“Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a yaptırdıkları.” Geçen yıl 10 Ekim’de yaptığımız haberin başlığı bu. O zaman, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sürekli gündemde tuttuğu konulardan, “3600 ek gösterge” vaadini henüz hükümet yerine getirmemişti. Geçtiğimiz süreçte bu konu, kamu çalışanları açısından “kısmen çözüldü”. Büro İş Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, kendi işkolunda bulunan çok sayıda kamu çalışanının dışlanmasına tepki gösteriyor çünkü...
Kılıçdaroğlu, bu konuyu 2018’de gündeme getirdi. Israrlı tutumu, bu konudan vazgeçmemesi iktidara adım attırdı. Ekonomik bunalımın bu boyutlara ulaşmadığı dönemlerde hükümetin 3600 ek gösterge konusunda istekli olmadığını herkes biliyor.
“Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a yaptırdıkları” derken bir yanlış anlamayı önlemek gerek. Muhalefet liderinin gündeme getirdiği ve nasıl yapacaklarını ayrıntılı açıkladığı vaatlerini, iktidar kendi anlayışıyla yapmaya çalışıyor. Bire bir benzerlikten söz etmek doğru olmaz.
Bu konulardan biri de taşeron işçilere kadro verilmesi. Kılıçdaroğlu, bu konuyu gündeme getirdi, bu işçilerin özlük haklarındaki eksiklik ve yıpranmayı teşhir etti. İktidar bu konuda da adım atmak zorunda kaldı. Kamu kurumlarında taşeron işçi çalıştırılması, birtakım iktidar yandaşı taşeronların para kazanılması amacına hizmet ediyordu. Gerekçesi de “Ucuza hizmet satın alıyoruz” mantığıydı. Oysa taşeron işçiye verilmeyen patrona gidiyordu.
Asgari ücret de yine aynı şekilde Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarında yoğun olarak dile getirdiği, ardından CHP’li belediyelerin bu vaatleri kendi bünyelerinde çalışan işçilere yansıtmasıyla dönülmez yola girdi. CHP liderinin 2015’te başlayan bu çıkışları, asgari ücrette büyük oranlı artışların da yolunu açmış oldu. Şu anda bile birçok CHP’li belediyede uygulanan asgari ücret, mevcuttan daha yüksek. Örneğin Alper Taşdelen’in yönettiği Çankaya Belediyesi.
Emekliye bayram ikramiyesi tamamen Kılıçdaroğlu’nun bastırmasıyla gündeme geldi ve gerçekleşti. İktidar, emeklilere iki bayramda ikramiye verme uygulamasına neredeyse pişman olmuş durumda. Çünkü enflasyon durdurulamaz noktalara vardı ancak ikramiyenin artırılması noktasında hükümetten “tık” yok.
Muhalefetin ve lideri Kılıçdaroğlu’nun iktidara yaptırdıkları bunlarla sınırlı değil, MKEK’nin özelleştirilmesinin engellenmesi de bu kapsamda düşünülebilir. Tank Palet Fabrikası’nın Katarlılara satılması sürecinde işçilerin haklarının korunması Kılıçdaroğlu ve CHP’nin direnişi sayesindedir. Bu konuları iktidarın dikkate almasının nedeni, seçmen kitlesinin tamamını yakından ilgilendirmesiydi.
Son dönemde gündeme getirilen konu KYK borçlarıydı. Bu borçlar nedeniyle henüz iş sahibi olmayan üniversite mezunları büyük bir borçla karşı karşıya kalıyordu. Kılıçdaroğlu’nun çıkışları, hükümeti düzenleme yapmak zorunda bıraktı. Muhalefetin, “Kılıçdaroğlu söylüyor, Erdoğan yapıyor” söylemi rahatsızlığa neden oldu. Erdoğan, “Sanki o söylüyormuş, ben yapıyormuşum” diye “ti”ye almaya çalıştı. Ancak önceki gün bir gerçeği gördük. CHP Genel Merkezi’ni bir nedenle aradık. Telefonlar sürekli meşgul çalıyor. 20 dakika bekleyince nedenini sorduk. “KYK borçlarının faizinin silinmesi nedeniyle genel başkanımıza teşekkür etmek isteyenler sürekli arıyor. Yoğunluk bu yüzden” yanıtını aldık.
Anlaşılan “ti”ye almak pek gerçekçi değil.