Hâkim Bey'de utanma duygusu olmayınca!
Haber Tarihi: 31.10.2023
Anayasa'nın 153 maddesinin son satırı şöyle:
"Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar."
Erdoğan'ın talimatıyla Gezi Davası'nda mahkûm edilen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararı ise kimseyi bağlamamış görünüyor.
Karar, 25 Ekim günü alındı ve kısa karar acil olarak Atalay'ı mahkûm eden ilk mahkemeye gönderildi ki gecikmeden doğacak sakıncalar giderilsin.
Kararı verecek mahkemenin bazı üyelerinin, karar vermemek için o gün kimselere görünmeden sıvıştıklarını haberlerde okumuşsunuzdur.
Aradan geçen bunca günün ardından o gün niye kaçtıklarını anlayamadığımı söylemeliyim.
Zaten kararı sallamıyorsunuz, niye kaçıyorsunuz?
Anayasa'yı ve kanunları uygulayacak olan yargı organlarının kendisi Anayasa'yı takmıyorsa, kime ne diyeceğiz?
Dün Atalay hakkındaki AYM kararını görüştükleri bildirilen hakimler, bu konuda herhangi bir karar açıklamadan, 17 – 25 Aralık operasyonlarını yapan polis şeflerinin davası için duruşma salonundalardı.
Polis şeflerinin davası 5 gün sürecekmiş.
Mahkeme heyetinin neyi tartıştığını merak etmemek mümkün değil.
AYM'nin kararı son derece açık. Anayasa'nın mahkeme kararları ile ilgili hükmünü de anlamamış olmak için insanın zekâ yaşı seviyesinin çok ama çok düşük olması gerekiyor.
Peki mahkeme neden kararın gereğini yerine getirmiyor?
Bu yönde bir talimat mı aldılar?
Yargıçlara talimat vermek suç. Talimat alan yargıcın bu suçu ihbar etmesi gerekirken, kafasını önüne eğip bu emri yerine getirmeye çalışmasına ne demeliyiz bilmiyorum.
Eskiden hakimler, savcılar güvenilir ve toplumun saygı duyduğu insanlardı.
Fetullahçılar ile başlayan çürüme AKP'li hâkim ve savcılar ile artık zirvesine ulaşmış görünüyor.
Böyle çürümüş bir yargı karşısında ortaya çıkıp da Anayasa şöyle, kanunlar böyle demenin de bir anlamı kalmıyor çünkü umurlarında bile değil.
Buraya yazamayacağım türden sözler söylesem, korkarım pişkin pişkin dinleyip, "yarabbi şükür" bile diyebilirler.
Bir yarışma mı açsak acaba: Bu tipleri ne utandırabilir?
MEHMET Y. YILMAZ İsimli Yazarın Diğer Yazıları
- Demokrasiye uzak, diktatörlüğe yakın
- “AKP’li kafası” nasıl çalışıyor?
- Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu: Bir millet çıldırıyor!
- Yasakçı cibilliyetin açmazı
- Atalay'ın yeri TBMM, hapishane değil
- Darbe girişimini engellemek mümkündü
- Önce demokrat olmayı denemeye ne dersiniz?
- Seçim sonuçlarının anlattığı
- Hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler oldu!
- Partisinden üm2041ini kesmiş bir genel başkan
- Türkiye'yi yönetenler "sorumsuz" mudur?
- Vicdan, gerektiğinde vazgeçebileceğiniz bir lüks müdür?
- Cumhurbaşkanı'nın oğlu Anayasal düzene karşı
- AKP, aynı delikten sokulmaya doyamamış!
- Dış politikada
- Ceza tehd1925i varsa basın özgür değildir
- Cumhurbaşkanı’na sağlıklı yaşam önerim
- Nursemalar kimden korkmalı?
- Ş1777detin arkasındaki sinsi plan
- Kadınlar, Erdoğan’ı terk edecek mi?
- Cumhurbaşkanı, sorumluluğunu kabul etti
- Beceriksiz ve başarısız yönetimin siyasi sorumlusu
- "Milli birlik ve beraberlik" meselesi
- Demokrasinin karanlık yılları!
