Anketlere göre AK Parti’nin oy oranı artıyor ve yüzde 33-35’lere yükselmiş. Cumhur İttifakı da oy oranını yüzde 40’lara taşımış. Ekonomide çözüm umutları yeniden mevcut yönetime dönmeye başlamış.
Hayırlı uğurlu olsun...
Hani Bartın Amasra’da kadın “oğlumu göz göre göre ölüme yolladılar” derken yanındaki bir kadın da “Allah sizi başımızdan eksik etmesin Reis” diyordu.
Çok haklılar bence... Liyakatsizliğin getirdiği ölümler ve facialar henüz toplumun farkındalığında yeterince etkili olmamış demek ki...
Farkındalık için biraz hafıza ve sorgulama gerekebilir. Mesela bu alanda en önemli gelişmeler ekonomide yaşanıyor.
Mesela cari açık 12,7 milyar dolardan 39 milyar dolara çıkıyor ama bizler “cari fazlaya dayalı ekonomik modelimiz” diye bir hikayeyi dinleyip seyredebiliyoruz.
2023 hedeflerinden kişi başına 25 bin dolar gelirden vazgeçip 9 bin dolara gelire şükredebiliyoruz.
14 yıl varlık yılı yaşadıysak 7 yıl da yokluk yılı yaşamayı inanca dayandırarak toplumu buna kabullendirebiliyoruz. Sabredin ve şükredin... Olmadı porsiyonları küçültün ya da öğlenleri yemek yemeyin... Açlık sağlık getirirmiş.
Hem ekonomi uçuyor hem de yokluğu kabullenin diyebiliyoruz.
Aynı cümlede birbirinin tam zıttı açıklamalar yaparak meydanlardan büyük alkışlar kopartabiliyoruz.
Bence büyük ama çok büyük başarı.
***
2014 yılında 77 milyon 696 bin nüfusla 1 milyon 351 bin çocuk yapabiliyorken, 2021 yılında 84 milyon 680 bin nüfusla sadece 1 milyon 080 bin çocuk sayısına düştük. Doğan çocuk sayısının nüfusa oranı %1,74’den %1,28’e geriledi.
Kadın başına doğum oranı 2,19’dan 1,70’e düştü ama bu oran Batı İllerinde çok daha düşük...
Türkiye genelinde doğum sayısı 2014-2021 arasında %20,1 azaldı ama İstanbul’da bu azalış %25,8. İstanbul’da kadın başına doğum oranı artık 1,38 (Türkiye ortalaması 1,70). Batı Marmara Bölgesi doğum oranı ise 1,43; Ege Bölgesi doğum oranı 1,45; Doğu Marmara’da ise 1,56... Batı Anadolu Bölgesi için ise 1,47...
Hatta bunu Karadeniz için aldığımızda da durum çok vahim: Batı Karadeniz’de kadın başına doğum oranı 1,41’e düşerken Doğu Karadeniz’de bu oran 1,45...
BİR ÜLKE NÜFUSUNUN AYNI KALMASI İÇİN GEREKLİ DOĞUM ORANI 2,1’DİR. Ve biz bunu 2014 sonrasında hem kaybettik hem de düşüş çok hızlı ve dramatik bir düşüşle.
20-30 yıl sonra evler bomboş kalacak; köylerde ve şehirlerde nüfus hızla azalacak... Bu kesin.
Şu anda Türkiye nüfusunu İTHAL NÜFUS ile kapatıyor. Nüfus artışının yarıya yakınını Somali’den, Yemen’den, Afganistan’dan, İran’dan vs kapatıyoruz.
Nüfus neden hızla düşüyor? İlk sebebi ekonomi ve kötü yönetim...
Ülkede nüfus artışının ana motoru artık üniversite mezunlarında olduğunu söylersem durumu anlamış olur musunuz?
***
Nüfus işini neden veriyorum: Çünkü ekonominin gerçek durumunu çocuk yapabilme etkenleri ortaya koymaktadır. Ekonomi iyiye gidince, mesela 2003-2009 arası ve 2010-2014 arası çocuk sayısı artıyor ama durum kötüleşince hızla geriliyor.
Vaatlerin işlemediği tek yer çocuk sayısında gözleniyor.
Mesela 2017 Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi gelince hızlı karar alınacak, istikrarlı yönetim olacak ve büyük yatırımlar başlayacak vaatlerini hatırlayan var mı?
Sahi BAŞKANLIK GELİNCE UÇACAK DENİLEN ÜLKE EKONOMİSİ NASIL UÇTU?
Grafiğe bakar mısınız...
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan “Faiz zulmünden yatırımcılarımızı, vatandaşımızı kurtaracağız” dedi.
Türkiye bütçesinden faize ödenen ve ödenecek parayı grafikte görüyoruz.
BAŞKANLIK ÖNCESİNE GÖRE FAİZ ÖDEMESİ 10 KAT ARTIYOR...
Uçacak denilen ekonomide uçan faizler olmuş. Ve de enflasyon...
BAŞKANLIK ÖNCESİ tek hane olan enflasyonumuz da bugün maşallah 3 haneye ulaştı... GIDA fiyatlarındaki artış ortalaması %140 seviyelerinde...
Acaba rakamlara ve geçmiş vaatlere baktığınızda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Sorguladığınızda ve hafıza yeteneğinizi kullandığınızda kendinizi kim olarak görüyorsunuz?
Sahi siz yüzde kaçtasınız?