30 Ağustos: zafer en çok ona layık olanlarındır
Haber Tarihi: 31.08.2024
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Bağımsızlık Savaşımızın son perdesi olan Büyük Taarruzun 1922’de tamamlandığı gün olarak kutluyoruz.
O zafer sonrasında ilan edilen Cumhuriyetimizin bir asrını geride bırakmışken zaferin kime ve neye karşı kazanıldığını hatırlamak ve bununla yüzleşmek zorundayız. Zafer sadece işgalci düşmanlara karşı değil, aynı zamanda işgalcilerle işbirliği içindeki iç düşmanlara karşı da kazanılmıştır.
Vatan yahut kölelik
Türkiye’de kitleleri vatan kavramıyla tanıştıran “Hürriyet şairi” Namık Kemal oldu. “Vatan Yahut Silistre” eserinin sahnelenmesi ve halktan büyük ilgi görmesi üzerine Payitaht tarafından gönderildiği sürgünlerde 47 yaşında vefat etti.
O zamana dek Halife Sultana mülk olan topraklar, üzerinde yaşayanlara ait olmaya başladı.
Türkiye’de kitleleri “halk” kavramıyla tanıştıran ise Mustafa Kemal Atatürk oldu.
O zamana dek Halife Sultan’a tebaa olan ümmet, kendisini millet olarak tanımaya başladı.
Kurtuluş Savaşı vatan için verilen bir halk savaşıdır.
Bu yönüyle işgalcilere karşı verilmiştir.
Osmanlı yönetiminde iki asır önce Tuna nehri boylarında başlayan gerileme, Sakarya nehri boylarında durdurulmuştur.
Durduran orduların başında, Halife Sultan’ın İngiliz ordusunun İstanbul’u, Payitahtı işgaliyle uzlaşması ardından 23 Nisan 1920’de Ankara’da kurulan Millet Meclisinin verdiği yetkiyle Büyük Taarruza komuta eden Mustafa Kemal Paşa vardı.
“Kaçmaya mı geldik, ölmeye mi?”
Araştırmacı Sabahattin Selek “Millî Mücadele-Ulusal Kurtuluş Savaşı” kitabında (kendisi de Güney Cephesi Kurtuluş Savaşı kahramanlarından olan) Adana Milletvekili Damar Arıkoğlu’nun anılarından aktarıyor. Hem Bakanlar Kurulu Başkanı hem de Genelkurmay Başkanı görevlerini üstlenen Fevzi (Çakmak) Paşa “rengi uçmuş, tıraş olmamış, kim bilir kaç gündür uykusuzluktan gözlerinin etrafı halka halka, elbisesi toz toprak, perişan kıyafette” kürsüye gelir.
“Arkadaşlar” der; “Yunanlıların çok üstün kuvvetle yaptıkları taarruza karşı asker ve subaylarımız insanüstü bir gayretle kahramanca savaştılar. Harp çok kanlı oldu. Ağır zayiata uğradık. Şehir, bölge harbi yapmıyoruz; hedefimiz nihai zaferdir. Hükümet merkezimizi Kayseri’ye taşımaya karar verdik. Hazırlığa başlamanızı rica ederim.”
Ortaklık karışır. Dersim Mebusu Diyap Ağa söz alır: “Efendiler biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa kavga ederek ölmeye mi geldik?”
Meclis’te iki eğilim ortaya çıkar. Ankara’yı savaşmadan terk etmemek ve orduyu bu hale getiren komutanları cezalandırmak.
Fevzi Paşa tekrar kürsüye çıkar. Bütün sorumluluğu üstüne alır “Vereceğiniz cezayı şahsen, şimdiden kabul ederim” der. Onun bir altında da İngiltere destekli işgalci Yunanistan ordularıyla yüz yüze savaşan Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa vardır.
Tarih 23 Ağustos 1922’dir. Bunun üzerine Meclis Başkanı Mustafa Kemal’in orduya komuta sorumluluğunu üstlenmesi fikri ortaya atılır. Sert tartışmalar sonucu yetki verilir ve 3 gün sonra 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz başlar, 30 Ağustos’ta zafer kazanılır.
