Haberi okuduğumda Cumhuriyet Portal’da şaşırmıştım, yahu bu eski haber, neden koyuyorlar bunu, diye.. Merkez Bankası Başkanı’nı değiştirmeden önce Cumhurbaşkanı’nın Ağbal vb. ile toplantı yaptığı, Berat Albayrak’ın toplantıya alınmadığı, bu toplantıdan sonra MB başkanını değiştirdiği haberini okumuştuk. Acaba yeni ne var diye ayrıntısına baktığımda haberin esas olarak Cumhurbaşkanı’nı ekonomide olan bitenden habersiz göstermek ve aklamak amacını güttüğünü görmüştüm. Arkadaşlarımla tartıştım.
Daha sonra Kadri Gürsel de gece HalkTV ekranında Reuters’in bu haberine dikkat çekti.
‘Dört kaynak da aynı’
Habere bakın: Cumhurbaşkanı adeta ne olup bittiğini anlamak için, Albayrak’ı bypass ederek, bugün Maliye ve MB’ye atadığı kişilerin bulunduğu küçük bir toplantı düzenliyor.
Durumdan adeta habersiz Cumhurbaşkanı’na ekonominin kötüye gittiğine ilişkin sunumlar yapılıyor. Meğer dolar almış başını gitmiş, yüzde 30 değer kaybetmiş, yabancı yatırım güvenmiyormuş ve gelmiyormuş ülkeye. Bu gidişle işsizlik dalga dalga gelecekmiş, önlem alınmalıymış, MB’nin döviz kaynakları erimişmiş..
Bu toplantı iki gün sürmüş, Reuters muhabiri haberi üstelik dört kaynaktan da doğrulatmış, hepsi aynı şeyi söylemiş.
Haberin bamteline gelelim
Kaynaklar şunu vurgulamış özellikle ki tek “yeni” tarafı” bu:
“Erdoğan esasında ekonomiyle ilgili tutarlı bir şekilde bilgilendirilmiyordu. Ona her zaman tek bir taraftan, parlatılmış bilgiler veriliyordu...”
İşin aslına gelelim: Tüm bu haber, yine gerçek ekonomik durum hakkında Cumhurbaşkanı’nın “aldatıldığı”nı vurgulamak için yazılmış. İngiliz haber ajansı Reuters’in muhabiri AKP kurmayları tarafından iyi gaza getirilmiş.
Başekonomist
Cumhurbaşkanı tüm ekonomiden kendisinin sorumlu olduğunu, 2019 yılı 28 Martı’nda açıklamıştı. Haymana’da şöyle konuşmuştu: “Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim, ben. Şu anda devletin başında kim var? Tayyip Erdoğan var. Kim var? 14 tane bakanı var. Kim var? Yardımcıları var...”
Kendisini böyle tanımlayanların sıfatı “Başekonomist”tir.
Zaten son yaptığı açıklamada da yine faiz ve enflasyon konusundaki görüşlerini büyük ekonomistlere taş çıkartacak netlikte ve berraklıkta, tartışmaya bile imkân vermeyecek tarzda yinelemişti.
Şimdi, Reuters muhabirini dolduruşa getirerek “Erdoğan esasında ekonomiyle ilgili tutarlı bir şekilde bilgilendirilmiyordu. Ona her zaman tek bir taraftan, parlatılmış bilgiler veriliyordu...” diyenler, aslında Cumhurbaşkanı’na, ülkenin ekonomiden başlıca sorumlusuna bir açıdan hakaret de ediyorlar. Ne demek bu şimdi?! Ben olsam yakalarına yapışırım!
Sorumluluktan arındırmak
Aslında bu tür demeçlerin aslı astarı Cumhurbaşkanı’nı “ekonominin batmış olmasındaki sorumluluğundan arındırmak”...
Demek istiyorlar ki: “Erdoğan’ın ne işsizliğin dal budak salmasından, ne doların alıp başını gitmesinden, ne ülkeye yatırımın artık gelmediğinden haberi var. Ona her şeyin iyi gittiğine ilişkin yalan bilgiler aktarıldı. Aslında Cumhurbaşkanımızın haberi olsaydı tüm bunlardan, Türkiye hiç bu duruma düşmezdi..”
Şunu da söylüyorlar tabii: “İyi ki bizi çağırdı, onu bilgilendirdik de gerçekleri öğrendi... Cumhurbaşkanımız hemen önlemleri aldı, değişiklikleri yaptı...”
Şu da var “kaynakların” söylediklerinde, metin altı okumada:
“Yalan yanlış bilgileri vererek her şeyin iyi gittiğine ilişkin parlatılmış yalanları verenler de belli, görevden alınanlar da..”
Yani Damat, Berat Albayrak...
Ey Bilim Kurulu!
Evet, Türkiye’yi koronavirüs bataklığına sürüklediniz, ey Bilim Kurulu üyeleri ve ey bu kurulun başındaki Sağlık Bakanı Koca..
Cumhurbaşkanı size güvendi, bu mücadeleyi emanet etti, aldığınız kararları uyguladı, almadığınız alamadığınız kararlarla ülkeyi batırdınız!
Siz istediğiniz kadar “Bizim karar verme yetkimiz yok, tavsiye kuruluyuz” deyin.
Bakın Cumhurbaşkanı ne diyor ve nasıl haykırıyor korona belasının ortalığı kasıp kavurması, her gün yüzlerce cenazenin sıra sıra mezara taşınması karşısında: “Birinci derecede sorumlu Bilim Kuruludur.”
Yenilir yutulur değil
Kendinizi sorumsuz sandınız. Meğer baş sorumlu sizmişsiniz ve haberiniz yok.
Cumhurbaşkanı’na katılıyorum: Bilim Kurulu toplantılarında söylemediklerinizden, bastırmadıklarınızdan, kamuoyuna alarm çanları çalmamanızdan... hepsinden sorumlusunuz.
Koca, başta olmak üzere!
Erdoğan’ın açıklamasını yiyip yuttunuz mu, hiç aranızdan “bunları söyledik” veya “bize sorumlu olmadığımız söylendi” diyerek “istifa ediyorum” diyen var mı?
Yoksa ülkenin bu felaket durumundan sorumluluğu kabul mu ettiniz?