AK Partinin yeni iletişim stratejisiymiş. Ne kadarına cesaretleri var?
Haber Tarihi: 21.06.2024
Hürriyet internet sitesinde okudum: AK Parti yeni bir iletişim stratejisi üzerinde çalışıyormuş.
Ne yalan söyleyeyim iletişim stratejisi deyince aklımdan bir an acaba Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti yöneticilerinin medyaya bakışlarını nihayet değiştirmeye mi karar verdikleri sorusu geçti.
Acaba Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti kapıları artık eleştirel soru soran gazetecilere de açılacak mıydı?
Acaba Cumhurbaşkanı İletişim Başkanlığının akreditasyon sistemi sadece sahipliği AK Partiye yakın olmayan medya kuruluşlarını da kapsayacak mıydı?
Ya da acaba seslerini AK Parti yankı odası dışına da duyurmak isteyen bakanların iletişim danışmanları ne olur ne olmaz diyerek iktidar yanlısı medya dışından gelen görüşme, mülakat taleplerini meslektaşlarını da kırmadan geçiştirmeyi bir yana bırakıp işlerini layıkıyla yapacaklar mıydı?
Hakaret ayrı konu ama eleştirel yazan, söyleyen gazeteciler iktidardaki siyasetçilerce aforoz edilmekten işsiz kalmaya, dahası hapse atılmaya dek değişen muameleye maruz kalma endişesi duymadan, özgürce çalışabilecekler miydi? Yıllar sonra Osman Kavala’yı yazan Abdülkadir Selvi’ye yapılanlar ortada.
Ekranlardaki çakma şöhretler
Acaba Erdoğan sonunda halihazırdaki dışlayıcı medya stratejisinin AK Parti’nin oy kaybında payı olduğunu görmüş olabilir miydi?
Yıllarca medya sahipliğini dönüştürmeyi bir iletişim silahı olarak kullanmış, etrafında ciddi kısmının ciddi bir haberci geçmişi olmayan bir medya halesi oluşturmuş, tamamı zarar eden ama kamu bankaları ve şirketlerinin reklam fonlarıyla ayakta tutulan kanal ve gazetelerden 7/24 yayın yapılmış, muhalefet partileri yerden yere vurulmuştu. Bu 2019’a dek işe yaramıştı ama artık belli ki yaramıyordu.
Acaba eleştirel soru soracak gazeteciler de artık Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti’nin akreditasyon bariyerini aşıp Cumhurbaşkanına, bakanlara soru sorup başlarına bir şey gelemeden yanıt alabilecek ve işlerine devam edebilecekler miydi?
Beştepe ve AK Parti iletişim bilicanlarının bu kadarına cesareti var mıydı?
Hürriyet’te Ebru Karatosun imzalı haberi okuyunca henüz o kadar cesur olmadıklarını anladım.
Daha kendi milletvekillerinin TV yayınlarında muhalefet milletvekilleriyle tartışma yasağını kaldırmayı konuşma aşamasındaydılar. Kendileri adına konuşmak için ekranlara sürülen çakma şöhretler faydadan çok zarar vermeye başlamıştı.
Medya stratejisi nasıl değişti?
Erdoğan yıllar önce, aslında tam olarak Almanya’da Deniz Feneri Derneği aleyhine yolsuzluk davası açılmasının Türkiye’de haber konusu yapılmaya başladığı 2008 yılından itibaren (16 yıl olmuş) öncekinden farklı bir medya ve iletişim strateji izlemeye başladı. Bu aynı zamanda, dönemin CHP Meclis Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ile Uğur Dündar’ın yönettiği yolsuzluk dosyaları tartışmasının televizyonlardan yayınlandığı yıldı.
Bir önceki yıl Cumhurbaşkanlığı seçimleri vartasını atlatan, Fethullahçı polis, savcı ve yargıçların marifetiyle Ergenekon serisi soruşturmalarla Türk Silahlı Kuvvetlerinden üniversitelere, yargıdan medyaya dek yerleşik düzeni değiştirmeye soyunan AK Parti, iktidarının televizyonlarda sorgulanmaya devam etmesine izin vermeyecekti.