Zafer kime karşı kazanıldı?
Zafer sadece işgalci İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Gürcü ve Ermeni ordularına karşı kazanılmakla kalmadı.
Bu işin askeri yönüdür.
Zafer aynı zamanda işgalcilerle uzlaşan Halife Sultan ve yandaşlarına karşı kazanıldı.
Evet, aynı zamanda bir iç savaştı. Millet Meclisi orduları işgalcilere karşı savaşırken bir yandan da cephe gerisinde onları sırtından hançerlemek için yeşil bayrak açıp cihat ilan edenlere karşı da savaştı ve kazandı.
Bu da işin siyasi yönüdür.
Yani zafer, “Keşke Yunan kazansaydı. Ne Hilafet yıkılırdı ne Şeriat” diyen Kadir Mısıroğlu gibilerine karşı da kazanıldı.
Zafer aynı zamanda Atatürk’ün Meclis başkanı koltuğunda maalesef oturtulup şimdi şehirlerimizin işgalden kurtuluşuna karşı çıkan İsmail Kahraman gibilere karşı da kazanıldı. Şu sözlerin bir TBMM başkanının ağzından çıktığını duymak acı veriyor:
• “İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki.”
Cumhuriyeti hazmedememek
Dünyaya örnek olmuş Kurtuluş Savaşımızı, Büyük Taarruzu, Sakarya’yı, Dumlupınar’ı “Kurşun sıkmadık ki” diye aşağılamak için ya tarihine ve oturduğu koltuğa ihanet içinde olmak lazım, ya da ABD Altıncı Filosuna nazır namaz kıldırıp gençleri 1969 Kanlı Pazar’a kışkırtacak kadar Cumhuriyetin kazanımlarına kin beslemek. İsmail Kahraman budur.
Belki biraz da bu nedenle Türkiye’de siyasi İslamcılar onu “İsmail Abi” diye el üstünde tutar. Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesidir. Aynı Kurula üye Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Köksal Toptan’ın Kurtuluş Savaşımızı hiçe sayan bu gerici kindarlığa katılacağını hiç sanmıyorum.
Peki, itiraz ediyorlar mı? Bu kadarının da olmayacağını söylüyorlar mı? Söylemeleri gerekiyor.
Lozan ve Montrö itirafları
Baksanıza, 2023 seçim yılında doğru, zamanında Kahraman’ı TBMM Başkanlığına seçtiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ilk kez 2022’de “Batı cephesi Komutanı İsmet Paşayı” da anarak İsmet İnönü’yü de olumlu bir cümle içinde kullandı. Birkaç ay önce siyasi İslamcıların hep değersizleştirmeye çalıştığı, İnönü’nün imzaladığı 1936 Montrö Sözleşmesi sayesinde Rusya’nın Ukrayna savaşında Türkiye’ye eşsiz bir diplomatik yer kazandırmıştı. Lozan Antlaşmasının 100’üncü yılı münasebetiyle, Erdoğan başkanlığındaki Millî Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı bildirisinde Lozan’ın övüldüğüne bile tanık olduk.
Türkiye’yi kurtaran Atatürk önderliğindeki Meclis iradesinin yokluk içinde Büyük Taarruza kalkarken, ardından Cumhuriyeti kurarken gösterdiği stratejik tercihi bugün de koruması gerekiyor.
Zafer de Cumhuriyet de en çok ona layık olanlarındır. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.
MURAT YETKİN İsimli Yazarın Diğer Yazıları
- İkinci Trump dönemi. Nasıl kazandı? Türkiye’yi nasıl etkiler?
- Esenyurt ters tepti: CHP sertleşti, erken seçim dedi
- Sandıkta kaybettiysen yargıyla gasp et: hedef hem İmamoğlu hem Yavaş
- TUSAŞ saldırısı, kritik saptamalar, kritik sorular ve komplo teorileri
- Korku filmi gibi Yen2306oğan Çetesinde Sağlık Bakanı’nın sorumluluğu
- Avrupa Parlamentosunda Türkçe kınama, gazeteciler, ihale yolsuzlukları
- İstiklal Marşı “Korkma” derken hükümet İsrail’den “Kork” mu diyecek?
