Hain kavramını o kadar rahat kullanır olduk ki; bu demektir ki orta çağ karanlık zihniyetine çoktan gömülmüşüz.
Orta çağ karanlığının en temel noktalarından birisi din ve milliyetçilik üzerinden bilimin öldürülmesiydi.
Bugün de bilim adına ne varsa yok etme yarışında gayet mahiriz.
2017 yılında başlayan beyin göçü ülkemizi maalesef yozlaştırıyor ve cahiliye hakimiyetine yol veriyor. Dolardaki yükselişi durdurabiliriz ama cahiliye hakimiyetini zor çözeriz.
AK Parti yıllar ama yıllardır Turgut Özal’ın en büyük hayali olan Orta-Sınıfı eziyor. Bu konuda 2009-2010 yıllarında Yeni Şafak Gazetesinde başlayan yazılarımı bugüne kadar sürdürüyorum. Bu sorun planlı ve programlı bir politika olarak uzun yıllardır uygulanıyor.
Orta Sınıf eridikçe bilim ve sorgulama da ortadan kalkıyor. Geriye inanca dayalı bir toplumsal yapı kalıveriyor.
Gelin konuya iki örnekle bakalım.
YSS ve OSMANGAZİ
Turgut Özal FSM Köprüsünü devlet kaynakları ile yaklaşık 288 milyon dolara yaptırdı. Bugünkü dolar karşılığı ederi yaklaşık 500 milyon dolar civarında bir tutar ediyor.
YSS Köprüsü ise Hazine garantili müteahhide yaklaşık 3,3 milyar $ üzerinden yaptırıldı. Verilen hazine garantisi ise yaklaşık 5,6 milyar dolardı. Ama yetmedi müteahhidin Hazine garantisi 4 yıl daha uzatıldı. Bu uzatma ile Hazine garantisi tutarı yaklaşık 8,8 milyar dolara geliyor. Ama ABD enflasyonu artışı ile bu tutar 10 milyar doları da aşacaktır.
FSM Köprüsü emsal kabul edildiğinde YSS Köprüsünün devlet tarafından yapılsaydı maliyeti 600-800 milyon doları aşamazdı. Biz buna 1 milyar dolar diyelim...
Osmangazi Gazi Köprüsü ise FSM Köprüsünü yapan Japon firma tarafından yapıldı ama işi Hazine garantili müteahhit yaptırdı. Japon firma Osmangazi Köprüsü yapım maliyetini 1,2 milyar dolar olarak açıkladı. Bu maliyet aslında FSM ve YSS Köprüleri için bizim verdiğimiz yapım maliyetleri ile birebir uyumlu.
İyi ama Osmangazi Köprüsüne verilen Hazine garantisi de ABD enflasyonu hesaplandığında yaklaşık 15 milyar dolara geliyor.
Şimdi hesapları birleştirelim: Toplam yapım maliyeti 2 milyar dolar civarı olan iki köprüye kim, nasıl 25 milyar dolar Hazine garantisi verebildi? Hadi, yapım maliyetine çevre yolları+faiz ve kar oranlarını da ekleyelim. Kabaca 5 milyar dolara hallolacak iki köprüye 25 milyar dolar Hazine garantisi verdiğimizde kalan 20 milyar doları nasıl izah edeceğiz?
(Bu konuda yıllardır ve defalarca yazılar yazdım ama 1 tane bile açıklama gelmedi)
FAİZ MALİYETİ
Geçen yılın tamamında tüm bankaların tüm TL kredilerinden aldıkları faiz geliri 532 milyar 517 milyon liraydı (2020 yılında 342 milyar 995 milyon lira).
İşte bu faiz maliyetini 100-150 milyar lira düşürmek için faiz indirimi yoluna çıktık. Ve Merkez Bankası faizlerini %19,0’dan yüzde 14,0’e düşürdük.
Ama o da ne? Merkez faiz düşürünce (enflasyon düşmeden) piyasa artan riskleri ekledi ve piyasa faizleri yükseldi. Naci Ağbal döneminde yüzde 14,0-15,0 aralığında seyreden tahvil faizleri Şahap Bey ilk geldiğinde 17,0-18,0 seviyelerinde seyrediyordu. Şimdi bu tahvil faizleri yüzde 27,0 üzerinde.
Aslında tahvil faizi demek devletimizin borçlanma faiz demektir. Merkez Bankasının yüzde 14,0 faiz ile bankalara verdiği parayı, devlet diğer kapıdan bankalardan yüzde 27,0 ile geri borç alıyor. Ve faiz lobisi ile mücadele ettiğimiz söyleniyor.
Kredi faizlerinin bile yüzde 21,0-22,0 seviyelerinden yüzde 27,0-28,0 seviyelerine çıktığını bu muhteşem politika sonucu görmüş olduk.
Nitekim geçen yılın ilk 3 mayında tüm bankaların tüm TL kredilerinden aldıkları faiz geliri 104 milyar 790 milyon liradan bu yılın ilk üç ayında 193 milyar 131 milyon liraya arttığına şahit olduk.
Faiz düşürerek faiz artıran ve faizcilere en parlak günlerini yaşatan bir yönetim anlayışı karşımızda.
Bankaların faiz gelirlerini 100 milyar lira civarı artırması yetmedi, ek olarak KKM hesaplarında dolar yükseliş farkı olarak yaklaşık 100 milyar liralık bir ek yükü de üstlenmiş olduk. Bu paranın 30 milyarı aşan kısmını Hazine ve MB çoktan ödedi, kalan kısmı da önümüzdeki aylarda ödenmeye devam edecekler. Ama kur yükselişi bu şekilde devam ederse KKM maliyeti da hızla artarak 400-500 milyar liraya ulaşabilir.
***
Bakın yine tekrar edeceğim: Şu berbat faiz indirimi ile asıl kurlar patladı. Sadece ve sadece 441 milyar dolarlık dış borçların maliyeti şu 8 ayda 3,5 trilyon lira arttı.
100-150 milyar faizden tasarruf edeceğiz diye ortaya çıkan maliyeti düşünebiliyor musunuz?
Bakın yine üstte bahsettiğim faiz giderlerindeki artışı buna eklemedik. Hatta yıllık 300 milyar dolarlık ithalat maliyetini de buna eklemedik. (İthalat maliyeti TL bazında yaklaşık 2,5 trilyon artıyor)
Hazine garantili müteahhitlerin hem ABD enflasyonundan hem de kur artışından TL bazında gelirlerindeki 1,5 trilyon lira artışı da buna eklemedik.
Hele bir düşünün... Ama lütfen düşünün... Ortada Nass var deyip, faiz sebep-enflasyon sonuç diye çıkılan yolda 100-150 milyar faiz tasarrufu edeceğiz diye ülkeye trilyonlarca lira zararı hangi matematikle kim nasıl verebilir?
Bu matematiği YSS Köprüsünde de gördük Osmangazi Köprüsünde de... İki Köprüde 20 milyar dolar karanlıkta kalırsa faiz teorisinde 3-5 trilyon gitmez mi? Sonra da matematik ile bunu ifade edenler cahilliğe mahkûm edilmezler mi?
Ülkenin bu anlayıştan çıkması ve evlatlarımızı bu karanlıktan kurtarmamız için önümüzde tek seçenek var: O da sandık.
Son çıkışa geldiğimizi bilelim. Evlatlarımızı ya kurtaracağız ya da karanlık ortaçağ ülkesi olarak bilimi ve içindeki matematiği yok edeceğiz.