Yurttaş, yaşadığı topraklarda kendisini yönetmesi için yetki verdiği yöneticinin mantığında ‘Müşteri’ sıfatıyla yer etmeye başladı ya, o andan itibaren, hem o toprakların hem de o yurttaşın vay haline!
Yani bizim, hepimizin haline, vay ki ne vay!
Ortak olduğumuz dükkanda müşteri konumuna getirildik ya..Gerisi ile ilgili yorum yapmak, gerçekten korkutuyor..Bir umut hala etrafında dolaşıyoruz dükkanın, kar payımızı belki alırız diye, nafile, ‘gafil gezme şaşkın’ diyorlar, ‘Daha bu ne ki, suyunu tam sıkmadım, posanı çıkarmadım, eritmedim, bekle daha neler tattıracağım’ diyor, bizi müşteri statüsüne indiren dükkan ortağımız. Eski demiyorum, hala ortaklığımız sürüyor, dükkân her an el değiştirebilir.
**
Şehir hastaneleri ile ilgili Halk TV’de sabah programına katılan CHP Ankara Milletvekili Dr.Servet Ünsal’ı izliyorum; Ezgi, ‘hastalar’ diyor, Ünsal, düzeltiyor, ‘Müşteri’ diye. Haklı. Ben de düşünüyorum o an, ‘sadece hastanelerde mi müşteriyiz’ diye, değil, hayatımıza dokunan bütün alanlarda müşteri konumundayız, dükkân ortağının gözünde. Vergi, haciz, elektrik, su, gaz v.s. Bunlara yapılan periyodik zamların kırdığı, fakirleştirdiği, çaresiz bıraktığı ailelerin yaşadığı sona tanıklık ederken, ‘Aynı dükkânın eşit ortaklarıyken, şimdi düştüğümüz, düşürüldüğümüz hallere bakın’ diye iç geçiriyorum.
**
Bu topraklar, bu ülke bizim.
Zaman aleyhimize işliyor.
Yok, öyle şahsi, kişisel falan değil, topyekûn, toplumsal, çok temelden bir sorun. Hepimizi ilgilendiriyor.
Adı da ekonomik çöküş.
Bu çöküş, öyle tek başına muhalif, muhalif olmaya yatkın, eğilimli olanlar için geçerli değil.
Dedik ya şahsi, kişisel değil, yakarsa sadece muhalif olanları değil, iktidar edenleri de yakar. İktidar edenlerin yanma süresi muhalif olanlara, fakir-fukaraya, geniş halk kitlelerine göre biraz daha gecikmiş olsa da/ki sürelerinin uzama nedenleri de, o arada bu kesimin sırtından varlıklarını sürdürüyor olmalarıdır/Halkın, o geniş kitlenin de sömürülecek, üzerine basılacak hali kalmadığında aynı güzergâha düşmekten başka da yolları kalmaz.
Yakıcı darbeden kurtulma şansları yok.
Yurttaş, iktidarın, iktidar edenlerin müşterisi konumundan kurtulma gayret ve çabası içinde, çok net görmek mümkün.
**
HDP’li belediyelere ve siyasetçilere kayyum yetmedi, büyük gözaltı operasyonları başladı. HDP’lilerin meclisten çekilme tartışmaları da bu süreç ile birlikte yoğunlaştı. Durum normal, güncel, geçiştirilmesi mümkün bir duruma hitap etmiyor.
Önümüzdeki süreçte her türlü sürprize açık olmalıyız.
Her an her şey olabilir. Bundan sonraki sürecin en ciddi takipçileri CHP ve kadroları olmalıdır. Ülke sorunları ve geleceğimizin teminat altına alınması, delege seçimi ve parti içi iktidar mücadelesinden çok daha önemlidir. İç iktidara odaklanıp, genel iktidar güzergâhını gözden kaçırmayalım diyorum. Parti zaten bizim/bizlerin. Önemli olan, genel iktidarın Bizlerde olmasıdır.