Bugün yerel yönetimlerde yaşanan süreç iktidar değişikliğinde bakanlıklarda da yaşanacaktır
AK Parti'nin, 20 yıldır kesintisiz tek başına iktidar olmasının bazı kesimlerde, bu iktidarın değişmeyeceği gibi yanıltıcı bir algıya yol açtığı anlaşılıyor.
İktidarın değişmeyeceği algısı nedeniyle, anayasayı, yasaları, denetim organlarını, yargıyı hiçe sayan bir anlayışın giderek iktidara hakim olduğu görülüyor.
O kadar ki yasaya aykırı olduğunu bile bile, başında bulunduğu bakanlığa kendi şirketinden mal satan, başında bulunduğu bakanlığa kardeşinden mal alan bakanlar var.
Aynı bakanlıktan 20. kez ihale alan şirket hakkında, "kurucuları arasında eşimin olması ve oğlumun da bir süre çalışmış olması dışında bir bağımız yok" diyebilen bakan yardımcıları var.
Bunda hiçbir beis görmüyorlar.
Şirketlerinden bakanlıklarına mal satışında, kardeşinden mal alışında, eşinin kurucu olduğu şirketin 20. kez ihale alışında bir anormallik görmüyorlar.
Oğlunu, kızını, damadını, gelinini rektör olduğu üniversiteye öğretim üyesi ve görevlisi yapan hocalar var. Kızı sınavı kazanamadı diye üniversiteyi birbirine katan rektörler var, eşini kendine danışman atayan rektörler var. Bütün sülalesini devlete yerleştiren bakanlar, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri var.
Çok rahatlar.
Çünkü kendilerine hesap sorulmayacağına, haklarında soruşturma açılmayacağına, iktidarın sürekli olacağına güveniyorlar, inanıyorlar.
Böyle düşünmekte haksız da sayılmazlar.
Çünkü iktidara bir yerinden yapışmış birçok kişi devletten nemalanıyor. Zengin oluyor, lüks içinde yaşıyorlar.
Yoksullara "Allah sizi sınıyor sabredin" diyorlar ama kendileri parayı götürüyorlar. Örneklerini her gün görüyoruz.
Yasalara aykırı işler yapıyorlar. Ama başlarına bir iş gelmiyor. Soruşturulmuyorlar, yargılanmıyorlar. Olan biteni izleyen savcılar parmaklarını oynatmıyorlar.
"Böyle geldi böyle gider, bize kimse dokunamaz" diye düşünüyorlar.
Ama yanılıyorlar.
Sonu olmayan, değişmez iktidar yoktur.
Hele demokrasilerde hiç yoktur.
İktidarlar değişir ve yasa dışı işlerin hesabı mutlaka hukuk içinde sorulur. Bu devletin görevidir.
"Biz belgeleri yok ederiz, rüşvetin, haracın zaten belgesi olmaz" diye düşünenler varsa onlar da büyük yanılgı içindedir.
Devlette belge kaybolmaz. Belge imha makinasından belgeleri yok etseniz bile devlette izi, örneği kalır. Ve ayrıca rüşvetin de haracın da belgesi, kanıtı ortaya çıkar.
Bu nedenle yasa dışı iş yapan, yolsuzluğa, hırsızlığa, rüşvete, haraca bulaşan hiç kimse iktidara güvenerek yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını düşünmemelidir.
İktidarların zayıfladığı dönemlerde, kamuoyuna yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, haraç haberleri, belgeleri, bilgileri yansımaya başlar. İktidar içinde iç çatışma çıkar. Bu çatışma kirli çamaşırların iyice ortaya dökülmesine neden olur. Bürokratlar kendilerini güvenceye alacak belgeleri saklarlar.
Son günlerde böyle bir dönemden geçiyoruz.
İktidar içindeki çıkar çatışması sonucu Sedat Peker'in açıkladığı bilgiler, belgeler, görüntüler, tanıklıklar, yaptığı itiraflar devletten bazı isimlerle suç örgütlerinin ne keder içice olduğunu gösterdi. Gündeme getirdiği iddiaların hiçbirine ilgililer tatmin edici bir yanıt veremediler. Yanıt vermeye, inkâr etmeye çalışanlar Peker'in görüntü yayınlarıyla sus pus oldular. İşlerinden ayrılmaya, istifa etmeye mecbur kaldılar. Daha akıllı olanlar Peker'e yanıt vermek, yalanlamak yerine susmayı tercih ettiler.
Sedat Peker olayında yaşananlar Sezgin Baran Korkmaz olayı için de geçerlidir. Korkmaz'la iş gören, onun adına iş takip eden, onu kurtarmak için araya girenler de ayakta duramaz hale geldiler, geleceklerdir.
İktidar değişikliğinde neler olabileceğine ilişkin taze örneklere yerel yönetimlerde tanık oluyoruz.
İstanbul başta olmak üzere yerel yönetimlerde iktidarın değişmeyeceğini sananlar 31 Mart 2019 yerel seçimleri ve 23 Haziran 2019 İstanbul yenileme seçimlerinde ne kadar yanıldıklarını gördüler.
Yerel yönetimlerde iktidarın değişmesinden sonra, belediye kaynaklarından kimlerin zengin edildiği, işlerin nasıl dağıtıldığı, paraların nasıl savrulduğu, kayırmacılığın, rant bölüşümünün nasıl yapıldığı tek tek ortaya çıkmaya başladı. Dosyalar savcılıklara gönderiliyor. İktidar bu süreci engellemeye, CHP'li belediye başkanlarını durdurmaya, engellemeye çalışıyor. Ancak, dosyaların yargıya taşınmasına ve kamuoyuna yansımasına engel olamıyor.
Hiç kuşku yok ki bugün yerel yönetimlerde yaşanan süreç iktidar değişikliğinde bakanlıklarda da yaşanacaktır.