Hemen başlıktaki soruyu yanıtlayalım. CHP, tüzük kurultayına hazırlanıyor, eşitlik için kadınlara yüzde 50 kota aşamalı olarak getirilmek isteniyor, adayların belirlenme sürecinin karma yöntemle yapılması planlanıyor. Yani önseçim, örgüt değerlendirilmesi ve en önemlisi de adaylar hakkında etkin bir ölçme değerlendirme yöntemine başvurulması. Bunların yanı sıra dönem sınırlaması getirilmesi ciddi ciddi gündemde. Bütün bunların tüzüğe girmesi için çalışmalar yapılıyor.
Bir de CHP lideri Özel, iktidarı son iki seçimde evire çevire yenen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’la birlikte Paris’te voleybolcu kızlarımıza destek veriyor. Niye? CHP’de “iç karışıklık” isteyenler çatlasın diye.
Şimdi dürbünü ters çevirelim ve soralım AKP’de neler oluyor?
KASİYER VE KURYE ÜLKESİYİZ
“Her ilimize bir üniversite” diye yola çıktı Cumhurbaşkanı Erdoğan, fiziki anlamda üniversiteleri halen kuramadı ama milyonlarca diplomalı ancak okuryazar olmayan insan üretti. Dünyanın her yerinde üniversite bilim ve teknoloji üretir, bizim üniversitelerimiz ticarethane olmanın dışında bir şey yapmıyor. Bazı özel üniversite çalışanlarının kısık sesle söyledikleri var ki durum içler acısı:
“Bu eğitim değil, diploma satılıyor resmen.”
Herkesin eline diploma verince bilim ve teknoloji üretmek yerine üç harfli marketlere kasiyer ve market çalışanı ürettiniz. Bir de üniversite mezunlarının en çok rağbet etmek zorunda kaldıkları motokurye.
Bir kasiyerle sohbet ettik, söyledikleri hüzün vericiydi:
“Ne hayallerle üniversite bitirdim, işimi yapma şansım yok. ‘Dayım’, yok devlette iş bulmam mümkün değil. Kanada’ya gideceğim. Artık Türkiye’yi, Erdoğan’ı terk ediyorum.”
Benzer ama daha büyük ölçekli manzaraları görmek istiyorsanız, eski CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile görüşün. Sizi Tunceli’ye götürsün. Bu ilimizde de “üniversite” var. Ancak 14 bin genç Kanada’ya göçtü. Aynı manzara Ağrı, Kahramanmaraş Elbistan’da da yaygınlaşıyor.
Hani kürsüden, “Giderlerse gitsinler” diye kükrediğiniz doktorlar var ya. Onlar da gidiyor. Bu gidişlerin bir ayrıntısı var ki manidar. Bazı Batılı ülkeler özellikle doktor alırken farklı yapıların desteğiyle, bazı etnik kökenli doktorları özellikle örgütleyerek götürüyormuş. Eminim konu sizin için önemsizdir. Giderlerse gitsinler.
Ve en kötüsü. Kadim Çukurova kuraklığa teslim. Bilimsel sulama, kuraklıkla mücadele böyle şeylerle ilgilenmez iktidar. Tarım ithalatçıları ellerini ovuşturuyordur. Yeni kâr kapısı açılıyor onlara.
Kulağımıza bir bilgi daha çalındı. Hani yıllardır muhalif kamuoyu, Kavala’yı, Atalay’ı serbest bırakın diye haykırıp durdular ya. Sanırım iktidarı saran telaş büyümüş. Kavala yargılamasını nasıl bozarız diye yol aranıyor. Bu yönde duyumlar geliyor. Can Atalay’a uygulanan hukuksuzluğun giderilmesine AKP sıcak bakıyor. Ancak ortağı MHP’den son gerekçeli kararın ardından net bir tutum yansımadı.
İşte iktidar da böyle. AKP mevsimi sona yaklaşıyor gibi.