Kavga mı yol haritası mı?

Haber Tarihi: 21.11.2023

40+1 formülü Cumhur’da çatlak olarak yorumlansa da bir tarafı Saray rejiminin tahkim edilmesi olarak görülmeli. Siyasi ömrünü uzatmaya çalışan Erdoğan siyasette yeni dizilişlerin önünü açmaya çalışıyor.

Gazetemizin Ankara temsilcisi Nurcan Gökdemir ve parlamento muhabiri Hüseyin Şimşek’le birlikte Özgür Özel’i ziyaretimizde konuşulanları pazar günü ayrıntılı şekilde yayımlandık. Konuşulanları tekrarlamadan Özel’in altını çizerek ifade ettiği “ittifak kelimesi yoruldu” cümlesi, önümüzdeki günlerin tartışma başlıklarının düğümlendiği yer gibi duruyor.

İTTİFAK NEDEN YORULDU?

Çok değil 4-5 yıl önce demokrasi örneği olarak sunulan ittifaklar bir seçimle neden bu kadar hızlı yoruldu? Büyük bir gürültü ile kurulan ittifaklar öylesine dağıldı ki partiler ismini bile duymak istemiyor. İttifak içinde yer alan partilerin neredeyse tamamının durumu aynı. 6’lı Masa, Emek ve Özgürlük ve şimdilerde başlayan 40+1 tartışmasıyla Cumhur İttifakı’nda yaşanabilecek potansiyel gerilim.

Kuşkusuz burada “ittifak” kelimesinin bir günahı yok. Buradaki asıl mesele siyasette 14 Mayıs sonrası yaşanan zorunlu makas değişikliği, iktidarıyla muhalefetiyle herkesi arayışa itti. AKP, örgütünü kabinesiyle birlikte yenilemek zorunda kaldı. İYİ Parti (İYİP) ve CHP yönetimleri ilk günlerde bu durumu görmemeyi tercih etti. İYİP bu tutumun bedeli olarak içine girdiği kriz ortamından kurtulamadı. CHP ise “değişim” diyerek şimdilik nefes almış görünüyor. HEDEP, önüne yeni bir siyaset koymaya çalışıyor. Sosyalistler yeni bir yol arayışında. Eskinin sözleri ve yan yana gelişleri bugünü karşılamakta artık yeterli olmuyor.

DEĞİŞİKLİK NEREDEN ÇIKTI?

AKP-MHP eliyle ülke yeni bir rotaya sokulmaya çalışılıyor. Cumhur’da yeni başlayan yolculuğun sancılarını görmek mümkün. Yol haritasına iki parti de daha güçlü bir şekilde rengini vermeye çalışıyor. Bahçeli, AKP Genel Başkanı’na hediye ettiği cumhurbaşkanlığı koltuğu karşılığında fikri ve örgütsel liderlik talebini artık gizlemiyor. MHP cenahından gelen Anayasa ya da mafya operasyonları ile ilgili çıkışlar ve yaşanan bilek güreşi bu taleple ilgili ısrar olarak görülmeli.

Bununla birlikte iktidar blokunun gerilimle birlikte yaşamayı hatta yol almayı öğrenmiş olduğu da unutulmamalı. Tam da bu nedenle Erdoğan’ın Berlin dönüşü başkanlık için 40+1 önerisinin büyük gürültü koparmasına rağmen krize dönüşmeme ihtimali hala çok yüksek.

Bahçeli’nin konuya dair görüşlerini bugün gerçekleştireceği Meclis konuşmasında net olarak göreceğiz. Ama keskin bir kopuş sanırım kimsenin beklentisi dahilinde değil. Ülkede yaşanan her gelişmeyi kendi gündemine iliştirmeye ve inşa etmeye çalıştığı binaya bir tuğla olarak eklemeyi başaran bir iktidar varlığı atlanılmaması gereken bir gerçek. Bir yandan “Bahçeli’ye ayar” gibi gözüken hamle yeni rejimin inşası konusunda bir adıma dönüşebiliyor. Bir başka boyutu daha var. Hayri Kozanoğlu ve Ozan Gündoğdu geçen haftaki yazılarında ekonomik krizin nasıl boyutlanarak tüm hayatı esir alacağını ayrıntılı olarak yazı. Yerel seçimler öncesi bu gerçeğin konuşulması Erdoğan’ın zorlu bir durum. Erdoğan yerel seçimler öncesi gündemin elinden kaymamasını istiyor. “Ekonomiyi değil anayasa konuşun” diyor. Yetmedi. Muhalefette yaşanacak küçük bir kafa karışıklığıyla siyasi hayatını uzatacak anayasal bir sonuç üretme şansını da yakalayabilir.

Bugünlerde muhalefetin temel gündemi bu soruya verilecek yanıt. İYİP de merkez ve taban farklı yanıtlar ürettiği için rüzgarda uçan yaprak gibi savrulmaya devam ediyor. Akşener anlaşıldığı kadarıyla güvenli liman arayışını bir dönem daha sürdürecek.

CHP’nin yeni yönetiminin verdiği ilk izlenim anayasa ve benzer tartışmalara yüz vermeyeceği yönünde. Bu konudaki tereddütsüz tutumu ve ülkede yaşanan asıl gündemlere dair motivasyonu toplumsal muhalefetin bütünü için de dikkate değer bir sonuç üretecektir.

Açlık, yoksulluk ve işsizliğin milyonların kapısından içeri girdiği bir dönemde ülkenin başka gündemi olmamalı. Burada verilecek mevzi mücadelesi sadece insanların yaşamını biraz olsun rahatlatma gibi bir sonuç üretmekle kalmayacak aynı zamanda iktidar mücadelesinde belirleyici olacak.








YAŞAR AYDIN İsimli Yazarın Diğer Yazıları