İsteyen zafer gününü inançla, gururla, güvenle kutluyor, isteyen kendisini o kutlamaları kenardan izlemeye mahkûm ediyor. Halk onları zaten mahkûm ediyor
Hani o ünlü fotoğraf!..
"Mustafa Kemal başında kalpağı, askeri üniforması, Kocatepe'de.
Savaşı yönetmek üzere Kocatepe'ye çıkıyor."
Yunan birlikleri Çalıköy'de toplanıyor.
Durumu gözden geçiren Mustafa Kemal 'Yunanlıların kuşatılmaya uygun' olduğunu görüyor.
Sabah 6.30'da kuşatma emrini veriyor, savaş akşama kadar tüm şiddetiyle sürüyor.
Türk ordusu Yunanlıların bütün bağlantılarını kesiyor, onları geri çekilmek zorunda bırakıyor.
"Dumlupınar'da savaşı kazanıyor.
Mustafa Kemal 1922'de 30 ve 31 Ağustos gecelerini Dumlupınar'da geçiriyor."
30 Ağustos 1922 - 30 Ağustos 2022...
Yüzüncü yıl!..
30 Ağustos 1922...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açan büyük zafer...
Dünya askerlik tarihine geçen, çeşitli ülkelerin askeri okullarında savaş taktiği ve savaşı yönetme sanatı açısından ders olarak okutulan örnek bir zafer.
"Şehit asker anıtı"
Mustafa Kemal Dumlupınar'ı hep yaşıyor, 30 Ağustos'u da...
30 ağustos 1924.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal yeniden Dumlupınar' da. Yanında Başbakan İsmet Paşa var.
"Şehit Asker Anıtının" temel atma töreni için Dumlupınar'dalar. Törendeki konuşmasında Mustafa Kemal:
'Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaşmış, ebedi hayatı burada taçlandırılmıştır'.
Beş yıl sonra, yine bir 30 Ağustos'ta, 1929'da Mustafa Kemal yeniden Dumlupınar'a geliyor, 'Şehit Asker Anıtının' açılışı için.
Farklı 30 Ağustos'lar
Tesadüf mü, bilinmez... Bir başka 30 Ağustos'ta...
30 Ağustos 1909...
Kolağası rütbesiyle, Osmanlı'da yüzbaşı ile binbaşı arasındaki bir rütbe, askeri manevraya katılıyor. Bu ilk ciddi askeri deney.
30 Ağustos 1917.
Yıldırım Orduları Grubu Komutanı, Alman asıllı Mareşal Von Falkenhayn'a bildiriyor:
"Başmüfettişliğin Arap şeyhleriyle yaptığı sözleşmenin bizim ulusal politikamıza uygun sonuç verip vermeyeceğini inceleyeceğim."
30 Ağustos 1919...
Mustafa Kemal Erzurum'dan sonra, Sivas Kongresi için Erzincan'a geçiyor. Kentin yöneticileri Mustafa Kemal'i bağrına basıyor.
Ertesi gün ihanet içindeki İstanbul Hükümeti Eylül'de Sivas'ta toplanacak kongreyi dağıtmak amacıyla Elazığ Valisi Ali Galip Sivas'a atanıyor.
30 Ağustos 1921.
23 Ağustos ile 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yirmi iki gün, yirmi iki gece süren ve bizim zaferimizle sonuçlanan Sakarya Meydan Muharebesi.
30 Ağustos 1928.
Mustafa Kemal bazı gazetecilerle sohbet ederken:
"Altı yıl önce yönettiğim muharebe Türk milletinin yanımda bulunduğu halde yönettiğim son muharebedir.
Bir insan kendisini milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor, bilir misiniz? Bunun tarifi müşküldür."
30 Ağustos günleri Mustafa Kemal'in yaşamında önemini hep koruyor.
1938 yılına gelindiğinde...
