Devlet çökertilince!

Haber Tarihi: 23.01.2025

İçlerinde tatil döneminde eğlenmek ve dinlenmek için otele giden ailelerin ve çocukların çoğunlukta olduğu 79 yurttaşımızın canını alan “Kartalkaya Yangını Faciası”, bir “Devlet Yapısı”nın “çökertilme sürecinin” sonucudur:

1) İktidar önce yargıyı, “Ayak Bağı” olarak suçladı ve kendi emrine aldı.

2) Sonra, yargıyı kullanarak sivil ve asker bürokrasiyi, üniversiteleri, medyayı, tek bir kişinin emrine verdi ve Anayasa’mızda “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” olarak tanımlanan Türkiye’nin “Klasik Devlet Yapısını” çökertti:

3) 16 Nisan 2017 tarihinde, yasalara aykırı oy sayımıyla sonuçlandırdığı ve Prof. Sami Selçuk’un “Hukuk Dünyasında Doğmayan Halk Oylaması” dediği olayla da bu yaptıklarını, “Şahsım Devleti” dediğim, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adıyla, “kitabına” uydurdu.

4) Bu süreçte, Anayasa’yı ve yasaları değiştirdi. Yoruma açık, muğlak maddelerle, her yaptığını “kitabına uydurabileceği” ve herkesi, her an, her yerde suçlayabileceği, hapse atabileceği hükümler getirdi.

5) Devletin kurumlarını ve kurallarını partinin ve parti liderinin emrine göre düzenledi. Devletin işleyişini, nesnel kurallara göre değil, iktidarın öznel isteklerine ve özel durumlarına göre uyarladı. Atamaları liyakate göre değil, sadakate göre yaptı.

6) Her konuyu, her olayı, o konunun ya da o olayın niteliğine göre değil, ilgili kişilerin kendilerinden olup olmadığına göre değerlendirdi; bunu kural yaptı.

7) Denetimleri, kuralları, cezaları, “kendilerinden olanlara” işlemez hale getirdi; kendinden olanlar için, ihmallere, yasa dışılıklara, hatta cana ve mala kasteden suçlulara, “cezasızlık” uygulamasını esas yaptı.

8) Partili olanları, kişiye biat edenleri, önce hakaret edip sonra merhamet dileyenleri, dönekleri, yasaların, kuralların üstünde yaşatmaya başladı.

9) Cezalandırmak istediklerine göre suçlar icat etti. Özellikle gazeteciler ve politikacıları, tartışmalı suçlamalar ve kovuşturmalarla hapse atmaya başladı.

10) Yağmayı, yolsuzlukları ve yoksulluğu yaygınlaştırdı. Bu yolla yandaşlarına büyük bir gelir ve sermaye aktarması gerçekleştirdi, bunun eleştirilmesini karartmalar ve yasaklamalarla engelledi.

11) Ülke kaynaklarını, oligarşiye aktararak bitirdi. Enflasyonu fırlattı, halkı açlığa mahkûm etti.

Ülkedeki hizmetler üzerinden, liyakat ve denetim kalktığı, kaynaklar da tüketildiği için, hizmetlerin kalitesi ve sürekliliği bozuldu.

Bu durum, insanların sadece günlük yaşamlarını zorlaştırmakla kalmadı, can ve mal güvenliklerini de yok etti.

Elbette, normal ve ölümcül kazalar da arttı!

***

Sonuç olarak “Klasik Devlet Yapısı çökertilince” toplumda ne adalet kaldı ne can ve mal güvenliği ne de haber ve bilgi paylaşımı:

Sokaktaki kablo, işyerindeki patlama, yurttaki ve oteldeki yangın, madendeki çöküntü ve toprak kayması can almaya ve bu konulardaki haberler kısa sürelerle de olsa yasaklanmaya başladı.

“Çökertilen Devletin” onarılması için çözüm:

“Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”nin işlemesini sağlayacak olan “Parlamenter Demokrasinin” yeniden hayata geçirilmesi ve bunun için de “Topyekûn Seferberlik” yapılmasıdır!








EMRE KONGAR İsimli Yazarın Diğer Yazıları