BDDK ortaya koymalı: "Suç duyurusunda bulunduğu 26 kişi arasında o gece dolar alıp satan birileri var mı?.. Eğer, almışlarsa, ne kadar almışlar?.."
"Beyin savaşı... Söylenenlere direnme... Gerçek dışı telkin edilenlere karşı çıkma... Buna rağmen, zaman zaman söylenenleri kabullenme, zaman zaman reddetme..."
Geçtiğimiz ağustos ayında bununla ilgili eserlerin sergisi açılıyor, Dubai'de. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen sanatçıların "aynı konudaki" eserlerinin sergisi:
"Manipülasyon sergisi..."
Digital ortamda hayal dışı, masal türünde verilen 85 Photoshop eseri büyük ilgi görüyor, gerçeküstü eserler.
Gündem belli
Dubai'den Ankara'ya gelince...
Gündem saptırma, gerçekleri gözden kaçırma, yeni algı operasyonları düzenleme birimlerinin geliştirdiği bugünkü kavram belli:
"Manipülasyon..."
Ne demek manipülasyon?..
"İnsanları kendi bilgileri dışında, istekleri dışında yönlendirme, etkileme, bu etki sonucu insanların düşünce ve davranışlarını değiştirme, insanları aldatma."
Türleri var
İnsanları yönlendirmenin, manipülasyonun yöntemleri var:
"Gülme... Farklı yüz ifadeleri... İltifat etme... Cazibesini kullanma... Etkileyici özür dileme..."
Bunlar pozitif yöntemle etkilemeler.
"Şantaj... Bağırma... Azarlama... İletişimi kesme... Ağlama... Kurban rolü oynama..."
Bunlar negatif yöntemle etkilemeler.
Bir de, şunlar var:
"Bireyleri ve toplumu korkutmak... Gerilim yaratmak... Onları susturmak..."
Manipülasyonun bu türü bize aslında hiç yabancı değil!..
Bugün konumuz tam da, bu tür bir manipülasyon.
BDDK'nın suç duyurusu
Tayyip Erdoğan bakıyor ki, aylardır ısrar ettiği, "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" gibi, gerçekte var olmayan teorisi tutmuyor, doların yükselişini, fiyatların artışını önleyemiyor, 20 Aralık günü "faizi arka kapıdan" yükseltme denemesine girişiyor, Türk Lirası'na kur garantisi getiriyor.
Bu girişimle ilgili, doğal olarak pek çok kişi görüşünü açıklıyor.
Evet:
"Sadece görüşünü açıklıyor, ifade özgürlüğünü kullanıyor."
Erdoğan o açıklamalar ve atılan tweetlerle ilgili telaşlanıyor, "ya bu da tutmazsa" kaygısına kapılarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) görev veriyor.
BDDK konuyla ilgili konuşan ya da tweet atan 26 kişi hakkında suç duyurusunda bulunuyor:
"Sosyal medya ve yayın organları üzerinden kur hareketlerini manipüle etmeye yönelik paylaşımları dolayısıyla aşağıdaki kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir."
O 26 kişi arasında iki eski Merkez Bankası Başkanı, saygın gazeteciler, milletvekilleri, bilim insanları var.
Emir büyük yerden
Suç duyurusu emri Erdoğan'a ait.
Çünkü, o duyurudan önce partisinin grubunda açıkça söylüyor:
"Söz konusu beyanlar ve iddialar kanunlarımıza aykırıdır. Piyasa bozucu eylemler, piyasa dolandırıcılığı yapamazsınız, finans piyasalarına manipülasyon suçtur."
Malum, Erdoğan kanunların uygulanmasına, yargı kararlarının yerine getirilmesine çok dikkat eden birisi, bu konuda çok titiz.
Şimdi de, bazı kişilerin açıklamalarını yasalara aykırı buluyor, BDDK da emri yerine getiriyor.
BDDK ispatla yükümlü
Madem ortada manipülasyon yapıldığı iddiası var, yani insanlar:
"O 26 kişinin açıklaması doğrusunda, onların görüşlerine bakarak, doların düşeceği mesajını alıyor ve hemen dolarlarını bozduruyor..."
İddia bu...
O zaman BDDK kanıtlamak zorunda:
"Manipülasyon sonucunda, 20 Aralık gecesi ve ertesi sabah kimler, ne kadar döviz bozdurdu?..
Kim o döviz bozduranlar?.. Ne kadar döviz bozdurdular?.."
BDDK bu isimleri açıklasın, o 26 kişi kimleri manipüle etmiş ortaya çıksın!..
Ancak, aradan on gün geçiyor, çok sık sorulan bu sorunun yanıtı hâlâ yok.
O 26 kişi
Ayrıca...
Saygınlıkları çoktan belli olan o 26 kişi:
"Madem manipülasyon yapıyor, muhtemelen aşırı bir kazanç elde etmek amacıyla, onlar da tasarruflarını dolardan TL'ye çevirmiş olmalılar."
Öyle ya, önce kendilerini düşünebilirler...
BDDK ortaya koymalı:
"Suç duyurusunda bulunduğu 26 kişi arasında o gece dolar alıp satan birileri var mı?.. Eğer, almışlarsa, ne kadar almışlar?.."
Devlet ellerinde, bankalar emirlerinde, bu kayıtlara ulaşmaları çocuk oyuncağı.
Dert başka
Oysa, dert başka.
Bir gün hayvanları koruma...
Ertesi gün İstanbul Büyükşehir Belediyesine teftiş..
Daha sonra BDDK suç duyurusu...
Son yıllarda çok sık gördüğümüz sorunları saptırma denemeleri.
Manipülasyon türleri dikkate alındığında:
"Duyurunun kendisi manipülasyon!..
Manipülasyon türlerine giren, korkutma, ürkütme, insanları susturma denemesi!.."
Sosyal medyaya tehdit!..
Düşünce açıklamasına tehdit!..
İfade özgürlüğüne tehdit!..
Bir suç duyusu bile, rejimin otoriter niteliğini bir kez daha gösteriyor.