Bugün kara bir gün: Türkiye’yi bugünkü iktidara teslim etmenin altyapısını hazırlayan 12 Eylül 1980 darbesinin 39’uncu ve bu iktidarın yargıya el koyduğu Halkoylamasının 9’uncu yıldönümü.
Yeni teknolojiler ve toplumsal değişmeler yeni baskılar ve yeni sansürler getiriyor.
İnternetin, bilgisayarların, tabletlerin ve akıllı cep telefonlarının yaygınlaşması, “Sosyal Medya” denilen, Twitter, Facebook, Instagram ve YouTube gibi insanların birbirleriyle iletişim ve ilişki kurmasına yönelik “Sayısal Ortamların” (dijital platformların) ve İnternet Medyası’nın (haber sitelerinin) önem kazanmasına yol açtı.
Bu internet haber siteleri ve Sayısal Ortamlar toplumsal vicdanı ve sansürsüz haberleri de yansıtan yerler oldu.
Ama eşitlikçi özelliklerinden dolayı bu Sayısal Ortamlarda doğruları yanlış, yanlışları da doğru olarak savunmak da çok kolaylaştı...
Bu da, özellikle sahtekârların, demagojik politikacıların ve paralı trollerin buralara hücum etmesine yol açtı.
Benim gibi “mesleki deformasyon” yani “hocalığa bağlı kişilik sapması” yaşayan bazı kullanıcılar da bu ortamları, önemli bilgileri ve haberleri aktarmak, doğruyu, iyiyi, güzeli, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri, adaleti savunmak için kullanmaya çalışıyorlar.
Bütün bu teknolojik gelişmelere ek olarak, gençlerdeki okuma alışkanlıklarının azalması ve klasik medya üzerindeki baskı ve sansür uygulamaları “Sosyal Medya”yı ve İnternet Haber Sitelerini öne çıkardı.
***
“Sayısal ve Sosyal Medya”nın önemi artınca, Orwell’ın “Büyük Birader”inin herkesi, her yerde, her zaman, izleme, kaydetme ve cezalandırma gücü devreye girdi:
Yapılan Facebook paylaşımlarından veya atılan Twitter mesajlarından dolayı, çocuklar sabaha karşı evlerinden alınmaya, yıllar öncesinde attıkları tweet’lerden dolayı muhalif politikacılara hapis cezaları verilmeye ve hatta döviz fiyatı hakkında haber mesajı atanlar bile “terör örgütü” bağlamında suçlanmaya başlandı.
Mahkemeler bir yandan iktidarın hoşuna gitmeyen masum haberlere bile yasak kararları verirken, öte yandan doğrudan doğruya Wikipedia gibi evrensel ansiklopedik bilgiler veren sayısal medya ortamlarına dahi erişimi engellemeye başladı.
***
CHP milletvekili Murat Emir’in Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması için Meclis’e verdiği soru önergesinde sansürün vahametini belirten bazı sayılar var:
“Wordpress”e göre; 2014-2018 arasında, dünya genelinde 577 mahkeme kararının 541’i Türkiye’den gönderilmiş ve 755 içeriğin kaldırılması istenmiş.
“İfade Özgürlüğü Derneği”ne göre; 2018 yılı sonunda Türkiye’de 245 bin 825 web sitesine erişim engellenmiş.
Emir, bu veriler üzerine, haklı olarak, “Bu engellemeler, çok büyük oranda siyasi bir sansür mekanizması olarak kullanılmaktadır” demiş.
KAHROLSUN SANSÜR....
YAŞASIN ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ MEDYA!