Koronavirüs salgını çıktığı zaman kamuoyu iktidara büyük bir güven ve destek kredisi açtı..
Sağlık Bakanı’na inanarak ve onu alkışlayarak olayları izlemeye başladı.
Doğrusu da buydu, çünkü hepimizin sağlığı iktidarın alacağı önlemlere bağlıydı.
Fakat geçen zaman içinde, iktidar bu güveni ve desteği çarçur etti:
Gerek açıklanan bilgilerin eksikliği, gerek sağlık hizmetlerinde kamuoyuna yansıyan olanaksızlık ve aksaklıklar, gerekse okulların geç kapatılması, umre dönüşleri, Cuma namazının geç engellenmesi gibi olayların işaret ettiği alınan önlemlerin yetersizliği, başta iktidara açılan güven ve destek kredisini bitirdi.
Kamuoyu şu konularda sorular soruyor:
1) Salgının gerçek başlayış tarihi nedir?
Salgın, Türkiye’ye Sağlık Bakanı’nın ilk vakayı açıklamasından ne kadar önce gelmiştir? Bu tarih salgının seyrini kestirebilmek bakımından önemlidir.
Daha önceki vefatların zatürree veya başka teşhislerle kayıt altına alındığı doğru mudur?
2) Bütün şüpheli vakalara test yapılmış ve yapılmakta mıdır?
Malzeme ve yatak yetersizliğinden dolayı bütün şüphelilere test yapılamadığı iddiaları doğru mudur?
3) Testin pozitif sonuç verdiği yani virüs kapmış olduğu belirlenen hastaların karantina için evlerine yollandığı iddiaları doğru mudur?
Böyle bir uygulama varsa, bunların yerleri ve sayıları nedir?
4) Bazı hastanelerin ücretsiz hizmet kararlarına uymadığı veya hizmet vermediği öne sürülüyor; bunlar hangileridir, ne gibi yaptırımlar uygulanacaktır?
Askeri hastaneler niçin yeniden açılmıyor?
Sahra hastaneleri niçin kurulmuyor?
5) Hastalığın yaygın olarak görüldüğü iller hangileridir?
Bu iller neden açıklanmıyor?
Umreden dönenlerin gittiği iller hangileridir?
Salgın başladıktan sonra İran sınırından kaç kişi sızmıştır, bunlar nerelerdedir?
Sığınmacılar arasında hastalığın yaygınlığı nedir? Bunlar hangi illerde yoğunlaşmıştır?
Salgın başladıktan sonra Türkiye’ye gelen turist kafileleri hangi illere gitmiştir?
6) Bilim Kurulu’nun önerdiği önlemler niçin kamuoyuna açıklanmıyor?
7) Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği ve öteki meslek örgütleri ve STK’ler ile niçin işbirliği yapılmıyor?
8) Muhalefetin önerileri niçin dikkate alınmıyor?
Niçin kontrollü olarak sokağa çıkma yasağı ilan edilmiyor?
İktidar bu konularda niçin muhalefet partileri ile işbirliği yapmıyor?
9) CB, hem evden çıkmayın diyor hem de başta devlet daireleri olmak kaydıyla toplu çalışma mekânlarını tatil etmiyor?
Bu çelişki nasıl çözülecek?
10) 65 yaş ve üstü sokağa çıkma yasağı ayrımcılık değil mi?
Yalnız yaşlıların gereksinmeleri, başta sağlık hizmetleri olmak kaydıyla, nasıl karşılanacak?
11) Alınan ekonomik tedbirler inşaat sektörüne ve işletmelere kredi desteği olarak ilan edildi.
Tatil edilen işyerlerine, esnafa, işçilere, çiftçilere yönelik önlemler niçin yok?
12) Sağlık emekçileri için niçin özel önlemler alınmıyor?
Malzeme, kadro ve ek mali destek niçin sağlanmıyor?
13) Başta üç büyük kentinkiler olmak üzere, belediye başkanlarının aldıkları önlemlere niçin destek verilmiyor?
Belediyelerle niçin işbirliği yapılmıyor?
14) Cuma namazları yasaklanmışken, niçin Beştepe’de CB yerleşkesindeki camide VIP namazı kılınıyor?
Bu uygulama halkın moralini bozmamış ve yönetime olan güvenini sarsmamış mıdır?
15) Tam bu sırada gündeme getirilen “Adalet Reformu Paketi” içinde Koronavirüs önlemleri niçin yoktur?
Niçin tutuklu yargılananların, gazeteci ve yazarların, politikacıların, bebekli ve çocuklu annelerin, ağır hastaların tahliyeleri düşünülmemektedir?
Niçin (sonradan vazgeçildiği bildirilmiş olsa bile) ırz düşmanları ve uyuşturucu satıcıları gibi mahkûmların salıverilmeleri gündeme getirilmiştir.
16) Bütün kaynakların COVID-19 ile mücadeleye ayrılması gerekirken, İstanbulluların karşı çıktıkları “Boğaz İstanbul” ihalesinin tam bugünlerde yapılması yanlış değil midir?
Salda Gölü’nde inşaatın başladığı haberleri halkın moralini olumsuz etkilememiş midir?
17) Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet üzerinden verdiği derslerin içine ilahilerin ve idam manzaralarının yerleştirilmesi çocuklarımızın ruh sağlıkları açısından sakıncalı değil midir?
18) İktidar niçin tüm Türkiye için birörnek önlemler almıyor da illerin valilerine görev yüklüyor?
Bu uygulama yurt çapındaki eşgüdümü bozarak önlemlerin etkisini azaltmaz mı?
19) İllerde kurulacak pandemi kurullarında belediye başkanları, meslek kuruluşları ve muhalefet partilerinin il örgütleri de temsil edilecek midir?
Bu kurullarla gerçek bilgiler paylaşılacak ve kamuoyunun burada dile getirdiğim konulardaki bilgi eksiklikleri giderilecek midir?
Bu kurullar illerindeki vatandaşların COVID-19 ile ilgili sorunlarına doğrudan yanıt bulacak iletişim kanalları ve eşgüdüm gibi acil önlemler geliştirebilecek midir?
***
Yukarıda sadece bazılarını belirttiğim sorular ve sorunlar bana kamuoyundan yansıyan, yansıtılan sorular ve sorunlardır.
COVID-19 ile mücadele 100 metre yarışı hızıyla başlanması gereken ama sonra bir maratona dönüşen uzun soluklu bir savaştır:
Bu soru ve sorunların yanıtlanması ve çözülmesi için her an yeni adımlar atılabilir...
Ama unutmayalım, her gecikme birkaç insanın daha hayatına mal olacaktır!