CHP üst yönetiminin önemli bir kısmı, Ankara teşkilatı ve Mansur Yavaş'a karşıydı çünkü Büyükşehir Belediye Başkanlığına CHP'li bir aday çıkarılmasını istiyorlardı.
Ancak açıkça söylemek gerekir ki ortada şu gerçekler vardı;
* 2014 seçiminden bu yana Kemal Kılıçdaroğlu'nun aklında Mansur Yavaş varsa,
* Cengiz Topel Yıldırım dışında, "adayım" diyen CHP Ankara teşkilatında çalışan tek bir CHP'li ortaya çıkmadıysa,
* CHP Ankara teşkilatı, "bizim adayımız" diye tek bir CHP'li çıkaramadıysa,
* Melih Gökçek'in AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından azledilmesinden bugüne kadar geçen bir yıl içinde tek bir CHP'li "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım" diye ortaya çıkıp çalışmadıysa,
* Anketler yapıldığında Mansur Yavaş açık ara birinci çıkıyorsa
* İYİ Parti ısrarla Mansur Yavaş'ı istiyorsa,
Kemal Kılıçdaroğlu ne yapmalıydı?
Ankara için seçmenin istediği adayı Mansur Yavaş'ı Parti Meclisi'ne öneren Kılıçdaroğlu açık oylama yaptırdı ve 12'ye karşı 45 evet 1 çekimser oy çıktı. 2 CHP'linin katılmaması da sonucu değiştirmiyordu.
Bu durumda Mansur Yavaş, CHP'nin de İYİ Parti'nin de "ortak" Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu.
24 Haziran seçimleri öncesi seçime girmesi engellenmek istenen İYİ Parti'ye demokrasi tarihine geçecek şekilde destek veren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu kez de İYİ Parti'nin istediği ismi CHP adayı yaparak Ankara'da kazanmak için çok önemli bir adım attı.
Artık bu noktada yapılması gereken işler ve çok önemsediğim şu adımların atılması gerekir.
* CHP Ankara il ve ilçe başkanları toplu halde Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ederek, "Mansur Yavaş adayımızdır, tüm gücümüzle çalışmaya hazırız" mesajı vermelidir.
* Kılıçdaroğlu, CHP Ankara Milletvekillerini toplamalı ve Yavaş'ın maksimum şekilde desteklenmesini sağlamalı.
* Mansur Yavaş, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti lideri Meral Akşener'i ziyaret etmeli.
* Yavaş, CHP ve İYİ Parti Ankara Teşkilatları ile ayrı ayrı değil, "ortak" toplantı yapmalı "güç birliği" çağrısı yapmalı.
* CHP ve İYİ Parti'nin şehir plancıları, peyzaj mimarları ve kentsel tasarım uzmanlarından oluşan bir kurul oluşturulmalı ve 25 yıllık kentsel ihanetin durdurulması için projeler hazırlanmaya başlanmalı.
* Çankaya, Yenimahalle ve Mamak Belediye Başkan adayları dışında kalan ilçelerin adayları CHP ve İYİ Parti'nin ortak çalışması ile belirlenmeli.
* Ve en önemlisi medya çalışmasıdır ki, yüzde 98'i AKP'nin destekçisi olan yandaş medyanın nasıl aşılacağı bugünden düşünülmeli.
Değerli okurlarım Mansur Yavaş konusunda "aday gösterilmeyecek" diye yazdığımı anımsarsınız.
"Yavaş aday gösterilmeyecek" değerlendirmemin kaynağı CHP Genel Merkez yöneticileri ve Ankara CHP teşkilatıdır.
Demek ki yanılmışım, yanıltılmışım ki siz değerli okurlarımdan açıkça özür dilerim.
Mansur Bey'in hata olarak gördüğüm sözlerini de elbette özgür bir gazeteci olarak eleştirdim ki, benzer hataları görsem yine eleştiririm.
O günler de yazdıklarım da geride kaldı.
CHP ve İYİ Parti Genel Merkezleri başta olmak üzere teşkilatları da milletvekilleri de gönüllü destekçileri de yerel seçimde Türkiye genelinde güç birliği yapmalıdır.
