Şunun şurasında ne kaldı ki seçim dediğimiz günün sabahına, bir sonraki olan aşaması sandık başına gidip yurttaşlık görevimizi yapmaya. Yalan-dolan, vaat, gerçek her neyse, etekler boşaldı, herkes gönlündeki adayın başkan seçilmesini bekleme moduna girmiş durumda.
Doğrusu bende hem bulunduğum alanlarda hem de bulunmadığım alanlarda kafamdaki, gönlümdekinin yanı sıra, aynı zamanda siyaseten de yakın gördüğüm adayların kazanmasından yana tavrımı yansıttım, yansıtmaya devam ediyorum. Ankara, İstanbul, Adana, Antalya, Bursa, Şanlıurfa gibi kentlerin demokrasi güçleri tarafından kazanılması gerektiği fikrimin üstüne yakından takip ettiğim MERSİN ilinin mutlak surette kazanılması gerektiği iddiamı da devam ettirmek istiyorum.
Görünen o ki, edindiğim izlenimlerde buna tanıklık ediyor; Cumhuriyet Halk Partisi Adayı Vahap Seçer, demokrasi güçleri 31 Mart akşamı yarışın ipini göğüslüyor, emanet geri alınıyor. Bence olması gereken de böyle bir durum. Son 3 yıl CHP kadrolarının çok ciddi bir çalışma yürüttüğü Mersin’de olması gereken de gerçekten değişim, yenilenme, sosyal demokrat, halkçı belediyecilik. Aday adayları, parti teşkilatları kendi aralarında yürüttükleri iç yarışın yanı sıra, dışarıda seçmen nezdinde ciddi bir performans ortaya koydu, kazanma çıtasını hep yükseklerde tuttu. Gelinen nokta, kazanma ile ilgili iradenin bugünlere yansımış olmasıdır, anlamlıdır. Büyükşehir’de Vahap Seçer’in, ilçelerde başkan ve başkan adaylarının halkın iradesi ile buluşan performansı, çalışma azmi, kazanma istek ve arzusu Pazar günü sandıklarda sonucu belirleyecek.
Bu zafer sadece CHP ve kadrolarının olmayacak. İzlenimlerimizden edindiklerimiz, AK Parti, MHP, İYİ Parti ve HDP seçmen kitlesinin de kendilerine göre gerekçelerinin varlığı demokrasi güçlerinin kazanımına ciddi bir katkı sunacak.
Kazanmak yetmiyor, kazandıktan sonraki zaman dilimindeki halkçı belediyecilik performansının çıtasını sürekli yükseklerde tutacak olanlar Belediye Başkanları ve ekipleri olacak. Başta Vahap Seçer olmak üzere ilçe belediye başkanları, elde edilecek olan zaferin ne kadar kıymetli olduğunu gözden kaçırmamak gibi ciddi bir sorumluluk üstlenecekler. Zafer sarhoşluğu asla kabul edebileceğimiz bir durum değil.
Neden değil?
Ülkenin içinde bulunduğu kaotik ortam hepimize ciddi bir sorumluluk yüklüyor. Belediyelerin kazanılmasından sonraki sürecin genel iktidara doğru giden bir onarım süreci olduğunu sürekli beynimizde ve yüreğimizde diri tutarak, seçim çalışma sürecinde kazanmaya katkı sunan en yakınımızdaki ve en uzağımızdakileri yarın seçim varmış gibi hazır tutmak gibi bir yöntemi hayata geçirmek durumundalar, seçilecek olan Belediye Başkanları.
‘Önce yerel sonra genel iktidar’ sloganı Pazar gününden sonra daha da anlam kazanacak diye düşünüyorum. Pazar günü sadece belediyeler kazanılacak, bitmedi, sonrası daha ağır bir sorumluluk, neden, çünkü ülkeyi de kazanmak, içine girdiği karanlıktan kurtarmak gerekiyor.
Seçimden önceki son yazımda şahsım ve Mersin Times ailesi adına şimdiden ‘Hayırlı uğurlu olsun Vahap Seçer’ diyorum. Ortak çabanın her zaman kazandıracağını hiç unutmayacağız.