Medya sahipliğinin zaptı
Erdoğan buna iki karşı-önlem geliştirdi.
1- Aslında bir önceki yıl 2007’de Ahmet Çalık’ın Sabah gazetesini satın almasıyla başlayan medya sahipliği düzeninin değiştirilmesi sistematik halde getirildi. TMSF ihalesine tek başına girerek Halkbank ve Vakıflar Bankası kredileriyle Sabah’ı alan Çalık Holding’in Genel Müdürü, o zaman Başbakan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak idi. Siyasi iletişimdeki içerik dönüşümü 2008 sonunda Fatih Altaylı’nın yerine Erdal Şafak’ın Genel Yayın Müdürü atanmasıyla başladı.
On yıllık dönüşüm süreci 2018’de Doğan Grubunun, Aydın Doğan üzerinde kurulan mali ve siyasi baskılarla Demirören grubuna devriyle tamamlandı; yine bir kamu bankasından, Ziraat Bankasından alınan ve hâlâ ödenmeyen kredilerle. O arada Sabah da Serhat Albayrak yönetiminde Kalyon Holding’e geçti.
2- Erdoğan, AK Parti yönetici ve milletvekillerinin ekranlarda muhalefetteki muhataplarıyla tartışma yayınlarına katılmasını yasakladı. Yanıt veremiyor, açık veriyorlardı. Bu durumda sahiplikleri iktidara ticari beklentileriyle bağlı sermaye gruplarına geçen televizyonların ekranları AK Parti adına ahkâm kesen, muhalif milletvekilleriyle polemiğe giren çakma şöhretler ve saf değiştiren isimlerle doldu. “Kraldan çok kralcı” sadakatleriyle negatif iletişim üretmeye başlamışlardı.
Yeni iletişim stratejisiymiş
Bu iletişim stratejisinin de iki sonucu oldu.
1- Medyada çok sesliliğe darbe vuruldu. Artık Cumhurbaşkanının uçağa titizlikle seçilip davet edilen gazetecilere söyledikleri bile İletişim Başkanlığının kontrolünden geçtikten yayınlanıyor. Cumhurbaşkanının söylediklerinin dahi sansür edilmesine son örneği, 31 Mart seçim yenilgisi ardından Erdoğan’ın AK Parti yönetimiyle yaptığı toplantıdaki “kibir” suçlamasının ayıklanmasında gördük. Eleştirel ve muhalif basın türlü mali ve siyasi baskılarla yıldırılıyor. Yandaş basın etkisiz ama hükümet boşluğu bütün vatandaşların vergileriyle ayakta duran kamu yayıncısı TRT’yi propaganda aracı olarak kullanarak dolduruyor.
2- Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde zaten gücü azalan TBMM’de AK Partili milletvekilinin oylamalarda el kaldırıp indirmeye indirgendi. Belki küçük iller dışında AK Parti seçmeni milletvekiline, AK Partili milletvekili toplu hitaplar dışında Genel Başkana ulaşamıyor.
Ertuğrul Özkök işi uçaktaki gazetecilere indirgeyip “daha az muhalif” isim listesi önermiş Erdoğan’a ama konu gerçekten uçağa davet almanın ötesinde.
Erdoğan ve kabinesine her sorunun sorulabileceği ortamı oluşturmak ise anlaşılan şimdilik bu “yeni” iletişim stratejisinin dışında.
MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları
- Teğmenler g2364ince Türk Silahlı Kuvvetlerin itibarı tamir mi olacak?
- İmamoğlu ve Yavaş’a soruşturma: Erdoğan’a adaylık yolu operasyonu
- İkinci Trump dönemi. Nasıl kazandı? Türkiye’yi nasıl etkiler?
- Esenyurt ters tepti: CHP sertleşti, erken seçim dedi
- Sandıkta kaybettiysen yargıyla gasp et: hedef hem İmamoğlu hem Yavaş
- TUSAŞ saldırısı, kritik saptamalar, kritik sorular ve komplo teorileri
- Korku filmi gibi Yen2306oğan Çetesinde Sağlık Bakanı’nın sorumluluğu
- Avrupa Parlamentosunda Türkçe kınama, gazeteciler, ihale yolsuzlukları
- İstiklal Marşı “Korkma” derken hükümet İsrail’den “Kork” mu diyecek?
