Önce şu noktayı belirteyim: Aralık ayında Kur Korumalı Mevduat-KKM ile dolardaki yükseliş frenlendi ve hükümette büyük sevinç oluştu. Onlar bilgilerine göre öyle sandılar ki, dolar durunca fiyat artışları da durur...
Oysa ocak ve şubat aylarında fiyatlar %16,45 oranında artış gösterdi.
Hatta, hatırlarsanız Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı daha ocak ayında negatif enflasyon bekliyordu. İşte o ocak ayında aylık enflasyon %11,10 gelmişti.
Bu bilgileri aslında AK Parti için veriyorum. Eğer ekonomik duruma göre seçim tarihi belirleyeceklerse bu bilgileri öğrenmeleri gerekecek. Kendi kadrolarının bilgilerine kalırlarsa işleri çok ama çok zor... Bilsinler istedim!
Çünkü, seneye Haziran ayında ekonomi tahmin etmediklerinden çok daha kötü olacak.
Devam edelim...
AK Parti neden seçim için seneyi bekleyemeyecek...???
Bir kere seneye enflasyon “baz etkisi” ile bir miktar düşebilir ama bu zamlar bir kere heybeye girmiş oldu. O baz etkisi de öyle fazla olmayacak.
Neden mi?
Çünkü şu anda ve önümüzdeki aylarda zamların bir nedeni de parasal genişleme kaynaklı olacak. Mesela Kur Korumalı Mevduat-KKM ek ödemeleri hem Hazine’den hem de Merkez Bankası kaynaklarından yapılıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Karşılıksız para dağıtılacak ve enflasyona yeni bir dinamizm gelecek.
Parasal grafikleri incelediğimizde şu anda zemin oldukça uygun. Kurlar durmasına rağmen zamların devam etmesinin bir nedeni de kısmen buradan geliyor.
***
Şu anda ülke ekonomisini ayakta tutan tek dalımız “dış talep”. Ya da şöyle söyleyelim: Ekonomimize en büyük destek ŞER GÜÇLERDEN geliyor.
Fakat bu durum bizim sandığımız gibi olmuyor. Yani ihracat bizi zenginleştirmiyor, tersine yurtiçi fiyatları artırıyor ve alım gücünü düşürüyor. Kısaca diyeceğim şudur: Eğer TL değer kaybedecek ve ihracat artışı ile refaha ulaşacağız diye bekliyorsanız, hiç boşuna beklemeyin.
Bu ihracat bizi zenginleştirmiyor, tersine fakirleştiren bir ihracatımız var.
Ayrıca dış ticaretimiz öyle fazla vs de vermiyor. Ocak ayınca enerji ve altın dışı cari dengede ciddi bozulma var.
İhracatımız artacak ve kasaya dolar gelecek diye çok fazla hayale kapılmasak iyi olur. Arka kapı yöntemi ile doları seneye kadar hiç tutamayacağız bilesiniz.
Bu uğurda Rus oligarklara ve Rusya’ya bıraktığımız açık kapı da bizi kurtaracak sanmayalım. Bugün ABD ve AB tarafından ses çıkartılmayan arka kapı yöntemi yarın bir anda başımıza sıkıntı açarak kapanabilir.... Bu riski de bir kenara yazalım.
***
Gelelim bir başka meseleye...
Şu anda kamu eliyle vatandaşın direkt faturaları hafifletiliyor. Yani vatandaş endirekt fatura ödemektedir.
Örneğin elektrikte olsun doğalgazda olsun maliyetlerin önemli kısmını bütçeden karşılıyoruz. İyi ama hani film tabiri ile söyleyelim... La Kasada Para Yok...
Ya sağlık gibi kamu hizmetlerinden kısacağız, ya da bütçe açığını patlatacağız... Ya da buradan da para basacağız. Her kapı yeni bir enflasyon zemini demek.
İşimiz çok zor.
Bugün elektrik fiyatı üreticide bile 1,75 lira ama tüketiciye 1,56 liradan satılıyor. Oysa elektrikte üretici fiyatının üzerine; 1-iletim 2-dağıtım 3-kayıp-kaçak 4-vergi ve fonlar eklenerek satılmaktadır. Bu durumda da üretici fiyatını 1,2 veya 1,4 ile çarpmanız gerekiyor.
İşte bunların hepsi seçim sonrasını beklemektedir..
Sizce bu bütçe yapısına ne kadar dayanılabilir?
Direnmemiz gereken sadece bütçe yapısı değil, bu döviz dengesine de daha ne kadar dayanabiliriz diye sormamız gerekiyor.
***
Kısaca özetle bitireyim: Mevcut ekonomik dengelere göre AK Parti seçime en geç yaz bitimi gibi gitmek zorundadır. Aksi halde bu ekonomik dengeler korunamayacağından seneye yapılacak seçimde çok daha büyük hüsran yaşayabilir.
Benden uyarması...