- Özel’den Erdoğan’a: yen2256en aday olmak istiyorsa son Tarih Kasım 2025
- Hükümetin emekçiyle emekliye yeten gücü yandaş sermayeye yetecek mi?
- Her türlü kışkırtmaya açık, tehlikeli bir ortama giriyoruz
- Türkeş, Kavala’yla görüştü, AYM Can Atalay dedi. MHP çok kızacak
- Dışişlerinde siyasi atamaların koltuk kapmaca dönemi
- Bir de hedef gösterseydiniz ne yapacaktınız Sayın Bahçeli?
- Devlet devlet içinde, kimin bağlılığı hangisine?
- Ya geçim ya seçim
- Bütün alametler belirdi: Suriye faslını kapatma zamanı
- AK Partinin yeni iletişim stratejisiymiş. Ne kadarına cesaretleri var?
- Erdoğan’ın bürokrasi ile bitmeyen kavgası ve derin çelişkiler
- AK Parti elitleri ve devlet yönetiminde artan SETA ağırlığı
- Tasarruf planına dair üç soru: Beştepe, belediyeler ve AK Parti ekonomisi
- Özel, Deniz Gezmişlerin anmasında: 6 Mayıs CHP için dönüm noktasıydı
- Namık Tan, Mehmet Uçum’a karşı: Gezi, Erdoğan’ın samimiyet sınavı
- Söyleten sensin: Sinan Ateş cinayeti örtbas edilebilir mi?
- 1 Mayıs ve Erdoğan’ın Taksim öfkesi
- Anayasa tartışması sorunları perdelemek için sis bombası işlevinde
- 23 Nisan: TBMM’nin 104’üncü yılında oy ve Meclisin gücünü hatırlamak
- CHP’nin ittifak 1.0 sürümü tutmadı, 2.0 sürümü tuttu
- CHP’nin dönüşü muhteşem oldu; Erdoğan bu kez “dış güçler” diyemedi
- CHP değişince Türkiye de değişti: yeni bir dönem açılıyor
- Dip dalga Erdoğan’ı vurdu: işte üç temel neden
- Başkenti yönetmeye aday Altınok: mirasyedi mi, emlak baronu mu?
- Enflasyon dosyaları. Çağlar: Çiller memurlar 6 ay maaş almasın diyordu
- AK Parti Ankara’da havlu atmak üzere
- Savunma ve Dışişleri bakanlarının Meclis’e PKK brifinginden kalanlar
- Özel’den Erdoğan’a: kazanacak adayları bulamıyorlar
- Recep Tayyip Bey’e de bir Sadık Abi mi lazım sizce Hafize Gaye Hanım?
- İttifak mı? Bir daha asla!
- Yükselen yeni faşizmin hedefi alttakileri dibe itmek
- İslam ülkeleri esti, gürledi ama İsrail’in aldırdığı yok. İşte nedeni
- CHP’de Özel dönemi siyasette hangi dengeleri değiştirmeye aday?
- CHP’nin Özel seçimi tüm muhalif seçmene “değişim” soluğu getirebilir
- Parmağını kaldıran bir kız çocuğudur Cumhuriyet: 100. Yaşı kutlu olsun
- Filistin mitingi yapılmalı da başka gün mü kalmamıştı?
- CHP Anayasa tartışmaya İçtüzük önerisiyle başladı: Meclis güçlenmeli
- Gezi Davası: dökülen Türk yargısı ve Erdoğan’ın dinmeyen öfkesi
- Sayıştay raporlarındaki yolsuzluk izleri tam soruşturmalık
- Kılıçdaroğlu: hepimiz hayal kırıklığına uğradık ama vazgeçmeyeceğiz
- Barış Pehlivan örneği: yargı bağımsızlığı yoksa basın özgürlüğü de yok
- Kılıçdaroğlu: Merkez Bankası nihayet asli görevini hatırlamış görünüyor
- Üretilen hurafelere Özal bile inanmıştı ama Lozan 100 yıldır ayakta
- Vergi zamları ve ilk sonuçları: kendi düşen ağlamaz mı?
