CHP anladığım kadar “iktidar olmaya” hazırlanıyor! Böyle nitelendirelim CHP içindeki gelişmeleri. Bunun işaretlerinden biri, bir ülke-devlet yönetim programı hazırlığı. Programlarında başka ne var bilmiyorum ama dün CHP, Eğitim Çalıştayı düzenledi.
Arkadaki amaç, iktidara gelirsek nasıl bir eğitim modeli uygulayacağız idi. Zaten Kılıçdaroğlu’nun son zamanlardaki söylemi de değişti. İktidara gelince çıkartılacak yasalardan bahsediyor. Bu bağlamda, öğretmenleri devlet memuru statüsünden daha bir üst ve ayrıcalıklı düzeye yükseltecek “Öğretmen Mesleği Yasası” çıkartacaklarını söyledi.
Yapılacak çok iş var:
Çalıştay’ın oluşturulan 6 grubunun konuşma-tartışma başlıklarına bakar mısınız, hemen hepsi çok derin eğitim meselelerimiz, hepsinin içeriği çağdaş, evrensel ve ülkenin-toplumun ihtiyaçları doğrultusunda doldurulmalı, bu gerçekleştirilemezse, ülkeden bir gelecek beklenmemeli... Toplantının sahibi, Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya:
* Eğitim Hakkı ve Eğitime Erişim Sorunları;
* Laik ve Bilimsel Eğitim,
* Öğretmen Yetiştirme Politikaları ve Öğretmen Sorunları
* Yüksek Öğretim Politikaları ve Sorunları,
* Eğitimde Özelleştirme Politikaları,
* Teknolojik Eğitimde Yeni Yaklaşımlar ve Mevcut Sorunlar.
Bu başlıklar altında genel görüşler ve eğilimler belirlendi ve parti politikası olarak önerildi.
İdeolojiye peşkeş çekilen eğitim
Eğitim kadar yapboz tahtasına çevrilen, her bakan zamanında yeni bir modelin denendiği, hiçbirine çağdaş diyemeyeceğimiz, her yıl müfredatın içinin biraz daha bilimsellikten uzaklaştırılıp dini öğeler, mutlaklıklar, söylemler ve motiflerle donatıldığı, hele hele bu yıl öğrencilere neredeyse dinsel öykülerden başka seçmeli bir ders bırakılmadığı, öğrencilere istekleri dışında, ya şu isimli kılıflı ya bu isim kılıflı imam hatip okuluna gitmenin dayatıldığı, öğretmenlerin köylerden uzaklaştırıldığı ve yıllardır taşımalı eğitimle okula gitmenin zehir zıkkım edildiği veya yine köylük bölgelerde bir dizi sapkın, çocuklarımızın başına, bedenine ve canına musallat olan tarikat cemaat yurtlarında kalmaya mecbur edildikleri, büyük kentlerde bile mahallesinde düz bir okulun bırakılmadığı bir düzen kurdular.
Felaket, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu iktidara kadar asla yaşanmamış bir “eğitim” düzeni...
Beylerin çocukları lüks okullarda
Politika şu: Yoksul, parasız, dar gelirli halkın çocukları imam hatip kılıflı okulların cenderesine kapatılırken, çocukları tarikat yurtlarına peşkeş çekilirken, iktidar elemanlarının tek bir çocuğu bu okullarda eğitim görmüyor. Hepsi nitelikli okullarda, liselerde, üniversitelerde, çoğunlukla yurtdışında...
Ama niteliği düşük, doğru dürüst bilimsel eğitimin verilmediği bu okullarda okuyan emekçi çocuklarının hemen hepsinin PISA sınavlarında en diplerde gezindiği bir sistem.
Kapitalizmin ağababalığına terfi etmiş, ihalelerle durmadan milletin hazinesine kendini göbeğinden bağlamış iktidardaki asalak kapitalist sınıf, kurduğu eğitim sistemiyle kendini iktidarda tutacak seçmenleri durmadan üretecek bir sistem kurduğunu sanıyor. Yanılıyor.
Bu düzen hayata ve emekçiye karşı
Çünkü hayatın gelişme sürecine karşılar. Kurdukları düzen de karşı.
Milletin, emekçilerin, yoksulların isteklerine de karşılar. Bu derin çelişki onları iktidardan uzaklaştıracak.
Türkiye’nin gelişmesi de böyle bir eğitimi reddediyor.
Bu devran sürmeyecek.
Gördüğüm, muhalefetin, CHP’nin, tüm vatanseverlerin böyle yeni bir döneme hazırlandığı.
Müfredatın çağdaş ve uygarca bir niteliğe, içeriğe kavuşturulmasından tutun öğretmenlerini ülkenin, toplumun baş tacı etmesine varıncaya kadar kısa sürede çözülmesi gereken bir eğitim sorunu ile karşı karşıya ülke..