- Bakan şantaj dosyaları mı biriktiriyor?
- Rüşvetin belgesine yayın yasağı
- 20 yıl sonra hazırlıklara başlamış
- Soylu, nefret suçu işliyor
- Mahkemede şaşmak bu mu acaba?
- Raporu neden yok ettikleri belli
- Akar ve F1518an'a "darbe girişimi" soruları
- Bu "kuruntu" c1489diye alınmalı
- Terör, suikast ve sabotaj anonim şirketi
- Erdoğan rejimi "tek tip" haber peşinde!
- Domates, patates ile darbe yapmak!
- Ödediğimiz vergiler kazık olarak geri dönüyor
- Otoriter rejimler herkes için tehdit
- Erdoğan, Bay Kemal’i sevmemekte çok haklı
- Kolayca “ahlaksız” olabilecek bir toplum muyuz?
- Erdoğan az gitti, uz gitti, arpa boyu yol gitti
- Terörle mücadele teftiş kurullarının görevi mi?
- Cumhurbaşkanı nerede durabilir?
- Rakamların efendisi!
- Hasta “ne yerse yesin” Aktifnda
- Anladığı şey “hatası” değil, kaybetme ihtimali
- Erdoğan’ın harikalar diyarı!
- Başkomutan, yel değirmenlerine karşı
- Mübarek Cuma soruları – 4
- Toplumsal dayanışmadan ödü kopuyor
- Ensar sandık, köle tüccarı çıktılar!
- Cumhurbaşkanı çocuk kandırdığını sanıyor
- Bu "devlet çetesinin" adını koyalım
- Yeni Türkiye'nin kanalizasyonu patladı
- Beceriksizliğin zirvesindeler: Aşı da bitti!
- Demokrasinin başına damat düştü!
- "Katılımcı demokrasi" diye bir şey duydunuz mu?
- Gülün adı, gül olmasaydı da mis gibi kokardı
- Bay Yüzde 10'un ağzının suyu akardı
- O kumpasın merkezinde AKP vardı
- Milletin vekili, milletin ordusu, milletin iradesi
- Boş m905e gurultusu, nutuk gürültüsünü bastırır
- Biz unutsak da Tarih unutmaz hakim bey
- 70 maddelik kanunda 191 değişiklik
- Benim oğlum bina okur
- Şirketin hayırlısı, böyle olur işte!
- Artık yeni şeyler söylemek lazım
- Kamu kesiminde "kadının adı yok"
- "Alaturka" tartışma adabı!
- "Örgüt, kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir"
- Kötülüğün sıradanlaşması
- Bu üslup kabak tadı verdi
- Fakirlik ikt670ardan, ikt670ar fakirlikten çıkar!
- Muhalefete "virüs" demek, hayra alamet değil
- "AKP zihniyeti" payını almadan bırakmaz
- Türk olmak kolay değil tabii!
- Damat, hayaller diyarında!
- Süleyman Soylu’nun "guguk" devleti
- Faşizmin ayak sesleri!
- Hatayı görmek için 33 şehit gerekmiyordu
- Mezarlıktan geçerken ıslık çalan AKP’liler
- Ölmeyi göze almış ama
- Suçluların telaşı böyle oluyor demek ki
- Rejim, sona yaklaştıkça sertleşiyor
- AKP’yi bu havalar mahvedecek
- Diyanet, devletin temel kurumu oldu
- "AKP zihniyeti" sayı saymayı bilmiyor mu?
- AKP Tarihinin karanlık noktaları
- Bu tür işler durduk yerde olmaz!
- Bir özne olarak "ulan"
- Komisyonu öde, erken emekliliği kap
- Utanma duygusu olmayanın adına utanmak!
- "Baba - oğul sistemi" galiba en iyisi
- Erdoğan’ın “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçu
- Gözleri asla doymuyor
- Sorunun çözüleceği yer Suriye değil, Türkiye
- Dürrizade’nin ruhu Diyanet’te hortladı
- Saray’a para var ama yangın uçağına yok
- Millet iradesine '374ari' darbe!
- Kıyı Kanunu: Kaç paran var?