Türkiye’nin yeni bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Çağdaş, demokrat, insan haklarına saygılı, kendi yurttaşları ve Dünya yurttaşları ile barışık, çatışmacı, saldırgan bir dil ve üsluptan uzak bir yönetim anlayışına ihtiyaç var. Daha ekonomiyi sıralamaya katmadık ki, asıl olan da içinde bulunduğumuz ekonomik krizin nasıl atlatılacağı konusudur.
Yerel seçimler sonrası yaşadığımız, tanıklık ettiğimiz ‘aymazlık’, AK Partinin nasıl dibe vurduğunun tanıklığıdır. Fakirleştirdiği, neredeyse ekmeğe muhtaç hale getirdiği geniş halk kitlelerinin tercihinin kendilerini ‘Topal ördek’ konumuna getirdiğini bildikleri halde yeni göreve gelen belediye başkanlarına atfeden yönetim anlayışının, ‘Gitmezük’ naralarının, demokratik yönetim anlayışlarının zıddı bir anlayış olduğunu, artık dünyada kabul görmediğini anlamaları için sanırım biraz daha zaman gerekiyor, kendi anlayışlarının şifrelerinde gizli kodları çözülünceye kadar.
Bizim açımızdan şifreleri çözülmüş kodların gen haritası aslında açıkta, sadece biz/bizlerde değil, onlar tarafından da çözülmüş ancak, mevcut saltanatın devamı kifayetsiz, yetersiz, bilgi ve beceriden uzak bir kesim tarafından sürdürülmesi isteniyor ki, bu durum da mevcut AKP iktidarının geleceği açısından hiç de olumlu bir tablo değil. Sandıkla gelip sandıkla gitmeyi benimseyen toplumun ayarlarını bozmanın hiçbir mantığı yok.
**
Tablo ortada.
Mevcudun karnesi düşük, notlar sıfırın altında.
*Ana muhalefet liderine saldırı ısrarla meşru zemine taşınıyor!
*Belediyelerdeki yolsuzluk, hırsızlık marifetleri normalmiş gibi kabul ediliyor.
*Atanan kayyumların belediyelerdeki ‘Saray saltanatı’ ile ilgili tek laf edilmiyor.
*Yapılan yolsuzlukların, gereksiz harcamaların(banyo-tefriş-fıstıklı kadayıf, kahve fincanı gibi yüksek fiyatlı harcamalar.)
*İstanbul seçimlerinin iptali için olmadık entrikalar deneniyor.
*İstanbul Çırağan sarayının önüne iki ailenin düğünü için kış bahçesi yapılıyor, karşı çıkmak bir yana, karşı çıkması gerekenler düğünün baş konukları oluyor.
*Ülkenin bütün ihalelerinin tek kalem mantığı ile toplandığı aile şirketleri de orada.
Gariban biri tarihi bir eserin önünde domates tezgâhı açsa, yıllarca adliye kapısında sürünür ki, bunun örneklerini çok gördük.
*Cezaevleri suçsuz günahsız insanlarla tıka basa dolu olduğu için yeni cezaevleri gündemde!
Neymiş beka sorunu varmış!
Hadi oradan demezler mi adama?
**
Türkiye mutabakatı için bir diyeceğimiz yok, ülke gerçekten zor durumda.
Ancak, bu aymazlıkların içine çekilmek istenen Cumhuriyet Halk Partisinin çok dikkatli ve özgün bir politika izlemesi şart, hem içeride hem de dışarıda. Bu aşamada belediyelerin sağlıklı yönetilmesi, topluma ‘Biz daha iyi yönetiriz’ imajı, güveni verildikten sonra zaten geniş toplumsal Türkiye ittifakı doğal mecrası içinde hayat bulacaktır. Mevcut iktidara ‘Türkiye elden gidiyor’ gibi hamaset kokan düşünce tarzıyla ortak olunduğu an CHP ile birlikte Demokrasi güçleri de kaybedecektir. Türkiye mutabakatının nasıl olacağı 31 Mart seçimlerinde test edilmiştir, yeni bir durumdur. AKP iktidarı ise 18 yıldır test edildi, sınıfta çaktı.