Cumhurbaşkanının Trabzon konuşmasından ne anlamak gerekir?
Olası bir erken seçimde sandıkta hesap soracağız değil ise, el koyma, çökme mesajı olarak mı değerlendirmek gerekir belediyelere ve muhalefete dönük sözlerini.
Yok, seçim mesajı, seçim startı ise;
Hem yorulduk
Hem de usandık.
Sandıkta hesap vermek-sormak ise maksat, o maksat çoktan aşıldı.
Hesabın yazılış ve ödeniş şekli şimali değişti.
Hesaplar artık sandıktan değil, açıktan soruluyor.
Neden?
Çünkü demokrasinin ‘ar damarını’ çatlattık, hep birlikte!
**
Seçilmiş Belediye Başkanlarına kayyım atanması ile ilgili gerekçeleri, yöntemi, belediyelerin yandaşlara arpalık olarak kullanılması amaç ve gayelerini hiç tartışmıyorum. Ancak, o kentlerdeki iş dünyasının sayısız Sivil Toplum Kuruluşlarının başkan ve yöneticilerinin anlık değişen ‘özgür’ fikir ve düşünce tarzlarını bir miktar arızalı, sağlıksız, yukarıda sözünü ettiğim demokrasinin ar damarını çatlatmaya dönük girişimler olarak değerlendiriyorum.
Neden mi?
Kızacaklar, kızsınlar, hiç umurumda değil..
Diyorlar ya, ‘biz 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz’, biz de birbirimizi biliriz.
Yahu arkadaş;
Dün başkan iken Selçuk Mızraklıyı ziyaret edenler, kayyım atanır atanmaz, daha ayaklarının tozunu silmeden ‘Kral öldü, yaşasın kral’ ya da ‘Gelen ağam, giden paşam’ hesabı, sorgusuz sualsiz dalıyorlar belediye binasının içine, çektiriyorlar Başkanlık yazısının altında fotoğraflarını.
Bir Belediye Başkanını ziyaret etmeyi hiç tartışmıyorum, nezaket gereğidir.
Soru şu; Hangi başkanı beğendiniz?
Bir haftada iki başkan, iki ziyaret,
‘Çalışmalarınızda yanınızdayız, her türlü desteğimiz yanınızda, sizlerinde kurumlarımıza desteğini bekleriz, el birliği ile kentimizi kalkındıralım’ gibi ya da benzeri cümleleri kullanırken duygularınızın içeriğini çok merak ediyorum.
Kayyım, pardon başkanvekilini ziyaret etmeden, ederken, atanma ile ilgili uygulamanın yanlış olduğunu, demokrasiye aykırı bir durumun söz konusu olduğunu telaffuz ettiğinizi sanmıyorum.
3 gün önce HDP’nin seçilmiş, 3 gün sonra AKP’nin atanmış Belediye Başkanına aynı cümleleri sarf ederken, aklınızdan geçen ya da izahı sorulduğunda, ‘Ne yapalım bizler iş adamıyız, iş adamının partisi olmaz’ dediğinizi duyar gibiyim. Bu noktadaki eleştirimden de, bütün STK’ları değil, para ile ilgili STK’ları kast ettiğimi anlamışsınızdır. Zaten o köftehorlarda kendilerini biliyorlar.
**
Dün haberleri izliyorum, daha doğrusu gözlerim kapalı dinliyorum.
‘Sinnaht, Haftanin, Zap, operasyon, etkisiz hale getirildiler’ gibi sözler duyuyorum, gözlerim kapalı ya, kısa süreli rüyam beni 90’lı yıllara götürüyor.
Dün, bugün, filmin tekrarı gibi..
Bitirdik, ezdik, yok ettik, etkisiz hale getirildiler, bölge temizlendi.
40 yıl önceki filmin benzeri.
Operasyon yapılan bölgelerin isimlerinin değişme şansı yok coğrafik olarak. Ancak, sayısız kez operasyon yapılan bölgeler sürekli ‘terörist’ üretmiş ki, yüz defa bitirdik, ele geçirdik denilen yerlere hala operasyon yapılıyor.
Birileri bizi fena düdüklüyor!
**
Muhataplar birbirini kandırıyor, ortada suçlu yok!
Çünkü herkes tribüne oynuyor.
Maçı kazansa da asıl kaybeden halk, asıl kazananlar maçı oynamayanlar.
Anahtar kelimeler; (Ar, damar, demokrasi, çatlak.)