-“TAMAMLAYICI EMEKLİLİK DİYEREK, İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATINA ÇÖKECEK, YANDAŞ ŞİRKETLERE KREDİ OLARAK VERECEKLER”
-“İŞÇİDEN SONRA GİDECEKLERİ KAPI İŞVEREN KAPISI, O NEDENLE İŞVEREN DE İŞÇİNİN YANINDA DURMAK ZORUNDA”
-“HAZİNE, ARTIK SARAY VE ÇEVRESİNDEKİLERİ FİNANSE EDEN BİR KAYNAĞA DÖNÜŞTÜ”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, Türkiye’nin bir borç ve işsizlik krizi içinde, bütçe krizine doğru hızla gittiğini belirterek, “Çünkü iflas ettik ve Türkiye’nin bilinen bilinmeyen son kaynakları şu an itibariyle yağmalanıyor. Kıdem tazminatı da bunlardan biri” dedi.
Erdoğdu iktidarın getireceğini açıkladığı “Tamamlayıcı emeklilik” sistemine ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, “Mesele kıdem tazminatı, aktör de AKP olunca büyük şüphe duymak gerek” diyerek şöyle devam etti:
“Çünkü ekonomi korkunç bir kaynak sıkıntısı içinde. Yılların birikmiş Merkez Bankası yedek akçesi bile kullanıldı. Türkiye şu an iflas etmiş bir ülke konumunda. Bir borç krizi, bir işsizlik krizi söz konusu ve bir döviz krizi arifesindeyiz. Şimdi işçinin birikmişine el attılar. Ben sermaye ve iş çevrelerini uyarıyorum. İkinci adres kendileri. Belki varlık vergisi olacak, belki mevduat vergisi, belki başka şeyler olacak ama işçiden sonra gelecekleri kapı işveren kapısıdır. Onun için işverenin de bu konuda kararlı olması gerekiyor. Korkaklığa, sürekli iktidar yanında görünmeye gerek yok. Çünkü bu merdiven böyle örüldü. Bugün işveren de, işçisinin yanında durmak zorunda.”
Türkiye’de işçilerin çok ağır koşullarda, uzun saatler düşük ücretle çalıştığını anlatan Erdoğdu, işçinin tek umudunun kıdem tazminatı olduğuna işaret ederek, “Kıdem tazminatı işçi işveren barışı için de çok önemli. Örneğin işveren işçisini çıkarmayı düşünüyorsa, ‘çok kıdemi var çıkarmayalım, çok emeği var’ der. Veya işçi işi bırakacaksa, ‘şimdi çıkarsam kıdem tazminatımı alamayacağım’ der. Böylesine bir bağlılık simgesidir aslında. Buna müdahale çok ağır sonuçlar doğurur. Her şeyden önce zalimce olur” diye konuştu.
ÖNCE İŞÇİ ÇIKACAK
CHP olarak bütün güçleriyle işçinin yanında duracaklarını bildiren Erdoğdu, önce işçinin bu konuda sendikasına hesap sorması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Sendikalara şunu söylüyoruz: ‘CHP’yi öne sürelim, biz bir şey yapmayalım…’ Öyle bir şey yok. İşçi de önce bu konuda sendikasına hesap sorsun. Önce onlar çıkacak, işçi çıkacak biz de bütün gücümüzle destekleyeceğiz. Çünkü şöyle bir kolaycılık var: ‘CHP sokağa insin…’ İşçinin hakkı, önce işçi inecek. Eğer sen alın terini bu kadar rahat verirsen alırlar zaten. Sen çıkarsan muhakkak yanında duracağız. Sen 15-20 yıl çalışmışsın, bir oğlun bir kızın var. Kızının çeyizi, oğlunun askerliği için tek umudun bu ve bu senden alınacak. Adını değiştirerek, ‘Tamamlayıcı emeklilik’ dedikleri, senin yani işçinin kıdem tazminatına çökme operasyonu. Kanma.”
AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, “yağmacı, vahşi ve nepotizmci kapitalizmin nelere mal olduğunu gösterdiği” ifadesini kullanan Erdoğdu, “Şimdi bize düşen eşitlikçi, adaletçi, bölüşümcü ve aynı zamanda ahlaklı bir düzenin, insanları ve ülkeyi zengin edebileceğini ispatlamak. İktidar tekrar klasik fay hatlarını harekete geçirmeye çalışacak, bu tuzağa düşmememiz gerekiyor. Çünkü başka çareleri kalmadı. Türkiye’nin elde kalan son kaynakları, bilinen bilinmeyen son tüm kaynakları şu an itibariyle yağmalanıyor. Bunun biri Turkcell ise diğeri de kıdem tazminatıdır. Şimdi bu kaynağı işçinin elinden alıp, bankalar aracılığıyla yandaş şirketlere kredi olarak verecek ve bir miktar ekonomiyi canlandırmaya çalışacaklar” dedi.
İŞSİZLİK FONU, DEVLET FONU OLDU
İktidarın fonları kendisine kaynak olarak gördüğünü, bunun en iyi örneğinin İşsizlik Fonu olduğunu vurgulayan Erdoğdu, bu fonda biriken paranın tamamının hazine kâğıtlarına yatırıldığını, hatta arada düzenlemeler yapılarak yandaş müteahhitlerin hak edişlerinin ödendiğini anlatarak açıklamasını şöyle tamamladı:
“İşsizlik Fonu artık devletin fonu. İşsizlik Fonu olsa işsiz kullanır. İşsizin kullandığı, bu fonun yüzde 5’i bile değil. Buradaki para Hazine ve kamu bankaları aracılığıyla büyük yandaş müteahhitlere kredi olarak gitti. Bu yüzden de kamu bankaları battı. Yani bankaların esnafa veya KOBİ’ye verdiği kredilerde büyük sorun yok. Ama 3’üncü havalimanı 3’üncü köprü, Kuzey Marmara otoyolu gibi batık bir sürü projelerine verilen krediler dolayısıyla sermayesi eriyince, İşsizlik Fonu’nu Hazine’ye aktardılar. Hazine de artık zaten kamu hazinesi olma niteliğini kaybetti, tamamen saray hazinesi oldu. Türkiye Cumhuriyeti Hazine’si artık tamamıyla saray ve çevresindekileri finanse etmek üzere kurulmuş bir kaynağa dönüştü. Varlık Fonu da öyle. Varlık Fonu, cumhuriyetin bütün varlıklarını son kuruşuna kadar kullanmak üzere, denetim dışında bütçe disiplini dışında kurulmuş bir yapı. Yani artık her kaynağın sonuna geldiler, sıra şimdi Kıdem Tazminatı’nda. Ama CHP olarak, işçilerle dayanışacağız ve onların alın terinin bir avuç yandaşa peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz.”