- Ekonomik krizden büyük sorunumuz varmış gibi
- 30’uncu yılında Sivas Katliamı: kanlı bir petrol savaşı hikayesi
- Montaj, kara propaganda ve “diktatör olmak isteyene öğütler”
- İki gün kaldı. “Nereye g1805iyoruz?” sorusu için son fırsat
- İkinci tur için Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a “terör” cevabı
- Kılıçdaroğlu’nun ekonomi kadrosu belli, Erdoğan hâlâ Şimşek peşinde
- Kılıçdaroğlu’na destek büyürken siyasetin rengi hızla değişiyor
- Kılıçdaroğlu: IMF ile görüşmüyoruz, ülkeyi dilenciye çeviren Erdoğan
- Erdoğan’ı ikt1759ara kadınlar getirmişti, o rüzgâr da dönüyor
- Muhalif seçmene ümit verecek bir dizi gelişme
- Ortak liste zorunluluğu: gözler Kılıçdaroğlu ve Akşener’de
- Kılıçdaroğlu’nun geniş cephe siyaseti; 1728eoloji ve politika
- AK Parti kadına ş1724det yasası pazarlığında: birkaç oy için ya Rab
- Kılıçdaroğlu, Akşener ve ikt1720arın kısa süren sevinci
- Kılıçdaroğlu: Altılı Masa adayı ilk turda Cumhurbaşkanı
- Siyasetin fay hatlarında yoğun enerji birikimi
- Baskının yeni bahanesi: Özgürce kanaat oluşumunu engellemek
- Tek Yürek bağış kampanyasının dörtte üçü devlet kesesinden
- Kılıçdaroğlu sert: Kızılay’ı, asker yardımını bitirdiler, canlara maloldu
- Kılıçdaroğlu’nun deprem isyanı, Erdoğan’ın defter tehd1671i
- Gerçekten depremle mi geldi, gerçekten depremle mi g1670ecek?
- Deprem çalışmaları yetersiz: hükümete tepki büyüyor
- Millet İttifakı Programı: En çok alkışı Çankaya’ya dönüş aldı
- Topluma bir dokun bin ah işit: Seçime kadar kim ne alırsa
- Kılıçdaroğlu: çakallar önünde diz çökmektense ayakta ölürüm
- Muhalefet İmamoğlu’na cezayla kenetlendi: oyun bozulabilir
- Kılıçdaroğlu’nun İkinci Yüzyıl’ı: asıl çağrı CHP’ye
- Muhalefetin Anayasa önerisi: bir şeyler oluyor sanki
- Kılıçdaroğlu’nun Sırpça mesajı, buzdağının görünen ucu
- Madencilerin ölümü kadermiş ama seçimi alırsa düzeltecekmiş
- Medyayı yasayla susturma çabasının beyhude heyecanı
- CHP l1578eri ABD yolunda: Ben barış istiyorum, Erdoğan kavga
- 100’üncü Yılında Zafer ve Cumhuriyete layık olmak
- Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a verdiği en ağır hasar
- Kılıçdaroğlu’nun YSK sözleri: Veri güvenliği mi, seçim güvenliği mi?
- Kılıçdaroğlu’dan Akkuyu tepkisi: Rusya’ya bağımlı haldeyiz
- Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yetişme telaşı halka yarıyor
- Birileri camilerde bir şeyler mi çeviriyor yine?
- Erdoğan’ın içine düşen korku: kızgınlık ve kırgınlık seçimi
- Kılıçdaroğlu CHP’yi toparlamaya İstanbul’dan başladı
- Kaftancıoğlu’na ceza ya da yargı yoluyla siyaset batağı
- Kavala’ya ömür boyu hapis: adaletsizliğin dibi
- “Erdoğan sığınmacıları vatandaş yapıp oy mu kullandıracak?”
- CHP Doğu ve Güneydoğudan vekil çıkarabilecek mi?
- İki Türkiye: Antalya’da diplomasi Diyarbakır’da siyaset
- 9 başlıkta altı l1374erin Erdoğan rejimine karşı toplantısı
- Kılıçdaroğlu Boykotta. Erdoğan Zamları Geri Alır mı?
- Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı doğrudan ihale yolsuzluğuyla suçladı