Kuru fasulyenin son bir yılda yüzde 140 kazandırdığı ülkemizde TL mevduat faizi son veriye göre yüzde 15,84...
Bir paranın iki büyük işlevi vardır: 1- Mübadele aracı olması 2- Değer biriktirme (tasarruf) aracı olması.
TL, icat edilen KKM ile bu ikinci büyük fonksiyonunu yitiriyor. Artık TL ile tasarruf kazandırmayı bırakın büyük kayıplara yol açıyor. Ve böylece TL’yi ABD dolarına endekslemiş oluyoruz.
Eskiden ‘paradan para kazanma’ deyimi varken şimdilerde PARADAN PARA KAYBETME devri başladı.
Mesela, devletin bütçesinden faiz ödemesi 2002-2017 yılları arasında 40-60 milyar lira arasında seyrediyordu: BAŞKANLIK GELDİ VE FAİZ GİDERİ UÇTU.
2017 yılında 57 milyar lira olan faiz gideri, 2018 yılında 74 milyar liraya çıktı. Ve artık 2023 yılı: Bütçeden faiz gideri tam 566 milyar lira olacak...
BANKALAR UÇTU...
Faiz gideri denildiğinde akla bankalar geliyor. Geçen yıl ilk 8 ayda 48,5 milyar lira net kar elde bankalar, bu yıl net karlarını ilk sekiz ayda 252,2 milyar liraya yükselttiler.
Bankalar kar ediyor ama aslında sermaye kaybediyorlar. Çünkü kazandıkları paraya rağmen sermayeleri enflasyon karşısında erimeye devam ediyor.
Ama işin başka tarafı var; gelin onu izah edelim:
Bankalar bu yılın ilk 8 ayında 795,2 milyar lira faiz geliri elde ettiler. Geçen yıl bankaların aynı dönem faiz gelirleri 374,8 milyar liraydı. Not: Faiz mi düşmüştü...???
Faiz için islami söylemi her yerde kullanan iktidarın her yeri faize boğduğunu sanırım görebilirsiniz...
Devam edelim:
Bankalar faizi nereden alıyor? 1- Şirketlerden 2- Bireylerden
Ve son rakamlara bakıyoruz: Bankaların bireylerden aldığı ihtiyaç kredi faiz oranı %31,73... Ve şirketlerden alınan ticari kredi faizleri ise %18,29.
Oysa daha üç ay önce ticari kredi faizi %31,26 iken ihtiyaç kredi faizi %32,91 seviyesindeydi. Merkez Bankası yaptığı düzenlemeler ile bankaların yüksek faizle kredi vermesinin önüne geçmeye çalıştı.
Mesela dedi ki; “benim faizimi aşma oranına göre tahvil almak zorundasınız.”
Yani bankalar Merkez Bankası faizini aştıkça tahvil de almak zorunda kalıyor. Bu nedenle mayıs ayında yüzde 27,5 seviyelerinde seyreden 5 yıllık tahvil faizi şimdilerde tek haneden, yani yüzde 9,2’den işlem görüyor.
KREDİDE NAKİT BLOK
Piyasa fiyatı aslında binlerce veya daha fazla bilinmeyen denklemi sağlar. Fiyatlar o kadar çok değişken ile oluşur ki, suni fiyat müdahaleleri bir süre sonra daha büyük sorun olarak karşımıza çıkar.
Bunun son örneğini son haftalarca defalarca yazdığım İNEK-SÜT piyasasında görmekteyiz.
Benzer durum şu anda bankalar ve faiz piyasasında da yaşanmaktadır.
Bankalara yüksek faiz sınırı koyan ve üstünde faize tahvil zorunluluğu ile bir bakıma vergi alan devlet karşımızda...
Bankalar ne yapıyor?
Nakit kredinin faizi düşük ama nakit çekme oranını düşürmüş oluyor. Şöyle düşünün: 100 milyon lira kredi çekiyorsunuz ama siz o kredinin 40 milyon lirasını yine bankada nakit bırakıyorsunuz.
Böylece yüzde 19,0 oranından çekmiş olduğunuz 100 milyon lira kredinin sadece 60 milyon lirasını kullanabildiğinizden aslında sizin gerçek faiz ödemeniz yüzde 30,0’ları de aşmış oluyor.
Kâğıt üzerinde 100 milyon çekip yüzde 19,0 faiz yazarken gerçekte yüzde 30,0 üzeri faiz ödemiş oluyorsunuz.
Kısaca şöyle izah edelim: Faiz kâğıt üzerinde düşüyor ama gerçekte düşen bir şey yok... Ve asıl önemli iki nokta:
1- Herkes artık faizci oldu
2-Şirketler korunmaya çalışılırken insanlar korumasız şekilde yüksek faiz ödemeye devam ediyor.