Biz bu provokasyonu tanıyoruz!

Haber Tarihi: 25.05.2020


19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı öncesinde, Adana Yüreğir CHP Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım tutuklandı. Ramazan Bayramı öncesinde de İzmir’de eski CHP İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir tutuklandı.

Tablo açık; CHP’nin etrafında bir gerilim-çatışma halkası oluşturmaya çalışıyorlar.

Adana Yüreğir’de Vefa Destek Grubu üyesi de olan Eren Yıldırım, 14 Mayıs akşamı Yüreğir Kaymakamı’nın koruması tarafından silah doğrultmayla karşı karşıya kaldığı halde, “suçlu” ilan edildi. Önce serbest bırakıldı, Ankara devreye girince tutuklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “Bir gün önce Van’da PKK, ertesi gün Adana’da CHP” diyerek hükmünü verdi.

Dünyada, yurttaşlarından olabildiğince çok terörist yetişmesini sağlamak için olağanüstü çaba harcayan, bulamazsa kendisi uyduran başka bir yönetim yoktur.

20 Mayıs günü de İzmir’de camilerin merkezi yayın sistemine girilerek önce Çav Bella, ardından Selda Bağcan’dan “Yuh yuh” türküsü çalındı. Banu Özdemir de haber sitelerine düşmüş olan görüntüyü indirip, “bu nedir, açıklaması var mı?” diye sosyal medyadan paylaşımda bulundu.

Olay bir an önce aydınlatılıp, bunu yapan alçaklar yakalanacağına, Banu Özdemir’i yakaladılar!

Erdoğan da tıpkı Adana olayında olduğu gibi, olayın üstüne değil, CHP’nin üstüne gitti, “eğleniyorlar” dedi.

*** 

Olayı dün öğle saatlerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile konuştuk.

Değerlendirmeleri şöyle:

- Bu bir provokasyon. Eğer sen bunu yapanları bulmak yerine, CHP’nin üzerine gidiyorsan, bunu sen yaptın demektir.

- RTÜK Başkanı’nın televizyonda ölüm listesi yaptığını söyleyen kişi için talimat gelmeden bir şey yapmam demesinden anlıyoruz ki, talimat gelmeden hiçbir olayın üzerine gidilmiyor. Bu, devlette çürümedir. Liyakatin kaybolmasıdır.

- Adana’dan sonra İzmir’de de CHP’yi hedef gösterme gayreti içine girildi ama halk bunları artık yutmuyor. CHP’yi ucu belirsiz bir kavganın içine çekmek istiyorlar. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu oyunu halk bozacak, bozuyor da zaten. Ben halkın sağduyusuna ve vicdanına güveniyorum.

- Amaç belli; kardeşi kardeşe kırdırmak. Bunun devamında da olağanüstü hal ilan edip kendince daha rahat ülkeyi yönetmek. İktidarlar devlet olmak için gelmezler, devleti yönetmek için gelirler.

*** 

Türkiye camiler üzerinden ortalığı karıştırma oyununu ne yazık ki çok yaşadı. Biz bu provokatörleri 1978 Kahramanmaraş’tan tanıyoruz. Ulu Cami’den yapılan anonslarla halkın nasıl yönlendirildiğini tarih unutmadı.

Bu provokatörleri 1980 Çorum olaylarından tanıyoruz. 4 Temmuz 1980’de, camii sapasağlam yerinde durduğu halde Çorum Ulu Cami’nin hoparlöründen yükselen, “Alaattin Camiini yaktılar” anonsunda gördük.

Kılıçdaroğlu’nun vurguladığı gibi bugün insanlarımız bu tür provokasyonlara karşı daha bilinçli. Ancak bu oyunu kuranların “vazgeçmediği” görülüyor.

Çav Bella şarkısı İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le bir anlamda bütünleşmişti. Gerek seçim geçesi gerekse sonraki önemli buluşmalarda en çok bu şarkıyla İzmirlilerin karşısına çıkıyordu. Önce bunu deniyorlar. Belki de “umut beslenen cami tabanı”nın bu şarkıyla yeterince galeyana gelmediğini düşündüler.

Bu durumda ne yapmalı?

Gelsin Selda Bağcan...

Söyleyen Selda Bağcan, yazan Âşık Mahzuni, adı, “Yuh yuh”...

Hiç de fena değil... Camide çalınırken buna eşlik eden birkaç kişi de bulundu mu, iş tamam demektir.

Ancak olmadı... Tutmadı... İlk tepkiyi İzmir’deki CHP’li kamuoyu gösterdi.

Sırada ne var?

Toplumsal sağduyu genel anlamda böylesi provokasyonlara gelmeyecek bilinçte. Ancak bunu yapanların, “Hay aksi… İstediğimiz olmadı, o zaman bu yöntemleri bırakalım” diyeceğini sanmıyoruz.

Kendisi gibi düşünmeyenleri virüsle eşdeğer tutan bir anlayışın gözüne girmek isteyecek çok provokasyon imalatçısı bulunur.

Aman...

Hepimizin sorumluluklarından biri de kimsenin bu tür provokasyonlara cesaret dahi edemeyeceği bir toplumsal bilinci daha da yükseltmek olmalı...

İyi bayramlar...








MUSTAFA BALBAY İsimli Yazarın Diğer Yazıları