CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile hafta sonu genel merkezde bir saat kadar görüştük. En çok konuşmak istediği konu, iktidara geldiklerinde yapacaklarına ilişkin projelerdi. Önceki seçimlerde dile getirilen projeler daha da geliştirilmiş, daha akılda kalıcı ve anlaşılabilir olması için çaba harcanmış.
Türkiye’nin “merkez ülke” olması, işsizliğin çözümü, her aileye gelir garantisi, köylerin bir üretim yeri ve çekim merkezi haline getirilmesi, herkesin konut sahibi olması, gençlerin ülkeyi terk etmeyi kafalarından çıkarması için önlerine konacak seçenekler...
Her biri kalınca bir dosyayı dolduruyor...
***
Kılıçdaroğlu’nun gündeme dair sorulara verdiği yanıtlar ise satırbaşlarıyla şöyle:
(Abdullah Gül’ün adaylığı) Biz altı lider yeni seçilecek cumhurbaşkanı ile birlikte yapılması gerekenleri konuşuyoruz. Temel konularda mutabıkız. Ancak henüz masada isimlendirme yapmadık. Herkes aday olma hakkına sahiptir. Elbet sayın Gül de... İnsanlar aday olarak görmek istediği kişilerin adını telaffuz edebilir. Bizim 6’lı masada isim değerlendirmemiz yok.
İstanbul, Ankara, öteki belediye başkanlarımız gayet güzel çalışıyorlar. Görevlerinin gereğini yerine getiriyorlar.
Sedat Peker mafya içindeki bir kişi olarak içeriden bilgi veriyor. Zaten mafyatik örgütler bu yolla çökertilir. Savcıların bir şey yapmasına gerek yok. Sedat Peker’in söylediklerini sıralayıp ifade alacaklar. Tek tek kişilerle uğraşmak yerine köklü bir temiz eller operasyonu gerekli. Ancak çarkın içindekiler çarkı temizleyemezler. Burada ana sorun savcılar değil, başsavcılar.
Türkiye seçim atmosferine girdi. Öyle ya da böyle erken seçim görünüyor. Yaptıkları son değişikliğin uygulanabilmesi için bir yıl geçmesi gerekiyor ya, nisandan sonra seçim güçlü olasılık...
Sandık güvenliğini şimdiden örgütlemeye başladık. Kusura bakmasınlar YSK’ye güvenmiyoruz. 81 ildeki sandık sorumlusu belli. İlçe başkanlarımız onları zaman zaman arayıp sağlama yapıyor.
Ekonomi, Nebati olayı falan değil. Onu aştı. Günübirlik yaşıyorlar. Tam bir talan ekonomisine döndü. Giderayak ne bulursak götürelim, diyorlar.
Beşli çete bir ara bizimle diyalog ortamı aramıştı. Artık bıraktılar. Umutlarını yitirmiş olmalılar.
Devlet kurumlarından bize bilgiler gelmeye devam ediyor. Bunları arkadaşlarımız değerlendiriyor. Hemen kullanma amacı da gütmüyoruz.
Helalleşme beklediğimden daha çok karşılık buldu. Tersine helalleşme de söz konusu oluyor. Bize gelip “Geçmişte size çok haksızlık ettik” diyorlar...
Sadece bizde değil dünyada da otoriter yönetimler döneminin sonuna geliniyor. Değişim Türkiye’den başlayacak.
Bu iktidar gidici. Halk bu kararı verdi. Her şey bizim daha fazla güven vermemize bakıyor. Bunun için Anadolu’yu dolaşıyoruz. Muhtarlarla toplantı yaptığımız gün vali de toplantı koyuyor. Ama çoğunlukla bizi tercih ediyorlar.
***
Kılıçdaroğlu parti içi konularda rahat görünüyor. Örneğin önseçim gibi bir hazırlık olup olmadığı sorumuzu yanıtlarken şu aşamada izlenmekte olan yolun devam edeceği yönünde cümle kullandı.
CHP’nin daha önce milletvekili çıkaramadığı illerden de Meclis’e temsilci getireceğini vurguluyor. Bunun bir örneği Diyarbakır. Burada milletvekili olasılığı yükselince parti içi de hareketlenmiş. Yeni bir il örgütü yapısı için Oğuz Kaan Salıcı görevlendirilmiş.
Son sözümüz:
Kılıçdaroğlu’nun önceliği aday olmaktan çok, aday belirleme gücünü kıskançlıkla elinde tutmak!
Bu cümleyi yarın açalım...