"Bir elin nesi var, iki elin sesi var" denir ya CHP ve İYİ Parti bu sesi 31 Mart'ta çok net şekilde ortaya çıkaracak iradeye ve güce sahiptir.
Gün kıskançlık, tembellik, küskünlük günü değildir, gün kazanmaya azmetme günüdür.
Ve çok önemli bir konuda sandık güvenliğidir.
Bu iş birliğinin ve sandık güvenliğinin sadece Ankara'da değil tüm Türkiye'de başarı ile yapılması için 31 Mart'a kadar çalışmak, çok çalışmak şarttır.
Cumhurbaşkanı ve yanıltıcı beyan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazartesi günü Konya'da Fırat'ın doğusuna yönelik operasyon konusunda ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine olumlu karşılık verdiğini belirterek, "Fırat'ın doğusuna askerî operasyona başlayacağımızı ilan ettik. Trump'la da bunları görüştük, kendileri de olumlu cevapları verdi" dedi.
İnandık mı?
Hayır, çünkü doğru olsaydı Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat'ın doğusuna askerî harekâta o an başlardı.
Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Robert Palladino düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan'ın söz konusu açıklamasının "yanıltıcı bir beyan" olup olmadığına dair soruya "Evet" yanıtını verdi.
Tokat gibi yanıt gelince ülkemin cumhurbaşkanının Türk halkına verdiği karşılıksız vaatler de aklımıza geliyor değil mi?
Erdoğan'ın "yanıltıcı beyan" vermesi kuşku yok ki yerel seçimler öncesi AKP seçmenine yöneliktir.
AKP seçmeni bizzat cumhurbaşkanı tarafından yanıltılıyor ama onların umurunda değil ama bizlerin umurunda.
49 yıllık gazetecilik hayatımda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yöneten devlet adamlarının Türkiye'nin onurunu yerle bir edecek tek bir "yanıltıcı beyan" verdiklerine tanık olmadım.
Amerika'nın Erdoğan'ın sözlerini tekzip etmesi karşısında söyleyecek tek kelime bulamıyorum.
Gelelim Fırat'ın doğusuna yapılacak askerî operasyona.
Bu saatten sonra Rusya ile anlaşıp askerî operasyona hemen hızla başlanması lazım.
Amerikan askerlerinin PYD ve YPG adlı terör örgütlerine "canlı kalkan" olma ihtimalini hızla ortadan kaldırmak şarttır.
Kahraman Mehmetçik yapacağı operasyon ile ülkemize yönelik terör örgütünü Fırat'ın doğusundan temizlemekle kalmayacak Amerika'nın bölgede oluşturmaya çalıştığı Kürdistan'ı kurmasına da imkân vermeyecektir.
Aslında Rusya-İran ve Türkiye'nin yeni Suriye Anayasa'sı konusunda uzlaşma sağlamaları da Amerika'nın Suriye'deki operasyonlarına son vermesi için çok önemli bir uyarıdır.
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve Suriye'de güvenliğin sağlanması yapılacak seçim ile sağlanacaktır.
Seçilen yeni Suriye yönetiminin ülkesinde hâkimiyet sağlaması da Türkiye'deki 3,5 milyon sığınmacının ülkelerine dönmesine yol açacaktır.
Ya Esad yeniden seçilirse derseniz, onu da Erdoğan düşünsün derim...
***
Reuters haber ajansının "son dakika" başlığı ile dün geçtiği habere göre, ABD Suriye'den çekilme planını gerçekleştirmeyi düşünüyormuş.
Fırat'ın doğusuna Türkiye'nin askerî operasyon kararını erteletmek için taktik mi?
Yoksa Türkiye-İran ve Rusya'nın yeni Suriye için yeni Anayasa'da mutabakat sağlamasından mı?
Neden dersiniz?
Ben "hadi git işine ey Amerika yemeyiz bu ayakları" derim...
Kaynak Yeniçağ: Şimdi tek güç olma zamanı - Orhan UĞUROĞLU