Kendilerini farklı biçimlerde tanımlamış olan, ama ortak hedef olarak önce “Demokratik Rejim”i kurmak isteyenler:
Atatürkçüler, Kemalistler, Cumhuriyetçiler, Halkçılar, Milliyetçiler, Devletçiler, Demokratik Milliyetçiler, Demokratik Dindarlar, Antiemperyalistler, Antiemperyalist Müslümanlar, Laikler, Sekülerler, Demokratik Cumhuriyetçiler, Devrimciler, Milli Demokratik Devrimciler, Demokratik Sosyalistler, Sosyalistler, Komünistler, Yuro/Avrokomünistler, Revizyonistler, Sosyal Demokratlar, Demokratik Solcular, Sosyal Adaletçiler, Liberal Demokratlar...
Demokrasiye inanan, Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler, Gayri Müslimler, hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, bütün seçmenler...
Özetle, ülkenin sorunlarını çözmek için her şeyden önce, ilk adım olarak “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni kurmayı hedefleyen gruplar:
Demokrasi düşmanı, dinci, mezhepçi, ırkçı, faşist ideolojileri savunmayan...
Hukuktan, adaletten, eşit hak ve özgürlüklerden yana olan herkes:
Ülkemizdeki bütün yolsuzlukların, yasakların, yobazlıkların, yoksullukların, haksızlık ve hukuksuzlukların bugünkü sorumlusu olan iktidardan kurtulmak ve Demokratik Rejimi yeniden kurmak amacıyla birleşmelidir.
Ülkenin bütün sorunları ancak, Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’ni temsil eden bir Meclis’te, Temel Hak ve Özgürlükleri koruyan bağımsız bir yargı denetimi altında, şeffaf müzakerelerle ele alınırsa en optimum sonuçlara ulaşılabilir.
Bu uzlaşma sağlanamadığı takdirde, ülke önümüzdeki seçimlerde tam bir koyu karanlığa mahkûm olacaktır.
1994 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara seçimlerinde yaşanan bölünmeleri anımsayalım ve birkaç gün önce Ankara Elektrik Mühendisleri Odası seçimlerinde yaşananları da görelim:
Olayı sevgili dostum rahmetli Nurettin Karsu’nun oğlu ve emaneti, sevgili kardeşim Serdar Karsu’nun mektubundan özetleyerek siz okurlarım için aktarıyorum.
***
TARİHTEN DERS ALINMAMIŞ:
1988 yılında da Ankara EMO’da aynı olay yaşanmıştı, iki sol liste seçime girdiği için, Meslekte Birlik (sağ görüşlüler) seçimi kazanmıştı.. Hiç ders alınsaydı, tekrar eder miydi tarih...
EMO Ankara’da, tüm uyarılara karşın, seçime tek listeyle girelim çağrılarımıza karşın, bir listenin yönlendiricisi hırslı birkaç kişinin yanaşmaması sonucunda, seçime (soldan) iki liste ile girildi ve korktuğumuz da başımıza geldi.
***
YEK VÜCUT ÇALIŞAN KARŞI TARAF:
Demokratların / yurtseverlerin / devrimcilerin iki liste ile girmesini fırsat bilen (MHP+AKP) oluşumu, çevredeki temsilcilik konumundaki illerden (Konya’dan, Kayseri’den vb.) otobüslerle ve devlet olanaklarıyla seçime yüklendiler.
Ülkü Ocakları’ndan da militanlarını getirdiler. Seçimin sonuçlanmasından sonraki saldırılar, bugünkü Cumhuriyet gazetesinde yer aldı.
Seçimin yapıldığı okulun girişinde ve önünde yüzlerce silahlı polis hazır bulundu.
Seçim “burayı boşaltın” vb. anonslarla, baskı altında yapıldı.
M.V, bürokrat kadrolar ve MHP örgütü çok sıkı çalıştılar...
...“Ben” diyerek ittifaka (tek listeye) yanaşmayan grubun bedelini herkes ödedi.
Bir bakıma da “Birlik olunmadığında sonuç ne olur” sorusunun yanıtı, ülkenin demokrat /yurtsever toplumuna çarpıcı bir örnek olarak maalesef sunulmuş oldu.
Bencillik ve “ben” dayatmalarının çıkardığı fatura...
***
SANDIĞA GİTMEMENİN BEDELİ:
İki liste ortaya çıkınca ve üzerine de gençlerin ergenlik atışmaları / kavgaları, SMS’lere, iletilere, sosyal medyaya yansıyınca pek çok üye (Ankara’da, sandığa gelmesi beklenen en az 1000 üye) tepki göstererek sandığa gelmedi.
MHP+AKP listesi, devlet olanaklarını da kullanarak alabileceği maksimum oyu (1000 civarı) aldı.
Bizim tarafların ise alabilecekleri en az oy olan 3 bin oyu (bölünmeden dolayı gelmeyenler yüzünden) 2 bin oy civarında kaldı.
Bizim oylar ortadan ikiye bölününce de EMO’nun şubelerde baş kalesi olan Ankara Şube, iktidar yanlılarına geçti...
Kâbus gibi...
Ancak belki bir faydası, mühendis / mimar odalarının seçimlerinin başladığı bu dönemde “Böyle yapmayın!” örneklemesi oldu...
***
TRAJİK SONUÇ
İktidar yandaşlarının bir oda seçimini kazanmak için uyguladığı yöntemler...
Bizim tarafta, bazı hırslı / bencil kişiliklerin gem almaz dayatmaları /bölmeleri...
Bölünme sonucu demokrat insanların sandığa yeterince katılım göstermemesi...
Ve sonuçta yaşanan TRAJEDİ!..
Umarım ve dilerim, tüm ülkedeki demokrat / yurtsever insanlarımıza (laboratuvar deneyi misali) ders olur...
Konuyu, TELE 1’de, 18 Dakika programınızda dile getirdiğiniz için yüreği yanan arkadaşlarım adına da en içten teşekkürlerimizi, saygılarımızı sunuyoruz.
***
Evet sevgili okurlarım, Ankara EMO seçimlerinin öyküsü bu:
Dilerim önümüzdeki seçimlerde, kendilerini hangi adlar altında tanımlamış olurlarsa olsunlar, bütün Demokratlara ders olur.