30 Ağustos 1938.
Hastalığı iyice ilerlemiş durumda. Törenlere katılamıyor. Dolmabahçe Sarayı'ında o günkü gazeteleri okutuyor. Başbakan Celal Bayar'ı kabul ederek, törenler hakkında bilgi alıyor.
"Şapkayı Kastamonu'da giyeceğim"
Yine bir 30 Ağustos...
26 - 30 Ağustos 1925...
23 Ağustos 1925'te Ankara'dan Kastamonu'ya hareket ediyor.
Kastamonu?..
"-Hatice Bacı kendisine alınan gelinliği giymek yerine, onu satıyor, elde ettiği parayla yaralı askerlere sargı bezi alıyor. Sonra Kastamonu'da askere yazılıyor.
-Savaş sırasında İnebolu'dan kağnılarla, yarım çarıkla, çıplak ayakla Ankara'ya silah taşıyanlar çoğunlukla Kastamonu'dan geliyor.
-Şeyhülislam Dürrizade'nin Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idamına ilişkin fetvasına ilk karşı çıkan müftüler arasında Kastamonu'daki din adamları var.
-Kurtuluş Savaşı'nı ilk destekleyen gazeteler arasında Kastamonu'da yayınlanan Açıksöz Gazetesi var."
Cumhuriyet Tarihi, Kurtuluş Savaşı Tarihi ve kendi özel tarihi içinde Mustafa Kemal 30 Ağustos'u ayrı bir yere koyuyor.
23 Ağustos 1925'te Ankara'dan yola çıkarken:
"Kastamonu'ya bir borcumuz var, oraya gidiyorum, şapkayı orada giyeceğim."
1925 yılında 23 Ağustos - 31 Ağustos arasında bir haftayı Kastamonu ve çevresinde geçiriyor.
26 Ağustos'ta:
"Efendiler!.. Bu serpuşa şapka denir!.."
Bu sözleriyle birlikte, kıyafet devrimini başlatıyor.
Unutanlar var
Cumhuriyet'in ilan edildiği 29 Ekim 1923'ten sonra en büyük bayram bugün. Yeni bir devletin temelleri 30 Ağustos 1922'deki zaferle atılıyor.
Günümüzde Türkiye'de bunu anlamayanlar, buna karşı çıkanlar var. Varlıkları ve oturdukları koltuklar ne olursa olsun, o koltukları 30 Ağustos'a, 29 Ekim'e, Atatürk ve silah arkadaşlarına, binlerce şehidimize borçlu olduklarını kavramayanlar ya da bilerek unutmuş gibi görünenler var.
Bu gerçeği değiştirmiyor.
"Hem Türkiye Cumhuriyeti halkı, hem dünya tarihi unutmuyor, üstelik tarihi yaşatıyor."
Gurur ve inançla
Harika bir takvim.
Atatürk'le ilgili.
"Araştırmacı Mehmet Altun tarafından belgesel nitelikli, elektronik bir takvim hazırlanıyor. Takvimde 365 günün her gününde Atatürk'ün yaptığı konuşmalar, yurt gezileri, reformları, siyasi, askeri ve özel hayatındaki olaylar, anektodlar yer alıyor.
365 günün herhangi bir gününe basın, o gün Atatürk ile ilgili ne yaşanmış, ne olmuş, Atatürk ne yapmış, hepsi var."
Fotoğraflar da içeren o belgesel birkaç yıldır cep telefonlarında.
Bugün 30 Ağustos zafer bayramı.
O belgeselde 30 Ağustos gününü tıklayın...
"Yüzüncü yılını kutladığımız büyük zaferin keyfini bir kez daha çıkartın!.."
Böyle bir zafer günü her ulusa nasip olmuyor.
İsteyen zafer gününü inançla, gururla, güvenle kutluyor, isteyen kendisini o kutlamaları kenardan izlemeye mahkûm ediyor.
Halk onları zaten mahkûm ediyor.