- Özel’den Erdoğan’a: yen2256en aday olmak istiyorsa son Tarih Kasım 2025
- Hükümetin emekçiyle emekliye yeten gücü yandaş sermayeye yetecek mi?
- 30 Ağustos: zafer en çok ona layık olanlarındır
- Her türlü kışkırtmaya açık, tehlikeli bir ortama giriyoruz
- Türkeş, Kavala’yla görüştü, AYM Can Atalay dedi. MHP çok kızacak
- Dışişlerinde siyasi atamaların koltuk kapmaca dönemi
- Bir de hedef gösterseydiniz ne yapacaktınız Sayın Bahçeli?
- Devlet devlet içinde, kimin bağlılığı hangisine?
- Ya geçim ya seçim
- Bütün alametler belirdi: Suriye faslını kapatma zamanı
- Erdoğan’ın bürokrasi ile bitmeyen kavgası ve derin çelişkiler
- AK Parti elitleri ve devlet yönetiminde artan SETA ağırlığı
- Tasarruf planına dair üç soru: Beştepe, belediyeler ve AK Parti ekonomisi
- Özel, Deniz Gezmişlerin anmasında: 6 Mayıs CHP için dönüm noktasıydı
- Namık Tan, Mehmet Uçum’a karşı: Gezi, Erdoğan’ın samimiyet sınavı
- Söyleten sensin: Sinan Ateş cinayeti örtbas edilebilir mi?
- 1 Mayıs ve Erdoğan’ın Taksim öfkesi
- Anayasa tartışması sorunları perdelemek için sis bombası işlevinde
- 23 Nisan: TBMM’nin 104’üncü yılında oy ve Meclisin gücünü hatırlamak
- CHP’nin ittifak 1.0 sürümü tutmadı, 2.0 sürümü tuttu
- CHP’nin dönüşü muhteşem oldu; Erdoğan bu kez “dış güçler” diyemedi
- CHP değişince Türkiye de değişti: yeni bir dönem açılıyor
- Dip dalga Erdoğan’ı vurdu: işte üç temel neden
- Başkenti yönetmeye aday Altınok: mirasyedi mi, emlak baronu mu?
- Enflasyon dosyaları. Çağlar: Çiller memurlar 6 ay maaş almasın diyordu
- AK Parti Ankara’da havlu atmak üzere
- Savunma ve Dışişleri bakanlarının Meclis’e PKK brifinginden kalanlar
- Özel’den Erdoğan’a: kazanacak adayları bulamıyorlar
- Recep Tayyip Bey’e de bir Sadık Abi mi lazım sizce Hafize Gaye Hanım?
- İttifak mı? Bir daha asla!
- Yükselen yeni faşizmin hedefi alttakileri dibe itmek
- İslam ülkeleri esti, gürledi ama İsrail’in aldırdığı yok. İşte nedeni
- CHP’de Özel dönemi siyasette hangi dengeleri değiştirmeye aday?
- CHP’nin Özel seçimi tüm muhalif seçmene “değişim” soluğu getirebilir
- Parmağını kaldıran bir kız çocuğudur Cumhuriyet: 100. Yaşı kutlu olsun
- Filistin mitingi yapılmalı da başka gün mü kalmamıştı?
- CHP Anayasa tartışmaya İçtüzük önerisiyle başladı: Meclis güçlenmeli
- Gezi Davası: dökülen Türk yargısı ve Erdoğan’ın dinmeyen öfkesi
- Sayıştay raporlarındaki yolsuzluk izleri tam soruşturmalık
- Kılıçdaroğlu: hepimiz hayal kırıklığına uğradık ama vazgeçmeyeceğiz
- Barış Pehlivan örneği: yargı bağımsızlığı yoksa basın özgürlüğü de yok
- Kılıçdaroğlu: Merkez Bankası nihayet asli görevini hatırlamış görünüyor
- Üretilen hurafelere Özal bile inanmıştı ama Lozan 100 yıldır ayakta
- Vergi zamları ve ilk sonuçları: kendi düşen ağlamaz mı?
