İbrahim Kiras imzayı atmıştı: “Hükümet Müslümanlığı”
Diyanet camilerde rüşvet, devlet malını kötüye kullanma veya devlet malını çalma gibi yolsuzluklardan hiç bahsetmiyor.
Cemaatler ve tarikatlarda da bu konuda bir hassasiyet yok. Devlet malına konma, cemaat vasıtasıyla yolsuzluk yapma artık daha makbul.
Sahte bir cennet kurulmuş ve bu dünyada o sahte cennete girmek isteyenlerin kapısı olmuş buralar. Öbür dünyaya artık gerek yok…
Sahtecilik sadece Hükümet Müslümanlığında mı? Maliye Bakanlığımız KÖİ şirketlerinin vergi vermemesini görmez ama bir emeklinin maaşını gece gündüz düşünür. Asgari ücretlinin maaşını çok görür ama Çinli Trendyol’un milyarlarca liralık lisans ücretinin silinmesini görmez.
***
Birkaç haftadır sahte ekonomiyi en fazla enflasyon üzerinden tartıştık. Gerçek enflasyon nedir? Ya da açıklanan resmi enflasyonla yaşanan enflasyon farkı nereye varmıştır?
DEM’li vekil bunun hırsızlık olduğunu söyleyince eski Bakan Adil Karaismailoğlu dayanamayıp saldırıya geçti. Keşke hırsızlık konusunda milyonlarca emeklinin, memurun ve asgari ücretlinin hakkını savunsaydı. Ya da keşke kamu mallarının Hükümet Müslümanlığı adı altında haksızca peşkeş çekilmesine karşı dursaydı.
Mesela, kendisinin de Bakanlık yaptığı Ulaştırma Bakanlığı’nın sadece ve sadece 1,2 milyar dolara yapılan Osmangazi Köprüsü’ne araç başına 53 doları geçen Hazine garantisini araştırsaydı. Bu sayede 1,2 milyar dolarlık köprüye sadece 1 yılda 775 milyon dolar Hazine garantisinin nasıl ve kimler tarafından verildiğini açıkça görebilirdi.
Ama neredeee…
Cumhurbaşkanı Erdoğan vatan satmak nasıl olur diye tanımlamada bulunmuştu: Ve demişti ki “Vatan satmak yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur”.
Bari büyük Reis Erdoğan’ı dinleselerdi.
***
Önceki hafta bir başka sahte göstergeden bahsetmiştim. TÜİK verilerinde artan istihdam her nedense SGK verilerinde yoktu.
Yani TÜİK diyor ki insanlar çalışıyor ama SGK verilerine göre böyle bir kayıtlı istihdam yoktu. 2022-2024 döneminde TUIK’e göre 554 bin kişilik istihdam artışı olurken SGK kayıtlarına göre 851 bin kişi azalmıştı.
Sahte bir istihdam vardı.
Bu veri sonrası aklıma büyüme ve enerji tüketimi geldi. Çünkü son bir yılda enerji ithalatı hızla azalırken cari işlemlerde de büyük düzelme oldu. Oysa Türkiye hala büyümeye devam ediyordu.
Enerji ithalatı iki şekilde azalabilirdi:
1-Enerji fiyatlarının düşmesinden dolayı miktar azalmasa bile fatura azalabilirdi.
2-Enerji miktarı da azalabilirdi.
Aşağıda iki grafik var. İkisi de elektrik tüketimini gösteriyor. Grafik neredeyse yatay şekilde seyrediyor. Ama ben detay vereyim:
Elektrik tüketimi Ocak-Nisan 2018-2024 karşılaştırması:
Ticarethanelerde tüketim %1,5
Sanayide tüketim %4,6
Meskenlerde tüketim %33,9
Aydınlatma tüketimi %21,0
Tarım-sulama tüketimi %25,5 artmış
Toplam elektrik tüketimi %11,6 artış göstermiş.
2018-2024 döneminde elektrik tüketimi sadece %11,6 artıyor ama mesela GSYH artışı %29,5…
Hatta şuna dikkat edelim: Sanayide elektrik tüketimi sadece ve sadece %4,6 artarken sanayi sektörü büyümesi de %30,7’ye ulaşmış.
Sadece elektrik mi? Mesela EPDK verilerine göre 2018-2024 ilk dört ay itibari ile yakıt tüketimindeki artış bile yüzde 5,6’da kalmış.
***
Ekonominin parlaklığına dair verilerin nerede ise çoğu sahte çıkarken gerçek olan bir şey var.
Vergi…
2021-2024 vergi gelirleri ile enflasyona bakıyoruz: Enflasyon %270 artarken vergi gelirleri %500 artıyor.
Sahte cennette bu insanlara nasıl gerçek cehennem yaşatılır derseniz daha güzel bir örnek var mı?