Bir şeyler olacağı belliydi, bazı dostlar iktidarın seçimleri ertelemeye kadar varacak bir kaos yaratabileceğini söylüyordu. Ben buna en zor ve tüm AKP’yi bitirecek en kötü senaryo olarak baktım. Hayır, hafta sonuna kadar böyle ufak tefek “olaylar”la geçebilir ve seçimler yapılır. Bu “ufak tefek” (umarım böyle kalır, hatta artık onu bile yaşamayız!) olaylar, belki de seçimleri-iktidarı gerçekten kaybettiklerini gördükleri için olabilir. Kızgınlık ve öç hırsı.
Bu olayların mağduriyet yarattığını ve daha çok seçmen kaybettirdiğini bilmezler mi? Ama umurlarında değilse, “kaybettiklerine” inandıkları için olabilir... Çok açık seçik ki 2019 İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde bu mağduriyet 800 bin seçmenin İmamoğlu safına geçmesiyle sonuçlanmıştı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI
Erzurum’daki provokasyonu önemsiyorum.
Şu açıdan üstelik: Provokasyon cumhurbaşkanı iki yardımcısı adayından birine yapıldı. Evet ben peşinen seçilmiş olarak gördüğüm için bunu söylüyorum: Cumhurbaşkanı yardımcısına, Erzurum’da taşlı saldırı oldu, öyle ki mitingi önce otobüslerle engellemeye çalıştılar, sonra da saldırı ile mitingi yaptırmadılar. 300-400 kişilik ikiye ayrılmış, kışkırtılmış, belki de ceplerine paralar konmuş, bir sürü.
Erzurum Belediyesi’ne seçilmiş, ne yaptığını düşünemeyen minik düşünceli bir adam, kılını kıpırdatmayan Emniyet ve içişleri bakanına uzanan bir zincir. Yaptığı açıklama da kendini ele veren cinsten. Normal durumda Emniyet müdürünü sıygaya çekerdi değil mi, hayır tam destek, kadın bakan dahil.
Fakat adalet bakanı soruşturmayı haber verdiğine göre, mağduriyetin farkına varıp geri çekilmek zorunda kaldıklarını söyleyebiliriz.
Ama cumhurbaşkanı yardımcısı adayı İmamoğlu’na bu saldırı çok ciddidir ve mutlaka soruşturulması gerekir.
İLK TUR AKP İÇİN DE İYİ
Şimdi iş, bu dönemi ilk turda bitirip, daha sonra iki haftalık kalp sancılarına yüksek gerilimlere fırsat vermeden iktidar değişimini sağlamak.
İlk turda seçimi bitirmek aslında Saray’ın, AKP iktidarının da işine gelir.
İlk turda iki aday arasındaki farkın, ikinci turda çok daha büyük açılacağı gerçeği ortadayken ilk turda yüzde 51- 52 ile kaybetmenin çok daha kabul edilebilir olacağını varsayabiliriz.
Ben Saray’ın, AKP’nin “Atı alan Üsküdarı geçti” tuzağına düşmeyeceğine inanıyorum. Akıllıca değil. Hem kendileri hem ülke için. AKP içinde “Kaybedersek bunu tabii ki kabul edeceğiz ve iktidarı devredeceğiz” diyen aklı başında bir grup olduğunu biliyoruz.
Ama içişleri bakanı farklı.
Cumhurbaşkanı meydanlarda elinden geleni tabii ki yapacak ama bu bakanını feda edeceğini düşünüyorum. Bakanın her şeyi tersyüz etmesinin nedeni de bu olsa gerek.
HER ŞEY OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ
Kimse korkuya kapılmasın, her şey, normale yakın seyrediyor, olması gerektiği gibi.
Ama muhalefet tüm gücüyle, sandıkların tümü üzerinde kontrolü sağlayarak elinden geleni yapmak zorunda.
Üç hafta önceki yazımda, eğer çok başarılı başlayan seçim kampanyası, son haftaya kadar etki alanını şiddetini artırarak sürerse, kapsama alanı genişleyecek; sonuçta ilk seçimde yüzde 50’yi aşacak bir çoğunluğu yakalayabilir, demiştim.
Öyle seyrettiğini görüyorum. Kemal Bey de bir miting sonrası kendisini yakalama ve soru sorma şansı yakalayan muhabire, “son güne kadar daha büyüyecek kampanya” diyor.
Tam beklediğim gibi.
Bence iktidar, cumhurbaşkanlığını devretmeyi şimdiden içine sindirmeye başladı.
Mesele Türkiye, millet, gelecek...