Genel seçimlerden önce muhalefette bilinmeyenleri ve çelişkileri barındıran bir “büyük oyun” kurulmaya çalışıldı. Bu strateji başarı getirmedi, muhalefet “büyük” kaybetti. Bu kaybın sonuçları muhalefet partilerinin yapılarına ve liderlerine kısmen yansıdı. Çünkü arkadan 10 ay sonra yerel seçim geliyordu. Siyaset hemen yerel seçimlere odaklanma zorunluluğu hissetti.
Bu durum muhalif yapılar için bir şansı ortaya koydu. Eğer yerel seçimlerden gücünü koruyan veya artıran bir muhalif yapı çıkarsa genel seçimdeki yenilginin sonuçları unutulabilir. Ancak gözlemlediğimiz kadarıyla bazı muhalif yapıların öncelikleri farklılaşmış durumda. “Yeni siyaset” deneme ve arayışı içinde olanlar var.
Çıkabilecek sonuçları değerlendirdiğimizde denemelerin başarısız olması durumunda genel seçimin sonuçlarına yerel seçimler de eklenebilir ve fatura kabarabilir.
CHP’nin yeni yönetiminin böyle bir olumsuzluğun tetikleyicisi olmamak için “muhalefete muhalefet etmeme” tutumu şüphesiz ki doğru yaklaşımdır. Ama karşılık bulduğu söylenemez. Muhalefet partilerinde yaygın olarak “biz başka bir partinin kazanması için siyaset yapmıyoruz” düşüncesi dillendiriliyor. Bunu hem İYİ Parti, hem de DEM Parti yetkilileri zaman zaman vurguluyor. Siyasi yaklaşım olarak doğru olabilir. O zaman da “Olası başarısızlık durumunda 21 yıldır iktidara muhalefet eden kitleleri, kendi kitlenizi iktidar politikalarının yan etkilerinden nasıl koruyacaksınız” sorusu gündeme geliyor. Zaten CHP’nin, İYİ Parti’nin, DEM Parti’nin kitleleri, belediyelerdeki konumun korunmasıyla yalnızca birazcık nefes almış olacaklar. Bu kitleler aynı zamanda yoksul, dar veya sabit gelirli kitleler. Ezici ekonomik bunalımın zorlayıcı etkileri karşısında zaten iktidarın insafına terk edilmiş durumdalar. Olası başarısızlık, daha dramatik sonuçlara yol açar. Bahsettiğimiz yenilgi ve kayıpların bedeli partilerle sınırlı kalmayabilir. Muhalif kitle de ciddi şekilde etkilenebilir. Adaylaşma süreçlerindeki pazarlıklar anlayışla karşılanabilir. Ama siyasi kadrolar sonuç odaklı da düşünmeli.
Dağınık muhalefet ortamında CHP bugün kalan adaylarını belirleyecek. Şüphesiz ki muhalefet içinde en büyük sorumluluk anamuhalefete düşüyor. Aday belirleme süreçlerinde doğru karar, partinin misyonu, hedefleri ve geleceğine etkisinin yanı sıra muhalefetteki parçalanmışlığı da giderebilir.
Yani, illa ki doğru karar…