizmetini sessiz ve sitemsiz şekilde sürdüren Sayın Veliyettin Ulusoy’u tebrik ediyorum. Önlerinde saygı ile eğiliyorum” dedi. Özel, “Bu kıymetli hazirun ile birlikte Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin manevi huzurundayız. 753 sene önce hakka yürüyen ama söyledikleri ve yaptıklarıyla bugünümüze ışık tutan, halen ışık saçan hünkarın huzurundayız. Daha Avrupa’da Rönesans ve reform ortaya çıkmamışken, modern batı aydınlanması yaşanmamışken, bırakın Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesini, evrensel insan hakları değerleri tartışılmazken, ‘Her ne ararsan kedinde ara’ diyen, ‘Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız’ diyen, ’72 millete de bir nazar ile bak’ diyen, ‘Dini, dili, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir’ diyen, dünyada bırakın seçme seçilme hakkını kadının adı ve yeri yokken, ‘Bizim nazarımızda kadın ve erkek farkı yok’ diyerek kadını karar süreçlerinin içine dahil edip kadın sözünü erkek sözüyle bir ve aynı değerde gören, bunu tüm insanlığa öğütleyen hünkarın huzurundayız. ‘Sevgi muhabbet kaynağı yanan ocağımızda, bülbüller şevke gelir gül açar bağımızda, hırslar ve kinler yok olur aşk meydanımıza, aslanlar ile ceylanlar dosttur kucağımızda’ diyor ya Hacı Bektaş Veli, işte biz de tam bu yüzden buradayız. Bugün burada hep birlikteyiz” diye konuştu.
“AYDINLANMA DEVRİMİNİN IŞIĞINI SÖNDÜRMEK İSTEYENLERE İNAT”
Özel, “Ocağında kaynayan sevgi ve muhabbetten bir tas da biz içelim diye, gül açan bağında bülbüller gibi şevke gelelim diye, aşk meydanında hırslar ve kinler yok olsun diye, aslan ile ceylanı dost eden hünkar, bizlere ışık saçsın diye bizler buradayız. En son geçtiğimiz aralık ayında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hacıbektaş’a geliş töreninde buradaydım. Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı sürecinde Ankara’ya gelmeden önce, hemen önce Hacıbektaş’a uğrayarak Horasan Erenlerinin maddi ve manevi desteğini almış olması, milli mücadeleye çok büyük bir katkı ve özgüven kattı. Buradan ayrılırken Gazi Paşaya gittiğin her yerde erenler yanında ve arkanda olacak diye ve Kurtuluş Savaşının en büyük desteğini Gazi Mustafa Kemal’e sunanlar o gün Hacıbektaş’taydılar, bugün de Hacıbektaş’talar. Sekiz ay sonra yeniden Alevi Bektaşi yolunun müritleriyle, siz dostlarla burada bulunmaktan çok mutluyum. Büyük bir huzur, arınmışlık, mutlulukla hep birlikteyiz. Cümle canları saygı ile selamlıyorum. Yapılan son seçimlerde belediye başkanı seçilen çok değerli Ali Kaim biraz önce konuşmasında teşekkürde bulundu. Ülkeyi yönetenlere de sitemlerde bulundu. Kendisi şunu ifade etti, ‘Biz üvey evlat değiliz’ diye. Konuşmasında itiraz ettikleri ile razı oldukları vardı. Razı olduklarının başında adını andığı, Hacıbektaş’ı birileri üvey evlat görürken buradakileri öz kardeşi bilen başta Ekrem İmamoğlu ve tüm belediye başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Özel, “Bu topraklarda çok acı dönemler, acı günler, aylar ve yıllar hep birlikte yaşandı. Yüz yıllardır kan, gözyaşı, zulüm bir durduysa, üç yürüdü. Kerbela’da akan kan Çorum, Maraş, Sivas’ta akmaya devam etti. Kerbela’nın direnci sokak ortasında katledilen bilim insanlarının, sendikacıların, gazetecilerin, Berkin Elvanların, milyonların katıldığı cenaze törenlerinde o direnç vardı. Kerbela’nın yası kimi zaman Berkin’in, Ali İsmail’in, Abdullah Cömert’in mezarının başına bir sis gibi kondu. Hünkarın yolundan gidenler nefis karanlığını marifet ışığıyla, gönül karanlığını aşk ışığıyla aydınlatmaya devam ettiler. Ellerine bir gün silah almadan, şiddete hiç başvurmadan, cahiliye döneminin araçlarına bulaşmadan mücadelelerine devam ettiler. Mazlumlar zalimin kötülüğüne ne boyun eğdi, ne ortak oldu, ne onlara uydu. Bu mücadelenin öncü neferi olan sizlere, sizlerin huzurunda Manisalı, dört büyüğünden üçü Balkanlarda doğmuş, bir dedesi 99 yaşına kadar pazarda sebze satarak evlatlarını büyütmüş ve 104 yaşında vefat etmiş bir bahçıvan dedenin. Bir diğeri 62 yaşında daktilosunun üzerinde hayatını vermiş bir devlet memurunun torunu olarak, iki emekli öğretmenin evladı, bu devletin 10 yaşından beri devlet parasız yatılı okullarında büyüttüğü bir öğrencisi olarak, hukukçu tek bir genç kızın babası olarak, bu mücadelenin öncüsü ve neferi olan sizlere, bu memlekete bugüne kadar sahip çıktığınız, aydınlanma devriminin ışığını söndürmek isteyenlere inat bu meşaleyi elinizde taşıdığınız, bu mücadeleyi hep beraber yılmadan sürdürdüğünüz için hepinize ayrı ayrı yürekten teşekkür ediyorum canlar” diye konuştu. Özel sözlerini şöyle sürdürdü:
