CHP son derece çekişmeli geçen 4 Kasım Kurultayında Genel Başkanını değiştirdi: delegeler Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine partinin TBMM Grup Başkanı Özgür Özel’i seçti. Seçime “Değişim” sloganıyla giren Özel, 5 Kasım sabah saatlerinde sonuçlanan ikinci tur seçimde 536’ya karşı 812 oyla CHP’nin yeni Genel Başkanı seçildi.
Özel seçilmesi ardından yaptığı teşekkür konuşmasında seçilmesinin hedefinin “Umutsuzluğu umuda çevirmek, yere bakan yüzleri havaya kaldırmak ve asılan suratları güldürmek” anlamına geldiğini söyledi. CHP’nin hafta başından itibaren TBMM’deki Bütçe görüşmelerine ve 31 Mart 2024’teki yerel seçimlere odaklanacağını söyleyen Özel “Buradan 1,5 milyon üyemize diyorum ki; yaşadığımız üzüntüyü telafi etmek, ikinci yüzyıla zaferle girmek için yarından itibaren seferberlik ilan ediyorum” dedi.
Hem değişim hem yenilenme
Özgür Özel’in seçilmesiyle CHP Genel Merkeziyle TBMM Grubu arasında Mayıs 2023 seçimleriyle baş gösteren kopukluk da son buldu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olduğu için milletvekili adayı olmamış, seçilemeyip TBMM dışında kalınca da Meclis Grup Başkanlığını Özel üstlenmişti. Özel’in “Değişim” sloganıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte hareket etmesi kopukluğu artırmıştı.
Özel’in seçilmesiyle 5 Kasım’da belli olacak Parti Meclisi seçiminde de senaryolar değişti. Kurultay öncesi tahminlerde Kılıçdaroğlu’nun kazanması ihtimali ağır basıyor, ama Parti Meclisinde Özel’in etkili olacağı bunun da yerel seçim sürecinde Kılıçdaroğlu’nu zorlayacağı konuşuluyordu. Oysa ikinci turda alınan açık farklı sonuç ardından delegelerin Özel’e Parti Meclisinde elini rahatlatacak ve Merkez Yönetim Kurulu üyelerini PM içinden rahatlıkla seçecek bir çoğunluğu vereceği senaryosu ağırlık kazandı.
Kurultay’a Özel “Değişim”, Kılıçdaroğlu ise “Yenilenme” hedefiyle girmişti ama Özelin seçilmesiyle iki hedef de birleşmiş oldu.
İkinci Ecevit olabilir mi?
Özgür Özel’in CHP lideri seçildiğinin belli olduğu 5 Kasım 2023, aynı zamanda CHP’de ilk değişim hareketini başlatan Bülent Ecevit’in 2006’da vefatının yıldönümüydü. Özel’in bunu unutmayıp sosyal medyada anması da olumlu bir mesaj oldu CHP tabanına.
Ecevit, İsmet İnönü’nün 12 Mart 1971 askeri darbe yönetimine CHP’den Nihat Erim’i -hem de başbakan olarak- vermesi üzerine Genel Sekreterlikten ayrılmış, Kurultay’da Parti Meclisinde çoğunluğu elde edince İnönü’nün istifa etmesiyle gidilen olağanüstü kurultayda da Genel Başkan seçilmişti.
Bu açıdan bakıldığında Özel’in seçilmesi, CHP tarihinde Genel Başkana karşı delege seçimiyle kazanılan ilk yengi olma özelliğini de taşıyor. Bu seçim aynı zamanda bugünün Türkiye’sinde parti içi demokrasinin en iyi işlediği ana akım kitle partisinin de her şeye rağmen CHP olduğunu gösterdi.
Ecevit o rüzgârla 1973 seçiminde CHP’nin oyunu yüzde 42’ye taşıyarak başbakan olmuştu. Erdoğan güçlü muhalefetin demokratik işleyişi güçlendireceği söyleminde haklı. Deniz Baykal döneminde 19-21 aralığına sıkışan CHP’yi Kılıçdaroğlu 13 yılda 25-26 aralığına çıkartabildi. Özel yüzde 30 eşiğini aşıp AK Parti’ye güçlü bir seçenek oluşturabilmeli.
CHP-içi dengeler nasıl değişti?
Özgür Özel adaylığını ilk açıkladığında Genel Merkez çevrelerinden “100 imza dahi toplayamaz” söylemi yayıldı. Kurultay sürecinde Genel Merkez hem milletvekili hem il ve ilçe başkanlarından Kılıçdaroğlu lehine imza toplama kampanyası başlattı.