- Ekonomik krizden büyük sorunumuz varmış gibi
- 30’uncu yılında Sivas Katliamı: kanlı bir petrol savaşı hikayesi
- Montaj, kara propaganda ve “diktatör olmak isteyene öğütler”
- İki gün kaldı. “Nereye g1805iyoruz?” sorusu için son fırsat
- İkinci tur için Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a “terör” cevabı
- Kılıçdaroğlu’nun ekonomi kadrosu belli, Erdoğan hâlâ Şimşek peşinde
- Kılıçdaroğlu’na destek büyürken siyasetin rengi hızla değişiyor
- Kılıçdaroğlu: IMF ile görüşmüyoruz, ülkeyi dilenciye çeviren Erdoğan
- Erdoğan’ı ikt1759ara kadınlar getirmişti, o rüzgâr da dönüyor
- Muhalif seçmene ümit verecek bir dizi gelişme
- Ortak liste zorunluluğu: gözler Kılıçdaroğlu ve Akşener’de
- Kılıçdaroğlu’nun geniş cephe siyaseti; 1728eoloji ve politika
- AK Parti kadına ş1724det yasası pazarlığında: birkaç oy için ya Rab
- Kılıçdaroğlu, Akşener ve ikt1720arın kısa süren sevinci
- Kılıçdaroğlu: Altılı Masa adayı ilk turda Cumhurbaşkanı
- Siyasetin fay hatlarında yoğun enerji birikimi
- Baskının yeni bahanesi: Özgürce kanaat oluşumunu engellemek
- Tek Yürek bağış kampanyasının dörtte üçü devlet kesesinden
- Kılıçdaroğlu sert: Kızılay’ı, asker yardımını bitirdiler, canlara maloldu
- Kılıçdaroğlu’nun deprem isyanı, Erdoğan’ın defter tehd1671i
- Gerçekten depremle mi geldi, gerçekten depremle mi g1670ecek?
- Deprem çalışmaları yetersiz: hükümete tepki büyüyor
- Millet İttifakı Programı: En çok alkışı Çankaya’ya dönüş aldı
- Topluma bir dokun bin ah işit: Seçime kadar kim ne alırsa
- Kılıçdaroğlu: çakallar önünde diz çökmektense ayakta ölürüm
- Muhalefet İmamoğlu’na cezayla kenetlendi: oyun bozulabilir
- Kılıçdaroğlu’nun İkinci Yüzyıl’ı: asıl çağrı CHP’ye
- Muhalefetin Anayasa önerisi: bir şeyler oluyor sanki
- Kılıçdaroğlu’nun Sırpça mesajı, buzdağının görünen ucu
- Madencilerin ölümü kadermiş ama seçimi alırsa düzeltecekmiş
- Medyayı yasayla susturma çabasının beyhude heyecanı
- CHP l1578eri ABD yolunda: Ben barış istiyorum, Erdoğan kavga
- 100’üncü Yılında Zafer ve Cumhuriyete layık olmak
- Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a verdiği en ağır hasar
- Kılıçdaroğlu’nun YSK sözleri: Veri güvenliği mi, seçim güvenliği mi?
- Kılıçdaroğlu’dan Akkuyu tepkisi: Rusya’ya bağımlı haldeyiz
- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yetişme telaşı halka yarıyor
- Birileri camilerde bir şeyler mi çeviriyor yine?
- Erdoğan’ın içine düşen korku: kızgınlık ve kırgınlık seçimi
- Kılıçdaroğlu CHP’yi toparlamaya İstanbul’dan başladı
- Kaftancıoğlu’na ceza ya da yargı yoluyla siyaset batağı
- Kavala’ya ömür boyu hapis: adaletsizliğin dibi
- “Erdoğan sığınmacıları vatandaş yapıp oy mu kullandıracak?”
- CHP Doğu ve Güneydoğudan vekil çıkarabilecek mi?
- İki Türkiye: Antalya’da diplomasi Diyarbakır’da siyaset
- 9 başlıkta altı l1374erin Erdoğan rejimine karşı toplantısı