Ankara Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, CHP’nin duayen siyasetçilerindendir. Belediye başkanlığında üçüncü dönemi. AKP’den aldı Yenimahalle’yi. AKP, sonraki dönemde yönetimi geri almak için ilçenin CHP seçmeninin yoğun olduğu bölgesini Yenimahalle’den ayırdı. Yaşar, bir daha aldı. Üçüncü dönemde ise karşısına çıkarılacak aday sıkıntısı yaşandı. İlçede her siyasi kesimle diyaloğu iyidir, zamanının çoğunu halkın arasında geçirir. “Siyaset nasıl” diye sorunca, kısa yanıt verdi: “İktidar en kötü dönemini yaşıyor.” Yaşar, Millet İttifakı’ndan da umutlu…
Yaşar’ın da tespit ettiği siyaset algısı iktidara ve iktidara paralel olan kalemlere de yansımış durumda. Basının sayısal çoğunluğu iktidarın yanında olduğu için gazeteler, sanki Millet İttifakı iktidardaymış gibi yayın yapıyor. Kim aday olacak, sorusundan başlayarak neredeyse oluşabilecek bütün seçenekleri gündeme getiriyorlar. Kamuoyunda ön plana çıkan Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanlarını itinayla tartışmanın odağında tutmaya çalışıyorlar. Hedef belli; bir yerden bir fırtına koparabilir miyiz? Eskiden hep, “Muhalefet, iktidarın yıpranmasını bekliyor” saptaması yapılırdı. Sözcülerine, anketlere ve destekçi gazetecilerin yazdıklarına bakınca, iktidarın muhalefet için aynı beklenti noktasına geldiği izlenimi oluşuyor. İktidar partisinin kadrolarında ciddi çelişkiler söz konusu. Aynı çelişkiler iktidar seçmenine de yansımaya başladı. Sığınılan tek teselli; “seçime daha iki yıl var” söylemi.
ÇARESİZ ADAY FALCILARI
Gözlemlediğimiz kadarıyla Millet İttifakı’nda yandım yandım bir cumhurbaşkanı adayı arayışı yok. Millet İttifakı’nda beklenen aday telaşı, daha çok iktidar partisi ve destekçisi gazetecilerde. Önce eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sonra Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gündeme getirildi. Son sahneye çıkarılan isim ise eski Devlet Bakanı Mehmet Şimşek oldu.
Millet İttifakı paydaşları arasında iyi bir diyalog olduğu hissediliyor. Farklı yaklaşımlar yok mu, elbette ki var. Ancak bunu ayrılık noktasına taşımak isteyen yok. Liderler sürekli temas halinde. Öyle ki önemli konuları kurmaylara dahi bırakmıyorlar, bire bir görüşüyorlar. Cumhuriyet okurları için şu bilgiyi verebiliriz: Kimin aday olacağı konusu doğal olarak gündemde ama daha çok ham. Öncesinde geçilmesi gereken süreçler bulunuyor. Örneğin, her parti kendi adayını mı gösterecek, yoksa tek adayla mı çıkılacak? Bu konunuda da seçmenin eğiliminin belirlenmesi gerekiyor. Eğilim bilindikten sonra karar verilebilir. Ardından kimin aday olacağı sorusuna yanıt aranacak.
Millet İttifakı’nın adayı konusunda telaşa kapılanlara da şunu söyleyebiliriz: Duyduğumuz kadarıyla Meral Akşener ve partisi, hukuk diliyle söyleyelim, “AKP iltisaklı (bağlantılı)” isimlere pek sıcak bakmıyor.
‘ZİYA HOCA, NİYE YILDI?’
“Görevden affını isteyen” eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, muhalif kesimde yer alan bazı eğitimcilerin de hafif umutlanmasıyla göreve başlamıştı. “Eğitim altyapısı iyidir, eğitimi bilir, sakindir” değerlendirmelerini duymuştuk. Eğitim camiasında, Selçuk’un geçen üç yıl içinde “Eğitimin sorunlarının düzeltilemeyeceği” düşüncesine geldiği konuşuluyor. Kendisini arayan ve “Eğitimin şu sorunları var, bunları düzeltebilirsin” diyen bir deneyimli eğitimci akademisyene, “Hocam ben değil, bu sorunları kimse kolay düzeltemez” karşılığını verdiği de kulislerde konuşuluyor.