AKP'nin amacı belli. Toplumu güçsüz kılmak, sivil toplumu kuşatmak. Demokrasiden geriye ne kaldıysa, onu da yok etmek
Mesleklerini hakkıyla yerine getirmekle büyük suç işliyor doktorlar!..
Nedir o büyük suç?..
2019 yılında pandemi başladığında, Türk Tabipleri Birliği (TTB) hayatını kaybeden yurttaşlarla ilgili bilgilerin Sağlık Bakanlığı tarafından kamuoyuna doğru yansıtılmadığını öne sürüyor.
Yasal yetkisini kullanarak, hayatını kaybeden yurttaşların kayıtlarını açıklıyor. O tarihte daha henüz resmi bir açıklama yok iken, pandemi tehlikesine dikkat çekiyor, ülkeyi yönetenleri uyarıyor:
"Yönetemiyorsunuz!.. Ölüyoruz!.. Tükeniyoruz!.."
Slogan AKP iktidarını TTB'ye karşı kızdırmaya çoktan yetiyor.
Bu arada hastalara bakarken, hastanelerde hayatlarını kaybeden meslektaşlarını anmak amacıyla doktorlar siyah kurdele takıyor.
İlk adım Bahçeli'den
Her zamanki gibi, çözüm yine MHP lideri Devlet Bahçeli'den geliyor:
"Türk Tabipleri Birliği isimli ihanet oluşumu sözde artan vakalara, hayatını kaybeden insanlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza dikkat çekmek için siyah kurdele takacakmış.
Bu teşebbüs zehirli ve zillet bir komplodur.
Türk Tabipleri Birliği korona kadar tehlikelidir, tehdit saçmaktadır. Hükümete yönelik, ‘ölüyoruz, tükeniyoruz' eylemi haince bir tertiptir."
Daha sonra bir başka olay yaşanıyor.
TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Güneydoğu'da kullanılan silahlarla ilgili bir iddiada bulunuyor, Bahçeli bunu "dehşet verici bir iftira" olarak niteliyor ve:
"TTB Başkan ve yöneticileri hakkında en ağır ceza tatbik edilerek, bu birliğin kapısına kilit vurulmalı, onlar Türk vatandaşlığından çıkartılmalıdır".
"Giderlerse gitsinler"
Bu gerilime sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eklendiğinde, doktorlarla iktidar arasında ipler kopma noktasına geliyor.
Son iki yılda, Nisan 2023 itibariyle, 2 bin 500 doktor yurt dışına gidiyor.
Tayyip Erdoğan bu olağanüstü beyin göçünü umursamadığı gibi, ekliyor:
"Giderlerse, gitsinler!.."
Gidenler Türkiye'nin en elit, en yetişmiş, ülke insanının en çok ihtiyaç duyduğu insanlar.
Onların sayısı azalınca, hastanelerde hastalar muayene olacak doktor bulmakta zorlanıyor. İki ay, üç ay sonraya randevular!..
TTB'ye kayyım
Öne sürdüğü iddialar üzerine, Prof. Fincancı Ekim 2022'de tutuklanıyor, hakkında terör propagandası yapmaktan dava açılıyor. Yaklaşık üç ay sonra tahliye ediliyor.
Savcılık Fincancı'nın hapisle cezalandırılmasını isterken...
Fincancı ve TTB Merkez Konseyi üyelerinin de görevden alınmalarını talep ediyor.
Önceki gün mahkeme savcılığın bu istemini yerine getiriyor, TTB Merkez Konseyi Başkan ve üyeleri görevden alınarak, yerlerine kayyum atanıyor.
Hukuksuzlukta yeni aşama
Şimdi...
Hukuk nasıl işliyor, yeni bir örnekle karşılaşıyoruz, yeni bir hukuksuzlukla.
Dava TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Fincancı'ya açılıyor.
Ama, bu kişisel dava bir anda genelleşiyor ve TTB Merkez Konseyi üyelerinin tamamı görevden alınıyor!..
Hukuk devletinin çoktan askıya alındığı bir ortamda bu durum hukuksuzlukta yeni bir aşama!..
Bir kişiye dava açılıyor ama, o dava nedeniyle aynı ekipte yer alanların hepsinin görevine son veriliyor.
Erdoğan'dan işaret
Erdoğan'ın büyük bir derdi var.
"Meslek odalarını ele geçirmek!..
Böylelikle, sivil toplumun can damarlarını kesmek!.."
Ancak, bir türlü ele geçiremiyor.
Ele geçirmek için farklı bir yol izliyor. Bunu da, 2020 Ekim ayında söylüyor:
"Çoklu baro sistemini TTB'ye ve diğer meslek odalarına da yapmak durumundayız. Bu adımı atmamız lazım, vakit kaybına tahammülümüz yok. İlgisi olmayan konularda bildiri yayınlamak bir meslek kuruluşunun görevi olamaz".
Olur!..
Çünkü, sivil toplum budur!..
Söylediği "çoklu baro sistemi" baroları parçalamaktan, güçsüz düşürmek planından geçiyor. Her ilde tek bir baro varken, bir ilde avukat sayısı iki bine ulaştığında, orada ikinci bir baro kurulmasını öngören bir sistem.
Haziran 2020'de getirilen bu uygulama, yine de amacına ulaşmıyor.
AKP baroları parçalasa, avukatları birbirinden ayırsa bile, amacına hizmet etmiyor. Uygulama bunu gösteriyor.
Amaç belli
TTB Merkez Konseyi'ni görevden almak, yerine kayyım atamak, pratikte bir şey değiştirmiyor.
Çünkü, yeni heyeti seçecek olanlar yine aynı doktorlar. Şimdi üyeler değişecek ama, doktorların iradesi değişmeyecek.
AKP'nin amacı belli.
Toplumu güçsüz kılmak, sivil toplumu kuşatmak.
Demokrasiden geriye ne kaldıysa, onu da yok etmek.
Baroları parçaladı olmadı, şimdi TTB Merkez Konseyi görevden alınıyor, yine olmayacak.
Meslek odaları demokrasiye dönüş için direnmeyi sürdürüyor.