Sokak röportajlarında çok sevdiğim tarzı açıklayayım: Soruyu şu şekilde soruyorlar: “Kılıçdaroğu şunu söylemiş veya CHP şöyle yapmış”. Vatandaş tabii hiç durur mu... Kılıçdaroğlu ve CHP hakkında nerede ise en ağır cümleleri kullanırken hiddetinden de yerinde duramıyor.
Sonra sunucu “pardon bunu Kılıçdaroğlu değil, Erdoğan söylemiş veya CHP değil AK Parti yapmış” diye söylediğinde aynı vatandaş birden dünyanın en şefkatlisi kesilip o söz veya eylemin doğrulunu anlatıveriyor.
Bu karaktere ne denir bilmiyorum ama bu karakterin barındırıldığı anlayışın ülke adına felaket olduğunu söyleyebilirim.
EMPERYALİSTLERE HİZMET
Şu cümleleri ne kadar çok duyuyorduk: “Dış güçler, emperyalistler, Londra tefecileri... vs vs”
Hani bağımsız ekonomi kuruyorduk.
Hani dünyaya meydan okuyorduk
Hani döviz-faiz sarmalından ekonomiyi kurtarıyorduk.
Bunlar için faizi indirip üretim-yatırım-ihracat-istihdam sağlıyor ve kurtuluş mücadelesi veriyorduk.
Lütfen azıcık hatırlayın... bütün dünyanın yanlış yaptığını ve buna karşılık Nureddin Nebati ile bir tek bizim doğru yaptığımızı destansı şekilde anlatıyorduk.
Uyaran iktisatçıları “vatan hainliğine” gelecek kadar suçluyor ve bu ülkenin evladı olmadıklarını bütün topluma şikayet ediyorduk.
Londra tefecilerinin, dış güçlerin elemanıydı bu iktisatçılar.
Eeeee... ne oldu şimdi?
Seçimden önce “ben bu görevde olduğum sürece faiz artmayacak, hatta her hafta her ay düşmeye devam edecek” diye yeri göğü inletiyorduk ya... “Ortada Nass var deyip işi bir de İSLAM DİNİNE hizmet gibi bağlamamış mıydık?
Ne oldu şimdi Kuran’ı Kerim’e... Nass ayeti ne oldu? İslam’ı mı güncelledik acaba...
Bu kadar değişimden sonra bu ülkede gençler DEİST oluyor diye hiç düşünen var mı? İslam’ın faiz ayetini ne yaptık?
***
Hep söylediğim cümlemi tekrar edeyim mi?
İLKE ve BİLGİ
Önemli insani değerlermiş... Keşke sahip olsak.
Seçimden önce faizi bela gösterip, İslam’a sahip çıkarken seçimden sonra bir de gördük ki FAİZ birden FAZİLET olmuş.
Öyle fazilet ki, bakın şer güçler, emperyalistler hemen notumuzu da düzeltmeye başlamış. Türkiye’de yükselen faize emperyalistler, sömürgeciler, Londra tefecileri çok sevinmiş...
Sahi kim yükseltiyor bu faizleri? Emperyalistlere, sömürgecilere, Londra tefecilerin hizmet eden bu vatanın evladı olduklarından şüpheleneceğimiz kimlerdi?
Bu ülkenin saygın bilim insanlarını vatan hainliğine varacak derece suçlayanlar şimdi ekonomide yapılanları nasıl da aklileştiriyorlar... Tıpkı sokak röportajındaki karakter değişimleri gibi...
Kul hakkı diye bir şeye inanan var ise bilesiniz ki çok büyük haklar yediniz... Ben hatırlatmış olayım.
ÜRETİMLE DE OLMUYORMUŞ
Türkiye’de gıda enflasyonu çok konuşuluyor. Ve gıda enflasyonunun önüne geçmek için “Üretimi artırmak gerektiği” söyleniyor.
Keşke bu meseleler bu kadar basit olsa...
Yıllardır defalarca örnekler vererek hatırlatıyorum ama hala pek anlaşıldığını görmüyorum.
Bakınız bu yıl narenciye üretimi çok fazla. Narenciye ekimi yıllık olmuyor, yani mevsim etkisi ile ürün çok bol.
İyi ama bu bol ürünler neden raflarda hala çok pahalı?
Tarlada alıcı bile bulamayan limon raflarda 15-20 lira. Keza mandalina ve portakal için de durum benzer şekilde.
Deli gibi ürün bolluğuna rağmen fiyatlar neden bu kadar yüksek?
Bu ürünlerin fire oranları da çok yüksek değil. Buna rağmen fiyatlar neden çok yüksek?
Bunu bir başka şekilde izah edeyim: Türkiye’de yatırım teşvik oranı OECD ülkelerine göre oldukça iyi durumda. Buna rağmen yatırım artışı ve teknolojik ilerleme çok geride...
Yani diyeceğim o ki, sorunlarımız öyle basit değil ve yapısal... Keşke sadece üretimle bu işler çözülecek gibi olsa...
O nedenledir ki, Türkiye’nin aklı ve bilimi yeniden yönetimsel anlamda ciddiyet alması ve toplumun geleceğine yatırım yapması gerekiyor. Çocuklarımıza ve torunlarımıza çok acıyorum ve içim yanıyor.