Kurultay’dan bir süre önce Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da İmamoğlu ile yaptığı görüşmede kendisinden Kurultay Divan Başkanı olmasını istemesi, onun da kabul etmesi de delegeler üzerinde etkili olma ve “Bu iş bitti” algısını oluşturmayı amaçlıyordu.
Delegeler üzerinde kurulan bu hava Kurultay salonuna da yansımıştı. Salondaki değişim sloganlarını bastırmak amaçlı olduğu izlenimi verecek kadar yüksek sesle seçim ve Kılıçdaroğlu şarkıları çalınıyordu. Özel salona “Ey Özgürlük” şarkısı eşliğinde girdiğinde izleyicilerin yarısı ayakta karşıladı ama delegelerin pek azı ayağa kalkıp alkışladı. Bu da “Kılıçdaroğlu alıyor” kanısını pekiştirdi.
Oylama sonuçlarındaysa delegelerden 771 imza toplayabilen Kılıçdaroğlu’nun 664 oy alabildiği görüldü. Özel ise 600 imzaya karşı 682 oy almış, ilk turda seçilmek için gereken 684 oya çok yaklaşmıştı. İkinci tur oylamadaysa fark açıldı, delegeler değişimden yana oy kullandı.
Hançer söylemi geri tepti
Delegelerdeki Kılıçdaroğlu ağırlığının kırılıp ibrenin Özel’e dönmesinde birkaç unsur etkili oldu. Bunlar arasında seçimlerde Kılıçdaroğlu’na açık destek veren ve CHP seçmeninin izlediği Halk TV ve Sözcü TV kanallarının Özel-İmamoğlu ekibine verdiği desteğin payı oldu. Keza İstanbul Kongresini Genel Merkez’in değil, İmamoğlu’nun desteklediği Özgür Çelik’in kazanması “rüzgâr dönüyor” algısını güçlendirdi.
Reform Enstitüsü’nün Türkiye’de ilk kez yapılan “İki Seçim Arası Seçmen ve Duygular Araştırmasının” sonuçlarını açıklayan siyaset bilimci Seda Demiralp, Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu’na oy verenlerdeki “değişim” isteğinin yüzde 80’i bulduğunu açıkladı. Özel’e destek ise yüzde 60’ı aşıyordu. Kurultay sonuçları bunu doğruladı.
Kılıçdaroğlu’nun önce İYİ Parti lideri Meral Akşener’i hemen ardından da “Değişim” diyenleri kendisini sırtından hançerlemekle suçlaması, “Önce onları değiştirdim” türü üstenci söylemi geri tepti.
Bunun üstüne Özel’in konuşmasında Altılı Masa partilerine CHP kontenjanından 39 milletvekili verilmesinde şu anda kendisini destekleyenlerin rol oynadığını, keza Zafer Partisiyle gizli bakan protokolünde Parti yönetimin dışlandığını açıklaması etkiliydi.
CHP tabanı Kılıçdaroğlu’na “Buraya kadar” dedi.
İttifak siyaseti raydan çıkınca
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı karşısına ittifak siyasetiyle çıkma stratejisi doğruydu.
Bu stratejiyi İYİ Parti lideri Meral Akşener ile birlikte oluşturmuşlardı. Ancak Kılıçdaroğlu ve etrafındaki dar kadro İYİ Partiden gelen “Kazanabilecek aday” uyarılarını görmezden geldi. Sadece Akşener’in değil CHP tabanının da beklentisi olan Erdoğan’a karşı İmamoğlu ya da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın aday gösterilmesi durumunda 14 Mayıs parlamento ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimin alınabileceği duygusu, sadece CHP değil, muhalif seçmenin de içinde yer etti. Özel’in “yere bakan yüzleri havaya kaldırma, asılan yüzleri güldürme” vaadinin bir karşılığı olduğu görüldü.
Millet İttifakı katarı önce Akşener’in masadan kalkmasıyla sarsıldı. Ardından 39 milletvekili olayıyla raydan çıktı ve Zafer Partisi gizli protokolüyle devrildi. Geriye bakınca bunu görebiliyoruz.
İstifa etse böyle olmazdı
Kılıçdaroğlu sanırım “hançer” söylemiyle CHP tabanındaki statüko eğilimini de değişim yönünde kırmış oldu.
CHP tabanı hem liderine hem kendi dışındaki muhalif seçmene hem de Türkiye’de yaygınlaşan, “Tek aday, oybirliğiyle seçim” durağanlığına bir demokrasi dersi verdi. Özel’in seçilmesinin bu yönü de önemli.