Yüksek enflasyon karşısında işsizlerle birlikte en çok ezilen kesimlerin başında emekliler geliyor.
En düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira.
Bu parayla bir ay geçinmek mümkün değil.
Özellikle evi olmayan, kira ödeyen emekliler için hiç mümkün değil.
En düşük emekli maaşının altında maaş alanlar da var.
Örneğin dul ve yetim aylıkları, engelli aylıkları 7 bin 500 liranın altında.
Bu kesimin de bu maaşlarla geçinmesine olanak yok.
Bu tablo yaşı ve sağlığı uygun emeklileri de iş arayanlar arasına katıyor.
Bulabilenler asgari ücretin altında ve kayıt dışı çalışmayı kabul ediyorlar.
Yaşı ve sağlığı uygun olmayan emeklilerin ise aile dayanışması dışında bir seçenekleri yok.
Varsa çocukları, yoksa diğer akrabalarının katkılarıyla ancak asgari düzeyde yaşamlarını sürdürüyorlar.
Bu durum anayasasında “sosyal devlet” yazan Türkiye için utanç verici bir durumdur.
Ancak iktidar oralı değil. Emeklileri her zam döneminde geçiştiren bir anlayış hakim iktidara.
Bu yıl da öyle oldu.
Ancak seçim yaklaştığında emeklilerin ağzına bir parmak bal çalmak temel politika haline geldi.
Yerel seçimler yaklaşırken, iktidar seçim öncesinde, yılbaşında emeklilere zam yapılacağını tekrarlıyor.
Ancak emeklilerin yılbaşını bekleyecek halleri yok.
İktidar gerçekten emeklileri düşünüyorsa zaman yitirmeden maaş artışları için yasa teklifini Meclis’e getirmesi gerekir.
“Seçimden önce zam yaparım ve oylarını alırım” diye düşündüğü için “yılbaşını bekleyin” mesajı veriyor.
CHP Milletvekili Evrim Karagöz, Sözcü gazetesine yaptığı açıklamada, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürürlüğe girdiği 2018 yılında en düşük emekli maaşının bin 578 lira olduğunu anımsattı. Bu parayla o tarihte 8,1 gram altın alındığını söyleyen Karagöz bugün en düşük emekli maaşı olan 7 bin 500
lirayla 4,3 gram altın alınabildiğini vurguladı.
Karagöz’ün hesabına göre altın değeri üzerinden en düşük emekli maaşında yüzde 50’ye yakın bir erime söz konusu.
Asgari ücretle en düşük emekli maaşı arasındaki karşılaştırma da dikkat çekici 2001 yılında en düşük emekli maaşının asgari ücretten yüzde 51,42 daha fazla olduğunu anımsatan Karagöz, bugün 7 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşının 11 bin 400 lira olan asgari ücretin çok altında olduğuna dikkati çekiyor.
Sadece emekliler değil asgari ücretle çalışanlar, asgari ücretin altında kayıt dışı çalışmak zorunda kalanlar, özellikle kira ödeyenler büyük geçim sıkıntısı çekiyor.
Bu kesim hep borçlanarak asgari ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Bunu kredi kartı kullanımlarından da görmek mümkün.
Borcu borçla kapatarak maaş gününe ulaşmaya çalışan bu kesimin enflasyonla baş edebilmesi olanaksız.
İktidar gündem dışında tutmaya çalıştığı hayat pahalılığının sorumluluğunu da üstlenmiyor.
Bazen Türkiye’yi ekonomik olarak kuşatmaya çalışan dış güçleri sorumlu tutarken, bazen market sahibini, bakkalı “fırsatçılık” yapmakla suçluyor.
İktidar işin kolayını bulmuş, “ben yapmadım, bunlar yaptı” deyip kenara çekiliyor.
Üstelik iktidar gibi muhalefet liderleri de seçimden bu yana bu konuya el atmış değiller.