Bu yanlıştan dönülmeli hükümet ve belediyeler elele bir bütünlük içinde salgınla birlikte mücadele etmelidir
Artık çok açık biçimde ortaya çıktı ki Koronavirüs'le mücadele iki esas üzerinden yürütülüyor:
1. Aman CHP’li belediyeler bir şey yapmasın,
2. İşçiler çalışmaya devam etsin, evde kalmasın.
Temel hareket noktaları yanlış olunca yapılan işler de yanlış oluyor. Bu da Koronavirüs'le mücadelenin hem tıbbi hem de ekonomik-sosyal alanda etkisini artırıyor.
Birinciyle ilgili son kararlardan başlayalım:
1. Ekmek dağıtımı: Geçen hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağının yanlış zamanda ilân edilmesinin yarattığı kaosun kendini dışarı atan yüzbinlerce vatandaş arasından kaçına virüs bulaşmasına neden olduğunu henüz bilmiyoruz. Yasak iki saat kala ilân edilmesine karşın geçtiğimiz hafta sonu vatandaşlar sokağa çıkmadılar. Buna karşın başta ekmek, ilaç ve gıda dağıtımı konusunda ciddi bir sorun yaşanmadı. Başta CHP’li 11 büyükşehir ve ilçe belediyeleri vatandaşın ekmeğini, ilacını ve temel gıda malzemelerini vatandaşın evine kadar götürdüler. Belediyeler başarılı, vatandaş memnundu.
Bu hafta sokağa çıkma yasağı yine uygulanacak. Bu kez geçen haftaki hata tekrarlanmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yasağı beş gün önceden açıkladı. Ancak bu kez belediyelerin ekmek dağıtması yasaklandı. Duyurulan genelgeye göre yasa süresince ekmeği valilerin yönettiği Vefa organizasyonu dağıtacak. Halkın günlük ihtiyaçlarını karşılamakla görevli ve ekmek fabrikaları olan belediyeler ekmek dağıtamayacak.
"Sebep" diye sorsanız, "tek elden dağıtım daha iyi" diyecekler ama görünen o ki, sebep yine "muhalefetin yönettiği belediyeler bir iş yapıp da halktan puan almasınlar" yaklaşımı.
2. Belediyelerin bağış kampanyalarını desteklemek ve teşvik etmek gerekirken aksine yasaklandı. Hesapları donduruldu. Aynı şekilde yıllardır yoksul vatandaşa sıcak yemek dağıtan belediye aşevlerinin de hesapları kapatıldı. Hareket noktası aynıydı, belediyeler vatandaşın yararına bir iş yapıp da puan toplamasınlar…
3. Maske dağıtımı: Belediyelerin vatandaşa bedava maske dağıtmaya başladıkları gün, hükümet önce maske satılacağını sonra da satılmayacağını, bedava dağıtılacağını açıkladı. Eczanelerin maske satmasını da yasakladı. Bu iki karardan sonra maske sorunu çözülemediği gibi büyüdü. Maske bulunmuyor. Telefonlara gelecek bir kodla eczanelerden kişi başına 10 gün kullanılmak üzere 5 maske alınacağı açıklandı. Vatandaşların bazılarına kod geldi bazı eczanelere maske gelmedi. Bazı eczanelere maske geldi bazı vatandaşlara kod gelmedi. Bazı illere ise maske henüz gitmedi. Eskisine göre daha büyük bir maske sorunumuz oldu. Oysa, üretim sorunu olmadığı söylenen maskeler mahallelere en yakın kuruluşlar olarak belediyeler üzerinden dağıtılsaydı sorun daha hızlı çözülürdü. Ayrıca 5 maskenin özellikle çalışan insanlara 10 gün yetmeyeceği de açık. Belediyeler eliyle evlere 50’şerlik veya 100’lük maske paketleri bırakılması hem ihtiyacın karşılanması hem yeniden üretim için daha faydalı olurdu. Ama belediyeleri devre dışı bırakma ısrarı sürüyor.
4. Sokağa çıkma yasağı: Salgının en fazla görüldüğü büyükşehir belediyeleri ısrarla kesintisiz iki hafta sokağa çıkma yasağı ilân edilmesini istemelerine karşın, hükümet buna direndi. Sadece hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilân etti. Bunun anlamı işçilerin, emekçilerin hafta içinde işlerine gitmeleri ve virüs riskine rağmen çarkları döndürmeleri. Tıp otoritelerine göre, bulaş zincirini daha etkin şekilde ve daha kısa sürede kıracağı belli olmasına rağmen iki haftalık sokağa çıkma yasağının uygulanmaması virüsle mücadelenin süresini ve vaka sayısını artıracaktır.
5. Ücretsiz izin: İşverenin işçiyi işten çıkarmayıp ücretsiz izne göndermesi kabul edildi. Ücretsiz izne gönderilenlerin çoğunun bir daha dönecek bir iş bulamayacakları çok açık. Üç ay ücretsiz izne gönderilecek işçilere günde 39 lira ödenecek. Aylık 1.170 lira, asgari ücretin yarısı civarında bir tutar. Oysa aynı kişi kısa çalışma ödeneğinden yararlansa alacağı aylık tutar 1.700 lira. Oysa yapılması gereken birçok ülkenin yaptığı gibi evde kalacakları süre boyunca ücretin büyük ölçüde karşılanması, en azından asgari ücretten daha düşük olmayacak bir ödeme yapılmasıydı.
Neresinden bakarsanız bakın bu yaklaşım, sağlık çalışanlarımızın canla başla yürüttükleri mücadelenin sonuçlarını ve süresini olumsuz etkileyecektir.
Bu yanlıştan dönülmeli hükümet ve belediyeler elele bir bütünlük içinde salgınla birlikte mücadele etmelidir.