Çetelerin, uyuşturucu baronlarının, siyaset mensuplarının, iş dünyası ve devlet görevlilerinin aynı kulvarda yürüdüğü bir ülkenin geleceğiyle ilgili doğru cümleler kurmak mümkün mü?
Elbette hayır.
Böylesine karanlık bir tablonun içinden çıkıp aydınlık bir tablo yaratmak, ülkeye yeni bir rota çizmek mümkün mü?
Elbette mümkün.
İşte şimdi tam da zamanı, karanlıkların içinden çıkıp aydınlık yarınlara doğru toplumsal bir yolculuk başladı. ‘Bay Kemal’ bu güzergâhın girişini yaptı, yolu açtı. Rota doğru, bundan sonra yapılacak şey, demokrasi güçleriyle ortaklaşıp gemiyi güvenli bir limana yanaştırmak.
Bütün mesele toplumsal aydınlığa doğru hep birlikte yürüyüşe karar vermek. Ülkenin genelinde demokrasi güçlerinin birlikte yol yürümek gibi bir hazırlığının olduğunu görüyoruz. Karanlıktan aydınlığa doğru bir yürüyüş olacağından eminiz. Şimdiye kadar kararını vermeyenlerinde karar verdiğine de tanıklık ediyoruz. Her kes meselesin kişisel değil, toplumsal olduğunu karar vermiş durumda.
Ya hep birlikte karanlıklara gömüleceğiz, ya da hep birlikte aydınlıklara yürüyeceğiz.
Elbette ki tercihimiz aydınlık bir gelecek olacaktır.
Seçime bir yıldan az bir zaman kaldı. İktidarı kaybetmek istemeyenler, iktidarın nimetlerinden faydalanan liyakatsizler, ‘kaybetmemek’ için her türlü rezilliği yapacaklar gibi görünüyor. Zaten şimdiden bunun provalarını görmeye başladık.
Ancak, çaba boşuna, provalar gerçeğe dönüşmeyecek, halkın sağduyusu buna izin vermeyecek, bu iktidarın 20 yıllık serüveni de sandıkta sona erecek.
Zaten iktidar ve yandaşlarının panik hali bu nedenden dolayı, kaybedeceklerini çok net biliyorlar artık. Bu halk hem büyük hem de küçük ortağın boyunun ölçüsünü almak için sandığı bekliyor. Anket ve kamuoyu yoklamalarından da iktidar ve ortağının gidici olduğu görülüyor. Onlar da bunun farkındalar, ancak seçime kadar halkı yeniden ikna etme çabalarını sürdürecekler.
Yeterli olacak mı?
Olacak gibi görünmüyor.
Mevcut koşullar değerlendirildiğinde yurttaşın bir kez daha yalana, verilen vaatlere kanma gibi eğiliminin olmadığını görebiliyoruz. Köprüden önceki son çıkıştayız, yurttaş bunu çok net görüyor ve biliyor.
Yükün ağırlığı da Cumhuriyet Halk Partisi ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun omuzlarında. Devletin ve milletin teslim edileceği doğru lider profili ise gün geçtikçe kendini daha iyi hissettiriyor. Arka planda kendisinin ve ailesinin bir açığı, bir yanlışı da yok.
Özetle dibi ‘yaş’ değil.
Aydınlık bir gelecek için neden desteklenmesin ki!