Sosyal demokratlar ne yapmalı? Nasıl bir belediyecilik?

Haber Tarihi: 29.04.2019


1- Ekonomik kriz KENT YOKSULLUĞU’nu artırmaktadır. Bu çerçevede temel gıdalara ulaşım, belediye hizmetlerinde indirim, doğrudan destek gibi adımların hızlı bir biçimde atılması gerekmektedir. Kent dayanışması temelimde ekonomi ağları kurulmalı, kent yurttaşlığı ilkesi temelinde herkes dayanışma içinde birbirini desteklemelidir.


Elbiseden, ev eşyasına, gıdadan oyuncağa kadar halk mağazaları oluşturulmalı ve buradaki her şey ücretsiz paylaşılmalıdır. Kooperatif vb örgütlenmeler hızlı bir biçimde yaşama geçirilmelidir. Özellikle tarım ve hayvancılık konusunda hızlı ve sonuç alıcı projeler hayata geçirilmelidir.


2- Yeni bir KENT YÖNETİM ANLAYIŞI zorunludur. Bunun için sadece belediye meclisleri yeterli değildir. Her mahallede ve ilçede KENT KONSEYLERİ en aktif ve geniş katılımla yaşama geçirilmelidir. Birçok konuda referandum yapılmalı ve halkın karar alma sürecine somut bir biçimde katılması sağlanmalıdır. Toplumsal barışın inşası için herkese eşit ve kaliteli hizmet, başkana, belediye kadrolarına rahat ulaşma imkanı, parti, görüş, inanç ayrımı yapmadan kent halkını sahiplenmek gerekmektedir. Türkiye’nin barışı KENT BARIŞI’ndan geçmektedir. Belediye başkanı herkesin başkanı olarak toplumun bütün kesimleriyle, oy vermeyen kesimlerle daha yoğun ilişki içinde olmalıdır.


3- Yeni Büyükşehir Yasası ile beşeri alan ile toplumsal alan birleştirilmiştir. O yüzden kent merkezinin dışına taşan bir YENİ BELEDİYECİLİK MODELİ inşa edilmelidir. Kent çeperlerinden ilçelere ve köylere kadar her yurttaşın o kentin bir parçası olarak kendisini hissetmesi için yolların yapılmasından eğitime, sağlıktan ulaşıma kadar bütün hizmetler eksiksiz bir biçimde götürülmelidir. Başkan özellikle o alanda olmalı. Çünkü bu alanlarda yaşayanlar partiye çok uzak bir konumlanma içinde ve bu uzaklığı gidermek gerekir.


4- Cumhuriyet Halk Partili belediyeler için bir KENT ENSTİTÜSÜ acilen kurulmalıdır. Dünya kentleri nasıl yönetiliyor; “CHP dışındaki partiler ne tür hizmetler veriyor, eksiklikleri, fazlalıkları nelerdir” gibi konularda proje üretecek, yayınlar çıkaracak, ulusal ve uluslararası toplantılar organize edecek, kampanyalar yapacak, toplumsal algıyı yönlendirecek, ortak dil ve söylemi oluşturacak bir Enstitü, kent yönetim anlayışının değişiminde ve kurumsallaşmasında zorunludur.


5- AK Parti döneminde kentler kültür ve sanat alanında çoraklaştı. Nüfusu çok genç olan bir ülke olarak kültür ve sanat alanında çok hızlı bir atılım gerekmektedir. Parklarından meydanlarına, kültür sanat merkezlerinden köylerine her yerde konserler, şenlikler, etkinlikler yapılmalı sanatın özgür ruhuyla, kentlerin ve gençlerin ruhu bir araya getirilmelidir. Bu konuda çok büyük bir beklenti bulunmaktadır ve özellikle büyükşehir belediyeleri sadece ülkemizdeki değil yurtdışında da etkinlikler ve sanatçıları ülkemize getirilmelidir.


6- Cumhuriyet Halk Partili Belediyeler AB ile ilgili doğrudan temas kurmalıdır. Ortak bir masa kurularak ilişkilerin süreklileşmesi, AB hayalinin yeniden canlandırılması, AB fonlarına ulaşımın sağlanması, AB belediyeleri ile ortak program yapılması tarihi önemdedir.


7- Merkezi hükümet imkanlarıyla, bazı büyükşehir meclislerindeki çoğunluğu ve medyası ile kazanılan belediyeleri başarısız kılmak için çalışacak ve propaganda yapacak. Buna karşı örgütlü karşı bir mücadele zorunludur. Bu çerçevede örgütlü bir iletişimin bütün araçları devreye sokulmalıdır.


8- 1989-1994 yılları arasındaki deneyim, eksiklikleri ve katkılarıyla bilimsel olarak incelenmeli ve ortaya çıkan sonuç tartışılmalı ve gerekli dersler çıkarılmalıdır.


9- CHP’nin başarısı toplumun farklı kesimleri ile bir ittifakın sonucudur. Bu çerçevede sosyolojik bir ikna ve değişim imkanı vardır, bu imkandan yararlanmalıdır.


10- Politik ve ideolojik arka planı sağlam, gelecek öngörüsü yüksek, toplumsal katılımı yoğun olan bir yeni belediyecilik gerekmektedir. Konjonktürel olan sürecin yapısal ve kurumsal bir sürece dönüşmesi için ideolojik bir hareket tarzı zorunludur. Ortaya konacak ilkesel çerçeve 1970’lere damgasını vuran halkçı/toplumcu belediyeciliği bugüne taşıyacaktır. Kamucu bir belediyeciliğin bu çerçevede bütün gerekleri yerine getirmelidir.








ALİ HAYDAR FIRAT İsimli Yazarın Diğer Yazıları