Gazeteci arkadaşımız Alaattin Aktaş, TÜİK’in Saray sırrı gibi sakladığı enflasyon sepetine bir kanca attı ve TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’yı uzun zamandır ilk kez kamuoyu karşısına çıkmaya zorladı.
DİSK mahkemeye gidip TÜİK’in enflasyon ölçümünde kullandığı 406 maddelik sepeti açıklamasını istedi.
Mahkeme, “DİSK haklı, bu verileri açıkla” dedi.
TÜİK, “Açıklamam” karşılığını verdi.
Sonuçta enflasyonda şöyle bir yöntem yerleşti:
Gizli veri, açık oran!
Kamuoyuna bir oran açıklanıyor. Bunun hangi verilere dayanarak oluşturulduğu açıklanmıyor.
Bütün verilerine güven duyulan, Sayıştay’ın tıkır tıkır işlediği, hangi kurumdan ne tür bilgi isterse ulaştığı bir ülke olsak, TÜİK’e “sepeti açıkla” diye baskı yapılmaz.
Oysa gerçek ortada. En son haziran ayında TÜİK’in aylık enflasyon oranı ile ENAG’ın oranı arasında iki kat fark var.
Birazcık onuru olan bir kurum bunu ar eder. Ya istifa eder ya ENAG’a iki kelime laf eder!
***
Çetinkaya, rakamları ayarlama enstitüsü TÜİK’in dünya standartlarında çalıştığını vurgularken kimi doğruları da kamuoyu ile paylaştı. Örneğin enflasyonun yükselmesinde ana etkenin şirketlerin kâr hırsı olduğunu vurguladı.
Hani maaşlar, ücretler artarsa enflasyon da artardı?
Şirketlere diş geçiremeyince işin kolayına başvuruyorlar.
Özellikle tarım ürünlerindeki fiyat artışları için biri çıkan biri de çıkmayan iki yasanın altını çizelim:
AKP’nin çıkardığı zincir marketler yasası hem üreticiye hem tüketiciye zincir! Üreticiden ürünü ne kadara alacağına kendisi karar veriyor. Ardından dönüyor, tüketiciye hangi fiyattan satacağını belirliyor. Ola ki orta-küçük ölçekli bir market bunun dışına çıkarsa, vay haline!
Çıkmayan yasa da hal yasası... Tam hazırlanıyor, hal yasasına bir haller oluyor. Kısa bir tarama yaptık; en son 2022 yılında Yeni Şafak haber yapmış:
“Hal yasası çalışmaları hızlandı...”
O kadar hızlandı ki Meclis’i de teğet geçip devam etti anlaşılan!
Limonun dalında kilosu 1 liraya alıcı bulmamasının, İstanbul marketlerinde de tanesi 15 liraya çıkmasının önemli nedeni bunlar.
Rakamları ayarlama enstitüsü başkanı halka kurulan bir başka oyunu da kabul etti. Akaryakıta 26 Haziran’da elektriğe de 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olmak üzere zam yapıldı. Başkan bunların etkisinin temmuz enflasyonunda ortaya çıkacağını söyledi.
Bu enflasyonun maaşlara yansıması ne zaman olacak?
Ocak 2025’te!
Yedi ay sonra!
Bir iktidar halkına karşı bu kadar aleni kumpas kurar mı?
***
2011’den 2016’ya kadar beş yıl o dönemdeki adıyla Devlet İstatistik Enstitüsü’nün, şimdiki TÜİK’in başkanlığını yapan Birol Aydemir dün Çetinkaya’ya karşı çıktı. Dedi ki:
“Aklımızla alay etmeyin!”
Yaptıkları tam da bu!
Düşünün; fiyatlar artacak ama enflasyon düşecek!
Enflasyon daha da düşecek ama işçi, memur, emekli harcama yaptığı için düşmüyor!
İşsizlik yükselmiyor, istihdam azalıyor!
Asgari ücret yüksek ama ücretli bunun farkında değil!
Millet gıdaya ulaşmakta zorlanıyor ama tarımsal üretimde Avrupa’da ilk sıralardayız!
TÜİK doğru söylüyor, ekonomi uzmanları bu işi bilmiyor!
Machiavelli bunların yanında aklıevvel kalır!
Bunlar şeytana pabucunu ters giydirmek ne kelime, şeytana pabuç bırakmazlar!