Saray muhakemeleri usul kanunu
Ceza ya da idari yargılama usulleri kanunlarla düzenleniyor.
İddia makamını; Savcı,
Savunma makamını; Avukat,
Hüküm makamını; Hâkim temsil ediyor.
“Adalet Mülkün Temelidir" yazan her duruşma salonunda mevki, makamı, unvanı ne olursa olsun yargılanan insanlar adalet isterler.
Ceza mahkemelerinde savcı ile hâkim yan yana hâkim kürsüsünde oturur.
Hukukçular bu durumu şöyle açıklar:
“Marangoz hatası...
Hâkim ve savcı duruşmalarda kulaktan kulağa fısıldaşırlar.
Fısıl, fısıl yani savunma makamı ve yargılanan kişi duymayacak şekilde verilecek hüküm hakkında konuşurlar.
Olması gereken savcının kürsüde yer alması değil, avukat ile aynı seviyede salonda olmasıdır.
Marangoz hatası hukuk garabetidir.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras dün ifadeleri alındıktan sonra mahkemeye çıkarıldı. İki başkan, yurt dışına çıkış yasağı konularak serbest bırakıldı.
Gelelim diğer bir garabete.
Kadim okurum, deneyimli hukukçu Av. Birol Yanık Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) kapsamında TÜSİAD başkanlarına yapılan uygulama konusunda şu mesajı gönderdi:
“Dün yaşanan hukuk garabeti hakkında muhalif gazete ve basını taradım, izledim kimse toplumu aydınlatıcı bilgi vermemiş.
CMK 145 ifade ve sorgu için davetiye yapılır diyor. Oysa ortada bir davetiye yok. Öyle ise Kolluk (Polis) bu kişileri adliyeye nasıl getirmiş?
CMK 90 Yakalamayı düzenliyor. Hangi hallerde yakalama yapılır tek tek yazmış.
CMK 91 Gözaltıyı düzenlemiş.
Kimler gözaltına alınır, hangi suçlarda gözaltı kararı verilir? CMK’da tek tek yazılmış.
Yakalanan kişiler için gözaltı kararı Cumhuriyet Savcılarınca verilir.
Yakalama yoksa gözaltı da yok demektir.
Peki burada kolluk nasıl olmuş da bu iki iş insanını alıp Adliyeye götürmüş?
Soruşturulan suça göre CMK 145 uygulanması gerekirken CMK 90 ve 91’e uymayan usule aykırı yakalama ve gözaltı işlemi kimin emri ile yapılmıştır?
Kim yakalama ve gözaltı yok diyorsa CMK 145’e aykırı davranmıştır.
Yok yakalama gözaltı varsa CMK 90 ve 91’e aykırı davranmıştır
Tam anlamı ile garabet.
Hukuk güvenliği kişilerin en temel hakkıdır.”
Polislerin kollarında ve kelepçeli götürülmeleri anlaşıldı ki hukuk dışı polisiye rezalettir.
Bu emri İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya verdiyse derhal istifa etmeli, yok İstanbul Emniyet Müdürü verdi ise derhal görevden azledilmelidir.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tek Adam Rejiminde şöyle uygulanıyor:
Eski Türkiye’de; Basın Savcıları takip ederlerdi.
Yeni Türkiye’de; Saraydaki uzmanlar, siyasetçilerin, gazetecilerin, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin ve vatandaşların konuşmalarını ve yazılarını takip ediyor.
Hoşlarına gitmeyen ne eleştiri varsa;
Yandaş gazetecilere tepki gösterin mesajı uçuruluyor.
AKP yetkililerine, açıklama yapın talimatı veriliyor.
Adalet Bakanına sert tepki koyması empoze ediliyor.
Savcılara, gözaltı, hakimlere gereğini yapın mesajları veriliyor.
Polis baskın yaparak yakalayıp ifade alıyor, savcıya sevk ediyor, savcı ne yapılması gerektiğini iddianamesine yazıp hâkime gönderiyor.
Hâkim de gelen talimat doğrultusunda ya tutukluyor ya ev hapsi veriyor ya da adli kontrol ve yurt dışı yasağı koyuyor.
22 yıllık AKP iktidarının Yeni Türkiye’sinde;
Ceza muhakemeleri usul kanunu değil,
Saray muhakemeleri usul kanunu uygulanıyor.
Sonuç; hukuki değil siyasi yargı kararları alınıyor.
Bu Bölümdeki Diğer Haberler
