Seçmeni, AKP’yi bırakmaya başladı. “Nereye varır” sorusunun yanıtını herkes merak ediyor. Ayrıntılara geçelim.
Önce iktidar... Kısa aralıklarla sürekli yaptırılan anketlerin sonucu iktidarı memnun etmiyor, bu açık. Oluşan özgüven kaybı artık AKP savunucularına kadar yansıyor. Yetersizlik, “Yeni bir siyaset gerekiyor” diye dile getirilmeye başlandı. Metal yorgunluğu giderilememiş durumda. Niye? Çünkü bunca yıllık iktidarın ardından halen nasıl başarılı olacağı konuşuluyor. Parti içinde ve kamuda gelip giden bakanlarla minik minik ekipler oluşmuş. Son gelen ekip, öncekileri siliyor. Bu ekiplerin birbirleriyle giriştiği rekabet parti içi bütünlüğü bozduğu gibi bir uygulamaya inançsızlık ve muhalefet hemen içeriden başlıyor. Konuştuğumuz bir eski bakan danışmanının tek tesellisi, “Sürülmemek, dokunulmamak.” Eskisi gibi AKP’yi benimsemiyor, beklentisi iyice yıpranmış.
MUHALEFETE ÖFKE
İktidar erimeyi durduramayınca, savunucuları muhalefete öfkelenmeye başladı. Neredeyse Ekrem İmamoğlu ve ekibinin siyaset yapmalarını bırakın, konuşmalarını yasaklayacaklar. Yakında “Niye nefes alıyorsunuz” derlerse şaşırmayız. CHP ile İYİ Parti arasına bir türlü nifak sokulamaması kızgınlığı artırıyor. “Meral Hanım, Kemal Bey’in adaylığını desteklemiyor” yazıları beklenen etkiyi göstermedi.
Muhalefete gelince... CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidar karşıtı cephenin mimarı. Parti içi beklenti ve dengeleri, ittifak üyesi partilerin beklentilerini gözeterek siyaset yapıyor.
İYİ Parti lideri Akşener, milimetrik matematik hesapları yapıyor. Bu hesapların AKP lideri Erdoğan’ı üzeceğini her fırsatta dile getiriyor. Çekirdek ekibiyle uyum içinde çalışıyor.
Muhalefet için konu kimin aday olacağı noktasında düğümleniyor. Ortak adaylık seçeneği bu sefer daha güçlü. Akşener, inanmış bir şekilde “İstanbul modeli” diyor. Güçlü ve geniş kabul gören ortak aday ciddi şans vaat ediyor.
Peki, iktidar ne yapacak? Beklentisi, isteği Millet İttifakı’nın dağılması. Her şeyden çok bunu istiyor. Salgın ve ekonomik bunalım büyük açmaz. Sızan bilgilere göre iktidar, 3600 ek gösterge sözünü seçimden hemen önce yerine getirecek. Emeklilikte yaşa takılanlar konusu ve ilk kez oy kullanacak kuşakla ilgili etkili bir uygulama arayışı için Saray’da çalışmaların sürdüğü de biliniyor.
Ancak bir konu daha var ki iktidarın tüm kurgusunu bozabilir. O da Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artırması. Eğer FED faizi yükseltirse, “Temmuzdan sonra enflasyon düşer” beklentisi zora girecek. Yüksek kur ve faiz de kaçınılmaz. İşte o zaman, “ekonomiyi düzelttik” deyip seçmenin karşısına çıkmak için iki yıllık süre de iktidara yetmeyebilir.
CÜPPELİ AMİRAL NE OLACAK?
Şoförü ve makam aracıyla cemaat tekkesine giden amiral fotoğraflarının basına yansımasının üzerinden bir buçuk aydan fazla zaman geçti. Yürütülen soruşturma bir türlü bitmiyor. Oysa çok yakın zamanda jet hızıyla alınan MSB kararlarını da gördük. Bildiriye imza atan amirallerin lojman ve koruma hakları anında ellerinden alınmıştı. Suç işleyip işlemediklerini ortaya koyacak yargı kararı beklenmeden. Cüppeli amiralin ihracı bir kenara, görevinden dahi alınmaması iktidarın inandırıcılığı açısından düşündürücü.