İş, aş, ekmek söz konusu olduğunda, yani toplumun önemli bir kesimi bu üç temel meselede umutsuzluğa düştüğü andan itibaren iktidar edenlerin, yönetenlerin sonu geldi demektir. Yarım asırlık ömrümüzün anlama süreçlerinde sonu gelenlere tanıklıklarımız oldu. Baskıyı, zulmü, adaletsizlikleri konu etmeden iktidarların kaçınılmaz ‘gidiş’ hikâyesine tanıklık edemeyiz.

Aslında iktidar için gidiş hikâyesi yerel yönetimlerin kaybedilmesi ile başladı. Kazananların hikâyesi devreye girdi, başarılı bir şekilde devam ediyor. Yerel yönetimlerin sergilediği başarının gölgesinde kalan iktidar, yarattığı algının yükü altında giderek eziliyor. Ekonomik alanda, sosyal, siyasal, iç, dış politikalarının tamamında tökezlemeye başlayan iktidarın, sandıktan bir daha çıkma ihtimalinin olduğunu sanmıyorum.

Genel kanaat de bu yönde. Kuruyan deredeki balıkların yaşamlarını sürdürmek için çırpınış çabaları gibi değerlendirmek gerekiyor, iktidarın son çabalarını.

**

Onlar batarken, yerel yönetimlerin başarı hikâyesi, sunduklarının karşılığında yurttaşın güven endeksindeki yükseliş, gidişin ‘Tam Tam’ seslerinin daha da yükselmesine zemin hazırladı. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Aydın Büyükşehir belediyelerinin yerelden genele iktidar yolunun açılmasına dönük çalışmalarını her ne kadar yeterli bulmasak da, çok ciddi çalışmalar olduğunu kabul ediyoruz. Yetersiz bulmamızın nedeni, daha çok çalışmak, yurttaşa daha fazla faydalı olunması içindir. Verilen sözlerin, tüm maddi imkânsızlıklara rağmen gerçekleşmesiyle ilgilidir kaygılarımız. Başkanlar, bu kaygılarımızı zaman ilerledikçe gidermeye başladı.

Bu kaygılarımızdan biri, benimde seçim çalışması yaptığım Mersin’deki hafif raylı sistemle ilgiliydi. Cumhuriyet Halk Partisinin 10 aday adayının tamamının yatırım programında, vaatleri arasında metro-raylı sistem projesi mevcuttu. Özellikle vurgu yapılmasının başlıca nedeni de, kent ulaşımında ciddi ihtiyaç duyulmasına rağmen, MHP’li belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın vaat ettiği halde bunu gerçekleştirememesiydi. Aday adaylığı sürecinden adaylık sürecine geçiş yaptıktan sonra demokrasi güçlerinin de desteği ile seçimi kazanan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in bu vaadini geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği ihale ile sonlandırması ciddi bir başarı hikâyesi oldu.

İl kongresinde ‘Mersin’i kurtaracağız’ diye açıklama yapan MHP’lilere kapak bir ihale oldu. Kısa sürede tamamlanıp, devreye sokulduğunda, kimin Mersin’i kimlerden kurtardığını çok daha net göreceğiz. Yerel yönetimlerin başarısı sayesinde ülkenin de kurtuluşunun yakın olduğuna inanıyorum.