“İNCİNSEM DE İNCİTMEYECEĞİME SÖZ VERİYORUM”
“CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla, Genel Başkanı Özgür Özel olarak düşünce karanlığına ışık tutacağıma, tuttuğunuz ışığa ortak olacağıma, Hacı Bektaş Veli’nin ektiği tohuma su vermenize yoldaş olacağıma, incinsem de incitmeyeceğime ama ortak mücadelemizden de bir adım geri durmayacağıma, bir santim eğilmeyeceğime, bir kelime eksik konuşmayacağıma huzurlarınızda söz veriyorum. 61’inci Ulusal, 31’inci Uluslararası Hacı Bektaş Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri için Hacıbektaş’tayız. Ancak bir soruna buradan benim de dikkat çekmem, benden önceki kıymetli hatiplere iştirak etmem, katkı vermem gerekiyor. İktidar partisinin burada yıllardır sürdürülen bir geleneği yok sayarak, buradaki canların meşru ve resmi siyasi temsilcilerini akıllarınca dışlayarak. 15 Ağustos akşamı apar topar alternatif bir tören tertip etmelerini en başta Hacı Bektaş’ın mirasına yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum.
“MADIMAK UTANÇ MÜZESİ OLANA KADAR MÜCADELENİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Bugün Alevilerin en etkin şekilde değerli dernekleri, vakıfları adına konuşan başkanımızın da ifade ettiği gibi çözüm bekleyen, katkı bekleyen sorunları var. Türkiye vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir. Meri olan, yürürlükte olan Anayasa’daki tüm ifadelere rağmen, uygulama sırasında, kanun yaparken, kanunları uygularken Alevi vatandaşlara eşit yurttaş muamelesi yapılmamakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, ötekileştirilmekte, haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri Aleviler için ibadethanedir. Bizler için de ibadethane olacaktır. Bu yasal hak tanınana, bu anayasal hak kabul edilene kadar sizin mücadeleniz, benim mücadelemdir. Cemevleri ibadethane sayılmadı, ÇEDES programı adı altında laik eğitim örselenip katledildi, Kültür Bakanlığına bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla Alevilerin kabul etmediği bir kurum ve işleyiş oluşturuldu. Maalesef, ‘Cemevi cümbüş evi’ diyen, cem ile cümbüşü bir tutan bir anlaşın yönettiği bu ülkede cümbüşün yerinin Kültür Bakanlığı olduğu kabulüyle bir inancı Kültür Bakanlığına bağlayarak bu hakareti, bu hor görmeyi kurumsallaştıran anlayışa itiraz ediyoruz. Haklı itirazlarınızın yanınızdayız. Madımak utancı ile bu devlet hala yüzleşmemiştir. Madımak bir utanç müzesi olana kadar mücadelenizi mücadelemiz olarak hep birlikte sürdüreceğiz.
“VEFAMIZI GÖSTERMENİN EN ÖNEMLİ YOLU”
Yolculuğumuz ülkemiz için barışa, adalete, hoşgörüye, güzel ahlaka, erdeme, bilime ve umuda giden bir yolculuğu temsil ediyor. Yolumuz bu toprakların değerleriyle, Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin, Abdal Musa’nın, Mevlana’nın, Yunus Emre ve nice eren ve evliyanın öğretileri ile aydınlatıyoruz. Biz doğru durmaya, dost kapısını açık tutmaya devam edeceğiz. Aslan ile ceylanının bir arada yaşayabildiği, bereketin ve hoşgörünün egemen olduğu bir ülkeyi gelecek nesillere miras bırakana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Sözlerimin sonuna geldiğimde, vefanın başkenti Hacıbektaş’tan bir ifadeyi tekrar etmekte benim için bir andı, bir ahdi ifade etmeme izin veriniz. Burada CHP’nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün iki büyük eserimden biridir dediği partinin Genel Başkanı olarak bulunuyorum. Hacıbektaş’ta, vefanın başkentinden tüm Türkiye’ye söylemek isterim ki, bu partinin ilk Genel Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de tüm genel başkanlarına da, benden önceki Genel Başkanı çok kıymetli Kemal Kılıçdaroğlu’na da vefamızı göstermenin en önemli yolu onların partisini iktidar yapmaktır. Hep birlikte bunu başaracağımıza ant içiyorum. Ant içiyorum. Hepinizi saygı ile selamlarım.”