Özgür medya ve bağımsız muhalefet, demokrasinin vitaminleridir

Haber Tarihi: 19.04.2020


Örtülü bir af yasasını, bu yasayı kabul edecek Meclis çoğunluğuna sahip olmadığı için, “İnfaz düzenlemesi” adıyla çıkaran ve buna özel maddeler ekleyerek, medya mensuplarının ve muhaliflerin (özellikle de Cumhurbaşkanı eleştirenlerin) ceza ve infaz koşullarını ağırlaştıran iktidar, sonunda baklayı ağzından çıkardı:

Bağımsız muhalefeti ve özgür medyayı, COVID-19’a benzeterek virüs olarak niteledi.


***

Ben bu görüşe katılmıyorum:

Muhalefet ve medya, demokratik rejimin virüsleri değil, vitaminleridir.

1) Her rejimde iktidar vardır ama bağımsız muhalefet sadece demokratik rejimlerde olur.

2) Özgür medya, bir rejimdeki yasama, yürütme ve yargı erklerine ilave olarak sadece demokratik rejimlerde dördüncü kuvvet olarak kabul edilir.

Bir başka deyişle, muhalefet ve medya, demokratik rejimlerde virüsler değil, onları güçlendiren, hatta onların var olmalarını sağlayan vitaminlerdir.

Eğer bir rejimde bağımsız muhalefet ve özgür medya yoksa o rejim demokratik değildir.


***

Türkiye Cumhuriyeti, demokratik rejimi tanımlayan ve bu rejimi hedefleyen bir anayasaya sahiptir:

I. Devletin şekli

MADDE 1. - Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2. - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti

MADDE 3. - Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4. - Anayasanın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.


***

Anayasanın bu açık hükümlerine karşın, cezaevleri, muhalefet partilerine mensup politikacılar ve medya mensupları ile doludur.

Konunun bir rejim, bir de insani boyutu var.

Rejim boyutunu yukarıda yazdım.

İnsani boyutuna bakarsak:

Bu satırları koronavirüs salgını dolayısıyla ilan edilmiş olan sokağa çıkma yasağı altındaki bir kentte, İstanbul’da yazıyorum.

Bu yazıyı, yasağın ilan edildiği 32 kentte okuyanlara, iki günlük hafta sonu “ev hapsinin” bile insanlara ne kadar ağır geldiğini, kendi hissettikleri duygular bağlamında anımsatmak isterim.

(Ayrıca bu vesile ile bütün ekonomik ve psikolojik sakıncalarına karşın, COVID-19 ile mücadele için, bütün yurtta derhal iki haftalık sokağa çıkma yasağı ilan edilmesinden yana olduğumu da belirteyim.)

Lütfen biraz empati yapın:

Haksız, hukuksuz ve adaletsiz olarak hapis yattığını düşünen (bir bölümü de gerçekten öyle olan) insanların bir de salgın hastalığa yakalanma ve ölüm tehlikesiyle burun buruna yaşadıklarını düşünün!


***

Özgür medya ve bağımsız muhalefet virüs müdür, vitamin midir sorusunun yanıtı Anayasa’nın ikinci maddesinde açıkça verilmiştir.

Olayın hem rejim boyutunu hem de insani boyutunu çözmek için çok basit bir şey istiyorum:

Anayasa’nın ikinci maddesinde tanımlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin özelliklerine uyulsun!








EMRE KONGAR İsimli Yazarın Diğer Yazıları