TV ekranlarında ne zaman tribünlere oynama şenlikleri başlasa, bilin ki ülkede bir şeyler oluyor!
Bilmiyorum. Ancak bir şeyler oluyor!
Şimdilik kaydıyla ne olacağını bilmediğimiz duruma ya da durumlara, bizim şimdiden ‘don’ biçmek gibi bir hadsizliğimiz, çokbilmişliğimiz ya da ‘Ben bilirim’, ‘Ben demiştim’ gibi üstenci bir bakış açımız, bunu topluma, insanlarımıza yansıtma gibi bir çabamızın olma ihtimali yok, öyle ihtimaller üzerine ahkâm kesen güruh gibi.
Şöyle bir bakıyorum çıplak göz ve arı bir beyinle, ileriye dönük bir sürecin kurgulanmış olduğu yönünde emareleri görmek mümkün. Bunun adı parlamenter rejime dönüş için patinaj durumu mu, bu duruma hitap edecek bir erken seçime dönük manevralar mı, doğrusu çok fazla kestirmek mümkün olmuyor. Kestirilmese de topyekûn hepsi de olabilir gibi bir öngörüde bulunmak da söz konusu olabilir, siyasetle ilgili beyin jimnastikleri yaparken. Şu anda siyaset kurumu zaten lastik misali, çek bırak, çarptığı yer yurttaşın vücudu, canı, yandıkça isyan yükseliyor kendi içinde.
Feraseti yüksek yurdum insanı, kendisini yönetene, çevresindeki haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, vicdansızlığa kızıyor, kendine zarar veriyor, bizlere, hayata, sevdiklerine veda ediyor. Diyarbakır’da büyüklerimizden bize miras bir öğüt gibi söyleme denk geliyor, İstanbul’da dört kardeşin ortak vedasındaki hazin gidiş.
Diyarbakırlılar, bütün çabasına, anlatımlarına rağmen baş edemediği cahil-cühela karşısında en asil tavrını takınır, ‘Sahan edemiyem ma kendime de edemiyem’ (Gücüm sana yetmiyorsa, kendime yeter)deyip o cehaletin hakim olduğu alanı terk eder. Yani kavga-gürültü etmeden, alanın dışına çıkar. Ülkede dört kardeşin durumuna benzer o kadar yaşanmış durum söz konusu ki son zamanlarda. O gevşek siyaset lastiği elden bırakıldıkça can yakıyor, insanımızın ruhunu karartıyor, bedenini işlevsiz hale getiriyor.
Ve hala, bir takım kıymeti kendinden, kıymetsizliği toplum nezdinde menkul tipler, ipe sapa gelmez açıklamalarla, TV ekranlarında ahkâm keserek topluma yön vermeye çalışıyorlar.
İzliyoruz. Rakip/rakipler inanılmaz hatalar ve açmazlar içinde. İktidar ve yandaşları ve paydaşları için söylüyorum. Dindar nesilde başarılı olamadılar, ancak kindar nesil konusunda ellerine kimse su dökemez.
Onlar bu durumda iken bizim cenahta ne oluyor, neler olacak?
Parti içi iktidar birilerine yeterli gelebilir, ancak ülkemin insanları, bu topraklarda yaşayan bütün halklar, fotoğrafın büyüğünü görmek istiyor, genel iktidarı, halkın iktidarını görmek istiyor. ‘Yerelden genele’ sloganı da bunun içindi, Türkiye iktidarı içindi, parti içi iktidar için değildi!
Belediyeler yetmez, Türkiye iktidarı lazım, müttefik ve dostlarımızla kol kola, omuz omuza.