Yönetirken kontrolü kaybetmek!
Haber Tarihi: 08.04.2020
Bir şeyi yönetirken kontrolü kaybetmek mümkün; araba gibi, şirket gibi, aile gibi, ülke gibi düşünelim. Acabası, nedeni, fakatı yok bu durumun.
İnsanız çünkü.
Yönetme kabiliyetine esas olan, temel teşkil eden kontrolümüzdeki alanlar, mümkündür ki bir an kontrolümüzden çıksın, çıkmıştır da. Hepimiz için geçerli bir durumdur, yaşam-dünya dediğimiz tiyatro sahnesindeki biz oyuncuların, güncel replikleri gibi düşünmek gerekir; kontrol ve kontrolsüzlük.
Mantıkla, aklıselimle, danışarak, paylaşarak, ayağını gazdan keserek, göz gezdirerek, kulak kabartarak, denge fren sistemine şans tanıyarak, kontrolü nasıl sağlamak gerektiğini düşünerek, kontrolü yeniden sağlamak belki mümkün olabilir.
Belki diyorum, çünkü bunları yaparken akli melekelerin, sağlıklı ve iyi niyetli bir şekilde diri olması gerekiyor. Bu tür durumlarda önemli olan akli melekeleri kaybetmemektir. Onu da kaybedince rastgele toslanan şeyin ne olduğu artık çok önemli değil.
Kontrol; su testinin içindeyken mümkündür, testi kırıldıktan sonra suyun hangi yöne doğru aktığının hiç bir önemi yoktur, çünkü suyun kontrolünü sağlamak artık elimizde değildir.
**
Milattan önce milattan sonra gibi, bizden önce de oldu bizden sonra da olacak. Devirler geçecek, dönemler kapanacak. Şimdiye kadar olduğu gibi her devrin hem tanıkları hem de sanıkları olacak.
Bu devir, bu dönem de geçecek. Görürüz ya da görmeyiz, üzerinde çok durmaya gerek yok, ancak hiç kimse sanmasın ki; tanıkları ve sanıkları olmayacak.
Kibir, menfaat, liyakatsizlik, hesapsız/kitapsız davranma sebebidir.
Yönetenler, varlık nedenleri olan bireyi, onun oluşturduğu kitleyi, yani halkı unutmaya başladığı andan itibaren tökezler. Hesap vermesi gereken bu kesimden hesap sormaya başladığında da ayak dolanır, yere kapaklanır.
Tarih, çoklu örnekleriyle kendini bize anlatıyor.
NACİ SAPAN İsimli Yazarın Diğer Yazıları
- CHP, hafta sonu 81 ilde
- CHP’nin Anadolu’ya çıkma zamanı
- CHP GÜNDEMİ BELİRLİYOR
- Belediyeler ve savurganlık!
- Siyaset ile dans…
- Kaygı ve endişelerimiz!
- Karanlıktan aydınlığa yürüyüş
- Devleti kin ve nefretle yönetiyorlar!
- Siyasi ahlak yasası şart
- Gençlik Spor’un imamları!
- Cumhur’un ortakları!
- GENÇLİĞİN HAYALLERİ OLMALI
- Devlet ve Şizofren kriminaller!
- Aş, iş, kurtuluş hikâyesi!
- Travmasız şeffaf güzergâh!
- Namusun mihenk taşı!
- Çağdaş Robin Hood’lar!
- Söylemde ‘güçlü’ eylemde zayıf
- Toplumun göklere çıkarma hastalığı!
- Akılsız kalabalıklar ürkektir!
- Gettolaşan siyaset ve kurumları!
- Yerel basınla meşale yakmak!
- Vicdanı olan vicdanı olmayan!
- ‘Naylon gazeteci’ profili üzerine!
- Ortaya karışık bir yazı!
- Yeni yüzyılda alternatif olmak
- Demokrasi ve sorumluluk
- Dükkanın ortağıyız, müşteri değiliz.
- Siyaset lastiği can acıtıyor!
- Aydınlık geleceğe işaret fişeği
- Yerelden güçlenmek ve güçlendirmek
- Türkiye’nin Ortadoğu ile imtihanı!
- Kafa yormadan yazmak!
- ‘Deniz bitti’, sür gemiyi karaya!
- ‘Depresyondayız’ halleri çiftetelli oynuyor!
- Tehdit mesajı mı, seçim startı mı?
- Son sözü yine halk söyleyecek.
- Demokrasi kurban eti değil ki, saklansın!
- Her şeye hazırlıklı olmalıyız
- Halk sınavını verdi, sıra belediyelerde
- Belediyeler, Kurultay ve CHP’nin ikt345ar sınavı
- Haziran’dan Haziran’a Demokrasi trafiği
- Parlamenter rejim; Demokratik siyaset
- İstanbul tamam, sıra Türkiye’de
- Sarılacak ip koptu, tutunacak dal kalmadı!
- Yalan Tsunamisinin mağdurları!
- ‘YSK- VAR’ ve hileli karar!
- İttifakın adı Demokrasi güçler234ir
- Vicdanlarda mahkum olmak!
- ‘Al takke ver külah’ devri!
- Sandık Fetişizmi!
- Başaran Demokrasi güçler201ir!
- Ortak çaba ve kazanım
- Halk, filmin tekrarını izlemek istemiyor!
- Gazeteci kılığındaki gazeteciler!
- Demokrasiye sandıkla sahip çıkmak!
- Siyasette şahsi suçlama halleri!
- Devletin değil, ikt167arın bekası!
- Demokrasiyi yerelden ayaklandırmak!
- Barış mı, kan davası mı?